'Nafaka düzenlemesi: Kadını eve, erkeğe bağlı kılmanın planı'

Yoksulluk nafakasında düzenlemeye gidilmesi, 'Nafakayı ödeyemeyen koca böbreğini sattı', 'Kadınlar nafaka için boşanıyor' gibi iddialarla gündeme getirildi. Ancak ilgili iki bakanlığın 'nafaka mağdurları'nı yanına alarak düzenlediği çalıştay kadın örgütlerinden sert tepki çekti. EMEP yöneticisi Doğan "Kadınları güçlendirmek yerine onları zorla da olsa aile içinde tutmanın yolu aranıyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Boşanma durumunda 'yoksulluğa düşeceği' tespit edilen kişilere verilen yoksulluk nafakası konusunda yeni bir düzenleme yapılması 24 Haziran seçimlerinden bu yana gündemde. İlgili iki bakanlığın girişimleri ise yıllardır kadın hakları alanında mücadele veren örgütlerin tepkisini çekiyor. Peki tartışmanın merkezinde ne var? Kadın örgütleri hükümetin planlarına ısrarla neden karşı?

YOKSULLUK NAFAKASI NEDİR?

Boşanma sonrası nafaka, Medeni Kanun'un 175 ve 176. Maddeleri ile tanımlanmış durumda. Boşanma sonrasında yoksulluğa düşecek tarafın desteklenmesi yönünde bir düzenlemeyi içeriyor. 'Sınırsız' ibaresi kanunun üst çerçevesini oluşturuyor ve 176. maddede nafakanın iptal edilebileceği durumlar sıralanıyor.

Nafaka düzenlemesinde değişiklik yapılması ise Cumhurbaşkanlığı'nın 100 günlük eylem planında yer almıştı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı da, "Gündem Buluşmaları: Nafaka Sistemi" başlıklı bir çalıştayla bu meseleyi masaya yatırdı. Ancak 'nafaka mağdurlarının sorunlarının çözümü' iddiasıyla toplanan çalıştayda en çok gündeme gelen konu, 'yoksulluk nafakasında süre sınırlamasına gidilmesi' oldu.

'NAFAKA HAKKIMIZA DOKUNMAYIN'

                                                             ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Pelin Pektaş

Peki, Türkiye’de yıllardır kadın hakları konusunda mücadele veren kadın örgütleri bu konuda ne düşünüyor? Kadın örgütleri, sol ve sosyalist partiler, yoksulluk nafakasına ilişkin tartışmanın 'süre' üzerinden yapılmasına tepkili. ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Pelin Pektaş nafaka düzenlemesiyle 'kadınların şiddet görülen, yaşam hakkına saldırılan evliliklerde kalmaya, mutsuzlukla yaşamaya zorlandığının' altını çiziyor.

'KADINLARIN YAŞAM HAKKINA YÖNELİK BİR SALDIRI'

Pektaş, nafakada yapılması planlanan değişikliklerin Cumhurbaşkanlığı'nın 100 günlük eylem planında yer almasını da "AKP'nin kadınların yaşam hakkına yönelik bir saldırısı" olarak değerlendirip, "Onlar istiyor ki 'hamileyken parka çıkma, şortla otobüse binme, hatta sokakta kahkaha atma' Kadına salt aile içinde genel bakım işlerini yapmakla yükümlü kılmak dışında bir bakış açıları yok" diyor.

'AMAÇ BOŞANMAYI ZORLAŞTIRMAK'

'Yoksulluk nafakasının çoğunlukla kadınlara bağlanmasının temelinde eşitsizliğin yattığının altını çizen Pektaş "AKP de iktidara geldiği günden bu güne bu eşitsiz sistemi uyguladığı politikalarla daha da derinleştirmiştir. Yoksulluk nafakası bir haktır. AKP temel olarak kadınların bu hakkını elinden almak için çalışmaktadır. Esas olarak kadınlara 'açıkça şiddet görülen, yaşam hakkına saldırılan evliliklerde kalmaya mutsuzlukla yaşamaya devam edin' diyorlar. Boşanmayı zorlaştırmak için yapılmaya çalışıldığı aşikardır. Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığı, her gün pek çok kadının yaşamını yitirdiği, katledildiği, tacize ve tecavüze uğradığı, şiddet gördüğü, ekonomik olarak geçinemediği, yoksulluk sınırında yaşadığı, güvencesiz koşullarda çalışmak sorunda bırakıldığı bir ülkede nefes almak zorunda kalıyoruz" yorumunda bulunuyor.

