Leyla Güven: Öcalan ile görüşme sağlanıncaya kadar açlık grevini bırakmayacağım

HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven, açlık grevinin gerekçesini açıkladı. Güven, PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşme sağlanıncaya kadar açlık grevini bırakmayacağını duyurdu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven, tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi cezaevinden bir mektup yazarak açlık grevine başlama gerekçesini açıkladı. Güven mektubunda, "Sayın Öcalan mesajında Kürt ve Türk halklarının tarihsel-kadim kardeşliğine dikkat çekmiş ülkemizin toplumsal barış ve hizmet edecek çözümün kendi öz dinamikleriyle gerçekleşme olasılığının mümkün olacağını dile getirmiştir. Sayın Öcalan bu çözüm süreci içerisinde kendisine düşen tüm sorumluluğunu olarak nihai çözümde tek aktör olduğunu bir kez daha göstermiştir. Karşılıklı müzakere sürecinin başlama arifesinde AKP hükümetinin tekçi-savaşı dayatan politikaları nedeniyle geliştirilen süreç sona ermiş, ülkemiz yeniden savaş ve yıkıma sürüklenmiştir. Çözümsüzlüğü dayatan AKP hükümeti bir yandan halkın belediyelerine el koyarak halkın temsilcilerini tutuklayarak sorunların daha da ağırlaşarak devam etmesine neden olmuştur. Bu nedenlerden dolayı ben özgür irademle Sayın Öcalan ile görüşme sağlanıncaya kadar süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başladığımı belirtiyorum" ifadelerine yer verdi. Güven, PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşme sağlanıncaya kadar açlık grevini bırakmayacağını duyurdu.

Güven, geçen hafta Diyarbakır 9 Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasına kelepçeyle getirilmeyi reddettiği için katılmamıştı. Duruşmaya SEGBİS’le katılan Güven, süresiz dönüşümsüz açlık grevine başladığını açıklamıştı.

LEYLA GÜVEN’İN MEKTUBU

"Leyla Güven’in Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nden gönderdiği mektupta şöyle dedi:

“Tarihsel olarak Kürt gerçekliği varlığını sağlama potansiyelini her türlü inkar, imha ve kültürel söylemin politikaları karşısında koruyabilmiştir. Tüm bu kül…(yazı okunmuyor) politikalar günümüzde de benzer yöntem ve araçlarla ağırlaştırılarak uygulanmaktadır. Dolayısıyla bu politikalardan kaynaklı tarihsel ve güncel anlamda Türkiye toplumumun en ağır ve köklü sorunu Kürt sorunu olarak varlık bulmaktadır. Kürt sorununa dönük dönem dönem geliştirilen çözüm arayışları tekçi ve egemenlikli iktidar zihniyet ve politikaları nedeniyle sürekli sekteye uğramıştır. En son 2013 yılı newrozunda sayın Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun çözümüne dönük mesayı yeni bir dönemi başlatmıştır. Sayın Öcalan mesajında Kürt ve Türk halklarının tarihsel-kadim kardeşliğine dikkat çekmiş ülkemizin toplumsal barış ve hizmet edecek çözümün kendi öz dinamikleriyle gerçekleşme olasılığının mümkün olacağını dile getirmiştir. Sayın Öcalan bu çözüm süreci içerisinde kendisine düşen tüm sorumluluğunu olarak nihai çözümde tek aktör olduğunu bir kez daha göstermiştir. Karşılıklı müzakere sürecinin başlama arifesinde AKP hükümetinin tekçi-savaşı dayatan politikaları nedeniyle geliştirilen süreç sona ermiş, ülkemiz yeniden savaş ve yıkıma sürüklenmiştir.

Çözümsüzlüğü dayatan AKP hükümeti bir yandan halkın belediyelerine el koyarak halkın temsilcilerini tutuklayarak sorunların daha da ağırlaşarak devam etmesine neden olmuştur. Bu gün açısından Türkiye toplumunun içinde bulunduğu tüm toplumsal sorunların çözüm aktörünün Sayın Öcalan olduğu herkesçe bilinmektedir. Sayın Öcalan 2015 yılından beri ne aile ne de avukatları ile görüştürülmüyor. Ağır tecrit koşullarında tutulan sayın Öcalan’ın Türkiye toplumunun barışını sağlayacak bir misyona sahip olduğunu vurgulamak istiyorum. Ayrıca misyonunun ve rolünü yerine getirebilecek koşulların ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde sağlaması gerekmektedir.

Bu nedenlerden dolayı ben özgür irademle Sayın Öcalan ile görüşme sağlanıncaya kadar süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başladığımı belirtiyorum.

Gereği bilgilerinize sunulur."