Prof. Dr. Mustafa Öztürk'e 'ölüm fetvası' hakkında suç duyurusu

İlahiyatçı öğretim üyesi yazar Mustafa Öztürk hakkında ölüm fetvası verdiği ileri sürülen Havran Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu ve bu fetvayı yerine getirmek istediği iddia edilen iki sanık hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Öztürk avukatı aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na kendisi hakkında 'ölüm fetvası' verdiğini ileri sürdüğü Havran Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu ve bu fetvayı yerine getirmek istediği ileri sürülen iki sanık hakkında suç duyurusunda bulundu. Mustafa Öztürk’ün avukatı Ali Eroğlu müvekkili hakkında ölüm fetvası verdiği belirtilen Havran müftüsü ve bu konuda sosyal medyada paylaşımlar yapan Fahrettin Yolcu ile kendini 'tarihçi yazar' olarak tanıtan Orhan Baylan hakkında "ölümle tehdit", "hakaret" ve "hedef gösterme" suçlarından ceza verilmesini istedi.

Prof. Dr. Öztürk’ün avukatı Ali Eroğlu yaptığı suç duyurusunda Havran müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu’nun 20 Aralık 2018 tarihinde Facebook sayfasında, “Peygamberimiz olsaydı büyük ihtimalle bunu öldürtürdü. Ka’b Bin Eşrefi öldürttüğü gibi” şeklinde paylaşımlar yaptığını belirtti.

'CEMAATÇİLER İLE İLAHİYATÇILAR' TARTIŞMASI

Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün ölümle tehdit edilmesine varan süreç çeşitli cemaat ve tarikat liderleri ile Mustafa Öztürk’ün ilahiyatta temsil ettiği anlayış arasında son dört yıldır süren tartışmanın ardından yaşandı. Bu tartışmaya son olarak, 'Cübbeli Ahmet Hoca' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de katılmıştı. Ünlü son dönemde verdiği vaazlarda Öztürk’ü hedef alan çeşitli açıklamalarda bulunarak, “Mustafa Öztürk diye biri var. Ben nasıl hak yolda konuşuyorsam o batıl yolda konuşuyor. Sakın dinlemeyin. Sizi suya götürür susuz getirir, ayakta uyutur” demişti.

Ama tartışmanın geçmişi 2014 yılına kadar uzanıyor. Yine İslami camianın tanınan isimlerinden Mustafa Özcan o dönem Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi olan Mustafa Öztürk’ün görüşlerini eleştiren İslamcı Hüküm dergisinde “Alim mi teolog mu” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Özcan yazısında, Mustafa Öztürk’ün "Kuran'ı çarpıttığını" ileri sürerek gazeteci Ahmet Hakan’ın programında “iyi bir ilahiyatçı ölü veya diri üç beş dil bilmeli” dediğini ileri sürerek, “Kuran’ı ve sünneti yok saydığını” söyledi. Ardından Öztürk bu yazıya cevap vererek böyle bir programa katılmadığını ve bu sözleri söylemediğini belirterek Özcan’ı yalancılıkla suçladı, “Sonuç olarak Mustafa Özcan baştan sona arızasın, baştan sona cahil, nadan ve nobransın. Üstelik gazetecilik ahlakı açısından Doğan medyasında bile eşine az rastlanır türden bir ahlaksızlığın temsilini yapmaktasın” dedi.

TARTIŞMAYA DİĞER TARİKATLER DE KATILDI

O dönem Kanal 24 adlı kanalda dini program yapan Mustafa Öztürk’e yönelik eleştiriler bu tartışma ile son bulmadı. Aksine çeşitli cemaat ve tarikat hocaların da katılımı ile dozajı sürekli artan bir seyir izledi. Mustafa Özcan özellikle Öztürk’ün Said-i Nursi eleştirilerinden büyük rahatsızlık duymuş ve kendisinde “Bediüzzaman takıntısı” olduğunu ileri sürmüştü. Özcan bir başka yazısında sert bir şekilde eleştirdiği Öztürk’ü “cenneti feministleştirmekle” suçladı.

GÜLEN CEMAATİ'NİN DE HEDEFİNDEYDİ

Fakat Prof. Dr. Mustafa Öztürk, İslami camiada Fethullah Gülen örgütü ile dirsek teması olmamış, aksine onu sürekli eleştirmiş ender ilahiyatçılardan biriydi. Bu yüzden cemaatin çeşitli eleştirilerine ve saldırılarına maruz kalmıştı. Son olarak Gülen örgütlenmesine yönelik açılan çeşitli davalarda bilirkişi olarak görev yapmıştı. Öztürk’ü eleştiren musellem.net adlı İslamcı internet sitesinde şunlar yazılmıştı; “Sermayesi az evvel yazdığımız çalışma ve gayretleri olmayıp sadece ve sadece Fethullah Gülen aleyhtarlığından ibarettir… Dünkü cuntacıların kalleş hocalarının cunta devrinin bitimiyle tasfiye edildiği gibi o da tasfiye edilecektir paralel yapı muhabbetleri kabak tadı verip de raflarda yerini aldığında.”