'EYLEM TAKVİMİ OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORUZ'

'Nafaka Sistemi' çalıştayını eleştiren Pektaş sözlerini şöyle tamamlıyor: "AKP'nin kadına yönelik şiddete karşı ya da çocuklara yönelik istismarlara karşı komisyon oluşturmaması, çalıştay yapmamış olması şaşırtıcı değil. Boşanmayı zorlaştırmak adına kanun değişiklikleri, eylem planları, komisyonlar, çalıştaylar yapıyorlar. Temel haklarımızdan biri olan yoksulluk nafakası hakkına saldırıyorlar. Doğrudan talep ettiğimiz, yaşam hakkımızın kendisi. Emeğimize, kimliğimize, bedenimize haklarıma sahip çıkacağız. AKP'nin kadın düşmanı gerici politikalarını teşhir etmeye devam edeceğiz. Bununla ilgili mahallelerde bilgilendirme toplantıları yapıyoruz ve eylemlilik takvimi oluşturmak için yan yana geliyoruz."

'ÖNCE KADINLARI GÜÇLENDİRECEK YASAL DÜZENLEMELER YAPIN'

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan ise "Kadınları güçlendirecek yasal düzenlemeler yapmak yerine kadınları zorla da olsa aile içinde tutmanın, erkeğe bağımlı kılmanın plan ve düzenlemeleri bu iktidarın klasiği haline geldi" yorumunda bulunuyor.

YOKSULLUK NAFAKASI'NDAN KİMLER FAYDALANABİLİR?

Peki, yasaya göre yoksulluk nafakası'ndan kimler faydalanabilir? Avukat Gülşah Kaya'nın bu soruya yanıtı şöyle: Yoksulluk nafakasından, kadın ya da erkek olduğuna bakmaksızın, boşanma sonucunda yoksulluğa düşen ya da evlilikteki hayat standardının çok altına düşecek olan eş faydalanır." Kaya, mevcut yasadaki kapsamı ise söyle anlatıyor: "Yoksulluk nafakasına süresiz karar veriliyor. Bunun için herhangi yeni bir durum gerçekleşmedikçe (nafaka verenin yoksulluğa düşmesi ya da nafaka alanın durumunun iyileşmesi başka biriyle evlenmesi gibi) nafaka ömür boyu sürebilir."

'ÖMÜR BOYU NAFAKA ALINIYOR YARGISI OLUŞTURULUYOR'

                                                    EMEP Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan

Hükümetin nafaka düzenlemesine karşı kadınlarla birlikte çalışma yürüten partilerden birisi de Emek Partisi. EMEP Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, nafaka düzenlemesinin Cumhurbaşkanlığı eylem planında yer almasını eleştirdi:  "100 günlük eylem planında ne kadına yönelik şiddete, ne kadın cinayetlerine, ne çocuk yaşta evlendirmelere ne cinsel suçlara karşı alınacak köklü önlemlere dair tek söz yoktu. Yine kız çocuklarının eğitimi, kadınların güvenceli istihdamını sağlayacak maddeler de göremedik. Aksine kadınların mağduriyetini daha da arttıracak, kendi iktidarlarının ideolojisine uygun yaşamaya zorlayacak düzenlemelerde ısrarlarını bu planla da ortaya koydular."

Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınları güçlendirecek yasal düzenlemeler yapmak yerine kadınları zorla da olsa aile içinde tutmanın, erkeğe bağımlı kılmanın plan ve düzenlemeleri bu iktidarın klasiği haline geldi. Bunları yaparken de yandaş medya kuruluşları devreye sokularak kamuoyu yanıltılmaya çalışılıyor. Son olarak nafaka gündeme getirilirken de sanki her eşinden ayrılan kadın ömür boyu nafaka alıyormuş algısı yaratılarak kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor.

