24 çevreci avukatın tasfiyesi: Noyan Özkan'ın hatırasına saygısızlık

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre Komisyonu'ndan tasfiye edile 24 avukat arasında yer alan Arif Ali Cangı ve Cem Altıparmak yaşadıklarını anlattı. Cangı bu kararlar TBB'nin adına ödül koyduğunu avukat Noyan Özkan'ın hatırasına saygısızlık ettiğini belirtirken Altıparmak, "Biz komisyonda çalışmaya başlamadan önce de ekoloji mücadelesinin içindeydik, aynı mücadelenin içinde var olmaya devam edeceğiz" diyor.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Türkiye'de doğa katliamlarına karşı yürütülen hukuki mücadelede görev alan 24 gönüllü avukat, geçtiğimiz günlerde Türkiye Barolar Birliği (TBB) bünyesinde çalışma yürüttükleri komisyondan tasfiye edildi.

Türkiye Barolar Birliği yönetiminde çalışan çevreci avukatların tasfiye edilerek yeni bir komisyonun görevlendirilmesinin ardından ekoloji mücadelesi içinde yer alan platformlar bu haksızlığa karşı tepkilerini dile getirdi. Yaşanan tasfiye süreçte TBB yönetimi ile komisyon üyeleri arasında neler olup bittiğini ve bu tasfiyelerin olası sonuçlarını TBB çatısı altında çalışmalar yürüten Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyeleri Arif Ali Cangı ve Cem Altıparmak ile konuştuk.

Arif Ali Cangı: Komisyondakiler olarak her birimiz Barolar Birliği üyesi olmasak dahi; çevre ve ekoloji avukatlığını, yaşam savunuculuğunu, komisyon üyeliğinden önce bir yaşam biçimi haline getirmiş avukatlarız.

'NOYAN ÖZKAN ÖDÜLÜ ÜZERİNDEN BİR TUFAN KOPARILIYOR'

Ödül jürisinin TBB tarafından verilen, 'Avukat Noyan Özkan Onur Ödülü' için bu yıl kurumsal olarak Egeçep’e ödül verilmesini uygun bulmasının tasfiye kararında etkili olduğunu söyleyen avukat Arif Ali Cangı, komisyonun işlevini ve dağıtılmasının yaratacağı sonuçları şöyle özetliyor, "Bu yapılanlarla Egeçep’in üzerinde bir tartışma yaratmaya çalışılarak Noyan Özkan ödülü üzerinden bir tufan koparılıyor. Kaldı ki; TBB, Egeçep ile birlikte Efemçukuru Altın Madeni’ne verilen iznin ve bazı yönetmeliklerin iptali için dava da açtı. tam adı ile 'Avukat Noyan Özkan Çevre ve Ekoloji  Mücadelesi Onur Ödülü' dağıtılan komisyonun Türkiye Barolar Birliği'ne kazandırdığı en onurlu şeydir. Bu sayede Barolar Birliği, Türkiye'deki ekoloji hareketi içinde etkili bir kurum halini aldı. Komisyonun çalışmaları sayesinde de çevre hukukunda söz sahibi oldu ve önemli bir aktör haline geldi.”

'NÜKLEER KONUSUNDA ÇALIŞMALAR YARIM KALDI'

Komisyon çalışmalarını geçinmek için yaptıkları işler dışında, toplumsal sorumluluk ve doğaya borçlarını ödeme anlayışı ile yaptıklarını belirten Cangı şunları söyledi, "Komisyona girerken amacımız da Barolar Birliği’ni, meslek örgütümüzü bu işlerde etkili kılmaktı. Bu kapsamda çok önemli işler yaptık. Örneğin Akkuyu nükleer santrali davasında Barolar Birliği’nin davacı olduğu dönem, bu komisyonun etkin olduğu dönemdir. Sinop’taki nükleer santrala ilişkin yapılan çalışmalar da yine bu komisyon tarafından gerçekleştirildi. Şimdi tasfiye ettikleri bu komisyon sayesinde TBB, Sinop nükleer santralı yapacak ülke barolarıyla, Japonya Barolar Birliği, Tokyo Barosu; Fransa Barolar Birliği ile yine bu santralden etkilenecek Bulgaristan, Gürcistan gibi komşu ülkelerdeki barolarla yazışmıştı. O dönem, sadece Sinop’ta kurulacak nükleer santral için değil, o bölgelerde olan nükleer santrallerin yarattığı risklere ilişkin yazışmalar da başladı. Ancak şu an bu çalışmaların hepsi yarım kalmış durumda. Bu komisyonun dağıtılmasının yaratacağı en önemli sonuç da bu aslında. Yani bu hamle, TBB’nin çevre hukukunda üstlendiği  rolden vazgeçilmesi anlamına gelmektedir."

BU YAPILAN NOYAN ÖZKAN’IN HATIRASINA SAYGISIZLIK

Şahıs olarak komisyondan atılmanın hiçbir önemi olmadığına vurgu yapan Cangı'nın tasfiyeye ilişkin değerlendirmeleri ise şöyle, "Benim içimi yakan Noyan Özkan’ın hatırasına ciddi bir saygısızlık yapılması. Noyan Özkan, Egeçep'in kurucularından, Egeçep Derneği’nin en disiplinli üyelerindendi. Onun adına ödül verilmesi yönergeye uygun kararlaştırıldı; ama Barolar Birliği bu ödülü vermediği gibi onun üzerinden başka başka tartışmalar yaratıyor. Yani komisyonun dağıtılmasına gerekçe yapılmaya çalışılan ‘Noyan Özkan ödülünün yönergeye göre verilmemesi’ iddiası, gerçek olmadığı gibi Noyan Özkan’ın hatırasına bir saygısızlık. Beni en çok yaralayan bu. Vefa diye bir şey olması lazım. Öyle ‘Ben yaptım oldu’, şeklinde  komisyon dağıtılmaz. Sözüm ona yeni yönerge hazırlanmış ona göre dağıtıyor... Onlar ne zaman yayınlandı? Komisyonun dağıtılmasından sonra yeni yönerge yayınlandı. Yani ‘Ben işi yaptım, kuralı arkadan gelir’, anlamına geliyor bu durum. TBB'ye hiç yakışmadı."