Mustafa Öztürk’ün cemaatlere ve Kuran’ı yorumlama tarzına karşı İslamcı camianın geleneksel kanadından gelen eleştirilerin dozu sürekli arttı.

DİYANET GÖREVE ÇAĞRILDI

Tartışmanın önemli taraflarından İhsan Şenocak, Öztürk'ün eleştirilerini "Kuran’a saldırı" olarak yorumlayıp Fransa’da Hazreti Muhammet’in karikatürünü yayımlayana Charlie Hebdo dergisi ile kıyaslayarak şunları söylüyordu, “Şimdi ben buradan Diyanet İşleri Başkanlığımıza diyorum ki, Fransa’da Kuran’a hakaret edilince cevap veriyorsun da, peki bu şahıs tefsir dersine giriyor, bu milletin evladına Kuran-ı Kerim'i anlatıyor, ilahiyat fakültesinde tefsir dersine giren bu adam, Kuran-ı Kerim’deki bir takım kıssaların hakikat olmadığını söylüyor, peki buna inananın hükmü nedir? Kuran-ı Kerim'deki bazı ayetlerin haşa, masal olduğunu söylemenin hükmü nedir? Soruyorum.”

'ULEMA SORGULASIN TEVBE ETMEZSE KATLEDİLMELİ'

Bu eleştirilerin ardından Mustafa Öztürk’ün katıldığı bazı panellere yönelik saldırı tehditleri yapılmıştı. Bu nedenle bazı panelistler son anda katılmaktan vaz geçmiş, Öztürk katıldığı bir panelde ön sırada oturan İstanbul Valisi'ni kürsüden göreve çağırmıştı. Kendisine yönelik ölüm tehditlerinin artması üzerine Prof. Öztürk, Karar gazetesindeki köşesinde 'yurtdışına gidebileceğini'  de açıkladı. Ardından gazeteci İsmail Saymaz, Twitter’de tanınmış bir grup ilahiyatçının yer aldığı bir WhatsApp grubunda Öztürk için, “Ulema sorgulasın. Tevbe etmezse katledilmeli” dendiğini yazdı. Öztürk bu mesajı sosyal medya hesabında, “Bana ‘neden yurt dışına gidiyorsun ki hiç eleştiriye gelmiyorsun’ diyenlere” notu ile paylaştı.

'YA AFGANİSTAN YA PAKİSTAN OLACAĞIZ' DEDİ

Bu gelişmelerin ardından Havran Müftüsü'nün kendisi hakkında yaptığı paylaşımlardan dolayı avukatı Ali Eroğlu bugün İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Eroğlu bu konuda verdiği dilekçesinde müvekkili Mustafa Öztürk’e yönelik tehditlerin son dönemde arttığını belirterek, "2018 yılı Ekim ayında Üsküdar’da katıldığı 'iman ve Ahlak' sempozyumunun yapılmaması yada kendisinin konuşturulmaması yönünde belirli bir yapının mensupları tarafından kampanya yürütüldüğünü" ileri sürdü. Bu panele katılan Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün bazı katılımcıların tehditlerden dolayı sempozyumdan çekilmesi üzerine şu konuşmayı yaptığını aktardı; “Bu gidişat iyi bir gidişat değil, bu böyle giderse ya Afganistan, ya Pakistan olacağız. Müslümanlar birbirinin gırtlağını sıkacak yada devlet, 'Efendiler. Bu memleket şeyhler meczuplar memleketi değildir' deyip bize 28 Şubat’a rahmet okutacak ikinci bir sopa gelecek” ve “İlahiyat da benim, Diyanet de benim, devlet de benim, din de benim diyen bu kitlelere artık bir dur denilmesi gerekiyor. Bu ülkede farklı seslerin dillendirilmesine mani olan bu faşizan dile artık bir son verilmesi devletin boynunun borcudur.”

Avukat Ali Eroğlu bu konuşmadan sonra tehditlerin daha da arttığını belirterek, “Cübbe/sarık ve şalvarlarıyla maruf bir yapının ileri gelenlerinin önderliğinde bir linç kampanyasının hedefi olduğunu” ileri sürdü.