Cem Altıparmak: Çukurova bölgesindeki 4 termik santralin lisans iptali ve 3 termik santralin ise ön lisans iptali davası, Akkuyu Nükleer Santrali’nin lisans, ön lisans ve ÇED olumlu kararının iptali davaları, 141 ovanın tarımsal SİT ilan edilmesi ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin hükmünün iptali davası, Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği’nin iptali davası, İzmir Efemçukuru Altın Madeni kapasite artışı ÇED olumlu kararının iptali davası, doğal SİT alanlarını kullanımına dair ilke kararının iptali davaları gibi davalar, bizzat TBB’nin davacı olduğu davalardan bazıları. Bunlar haricinde, ekolojik tahribata uğramış birçok alanda komisyon olarak keşiflerde bulunduk. Hatta İzmir Urla’daki bir keşif ve inceleme esnasında, jandarma tarafından saatlerce hukuksuz bir şekilde gözaltına alındık.

'EKOLOJİ MÜCADELESİNDE VAR OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Komisyonun tasfiyesine giden süreçte yaşadıklarının 'ülkenin tüm kurumlarına sinen otokrasi eğiliminden TBB’nin de payına düşeni alması olduğunu' söyleyen avukat Cem Altıparmak ise şu değerlendirmede bulunuyor, "Bunun daha erken olmamasının tek sebebi, komisyonda çalıştığımız dönem boyunca bizlerle TBB yönetimi arasında adeta bir dalgakıran işlevini yüklenen, komisyondan sorumlu TBB Yönetim Kurulu üyeleri Bursa Barosu üyeleri Ali Arabacı ve Ekrem Demiröz ile çalışmış olmamızdır. Biz zaten komisyonda çalışmaya başlamadan önce de ekoloji mücadelesinin içindeydik, sonrasında da aynı mücadelenin içinde var olmaya devam edeceğiz. Ülkenin her şeyi en iyi bilen, biricik çevre avukatları olduğumuza dair bir iddiamız da yok. Sadece bu mücadele pratiği içinde edindiğimiz bilgi ve deneyimlerimizi, gönüllü olarak meslek örgütümüze aktarmak istedik çünkü meslek örgütümüzü önemsiyorduk. TBB Yönetim Kurulu’nun kimi üyelerinin, katıldıkları toplantılarda 2018 yılı ödülünün sahibi olarak jüri tarafından seçilenler ve komisyon üyeleri hakkında, meslek etiğine sığmayan ve kabul edemeyeceğimiz konuşmalar yaptıkları söyleniyor. Muhaliflerini eleştirmekten ziyade onları aşağılamaya, küçük düşürmeye ve kamu önünde kriminalize etmeye yönelik bir dille söylendiği anlaşılan bu beyanların gerçek olup olmadığını, meslek örgütümüzün en üstteki temsilcisi olarak, bizzat birlik başkanımızın ağzından duymak bizim hakkımız. Bu komisyon ve ekoloji mücadeleleri bu açık sözlülüğü hak ediyor."

Noyan Özkan kimdir?

Noyan Özkan, 1953 yılında Zonguldak'ta doğdu. TED Ankara Koleji ve Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1983 yılında İzmir'de serbest avukatlığa başladı. Özkan 2000-2002 yılları arasında İzmir Baro Başkanlığı görevini de yürüttü. Doğa koruma faaliyetlerine yakın ilgi duyan Özkan, 1990 Bergen Çevre ve Kalkınma Konferansı'na Türkiye Hükümet Dışı Kurumları'nı temsilen katıldı. 1990 Tuna Çevre Kurumları Toplantısı, 1991 Sundsvall Çevre ve Sağlık Konferansı, 1993 ve 1995 Madrid/Barselona Akdeniz Çevreci Örgütleri toplantılarına katıldı. İzmir Çevre Harekatı Avukatları Grubu’nda 8 yıl süre ile İzmir ve Türkiye ile ilgili (Bergama Siyanürlü Altın, Akkuyu Nükleer Santral, Konak Alanı Galleria, Kordonboyu, Karşıyaka Katlı Otopark, Kokarkoy, İnciraltı, Egepalas, Gökova/Yatağan Termik Santralleri) gelecek kuşakları etkileyecek çevre koruma mücadelelerinde yer aldı. Pan Yayınları’ndan çıkan 'Doğa Koruma Rehberi' adlı kitabı da bulunmaktadır. Baro yayınlarından 'Uluslararası Çevre Sözleşmeleri', 'Çevre Hakkı' ve '17 Ağustos Depremi Hukuki Tespitler' kitap ve kitapçıkların hazırlanmasına katkıda bulundu. Özkan 6 Nisan 2013'te geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti.

İzmir’e Sahip Çık Platformu: Çevrecilerin tasfiyelerini kınıyoruzİzmir’e Sahip Çık Platformu: Çevrecilerin tasfiyelerini kınıyoruz