Nafaka yasasında düzenleme ihtiyacına gerekçe olarak ‘nafaka mağdurları’ndan söz ediliyor ama bu konuda somut istatistikler, bilgiler verilemiyor. Onbinlerce verilebilecek örnek varken kadınların mağduriyetinden ise hiç söz edilmiyor. İktidarın tecavüz mağduru çocukları tecavüz edenle evlendirme yasasında olduğu gibi yine erkekleri “mağdur” göstermeye çalışması kapitalist sistemin ve yürütücüsü iktidarın erkek egemen anlayışının açık tezahürüdür. Aynı zamanda kadınları aile içine hapsetmeyi hedefleyen iktidarın gerici siyasal bakışının da ürünüdür. "

'ADALETSİZLİK DERİNLEŞİYOR'

'Ömür boyu nafaka ödendiği' iddiası ile adaletsizliğin daha da derinleştiğine dikkat çeken Doğan, "Medeni Kanun'un 175. maddesi yoksulluk nafakasını, 'boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf'ın diğer taraftan mali gücü oranında isteyebileceğini hüküm altına almış. Ama ülkemizde de dünyada da ‘nafaka alan’ deyince akla kadın geliyor. Çünkü iş bulmakta zorlananlar da kadınlar, nitelikli iş gücüne sahip olmayanların çok büyük kısmı da kadınlar. Evin içinde geçirilen yıllardan sonra boşandıklarında eğitimsiz, işsiz, güvencesiz kalanlar yine kadınlar. Nafakanın ortaya çıkışının temelinde de bu adaletsizliği, kadının içine düşeceği yoksunluğu bir nebze olsun giderme mantığı var. Aslında devletin bu yoksunluğu toptan gidermek için yapmadıklarını nafaka yolu ile üstünden atması var" yorumunda bulunuyor.

'ÖZEL BİR KAMPANYA ÖRGÜTLÜYORUZ'

Yoksulluk nafakasına yapılacak değişiklikler için özel bir kampanya örgütlediklerini belirten Doğan partisinin çalışmalarını şöyle anlatıyor: "Partimiz kadın kitleleri içinde çalışma yürütmeye özel önem vermektedir. Güncel politik her türlü gelişme kadınlarla çalışmamızın temelini oluşturuyor. Yakın zamanda çocuk istismarında olduğu gibi daha özel durumlarda özel kampanyalar da örgütlüyoruz. Tıpkı kız çocuklarını taciz edenle evlendirmeyi planladıkları yasada olduğu gibi. Şimdide kadınları daha güçsüz bırakacak, şiddet de görse, sevmese de istemese de “aile” olarak kalmaya zorlayacak bir nafaka düzenlemesinin ne anlama geldiğini sadece kadınlara değil tüm topluma anlatmak için çalıyoruz, çalışacağız. Konunun öznesi olan kadınların haklarını daha da kısıtlayacak düzenlemeye karşı yanyana olmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bu konuda da düzenlemeye karşı çıkan tüm kadınlarla dayanışma ve mücadele birliği içinde olacağız."

Ka.Der Başkanı Nuray Karaoğlu: Mağduru daha da mağdur etmeyi doğru bulmuyoruz

                                                                          Nuray Karaoğlu

Kadın Adayları Destekleme Derneği (Ka.Der ) Yönetim Kurulu Başkanı Nuray Karaoğlu ise kadınlar için 'nafaka düzenlemesi'nden daha acil konular olduğunun altını çiziyor. Karaoğlu düzenleme yapılması gereken konuları şöyle sıralıyor: "Kadınların güçlendirilmesine yönelik konular bizim önceliğimiz. Politikalar, eylem planları ve yasalar kadın-erkek eşitliğinden yana bir anlayışla çözüm üretmelidir. Birçok kadın eşleri tarafından engellendiği için çalışma hayatına dahil olamıyor. Ev içi emeği ücretlendirilmiyor. Boşandıktan sonra iş bulamıyor ya da çok düşük ücretli ve sosyal güvencesi olmayan işler buluyor. Çocuğu varsa, kreşlerin olmaması çalışma hayatında engel oluşturuyor."

'YASA OLDUĞU GİBİ KALMALI'

Yürürlükte olan 'nafaka yasası'nı değerlendiren Karaoğlu, yasanın olduğu gibi kalmasında yana olduklarının altını çiziyor. Karaoğlu değerlendirmelerine şöyle devam ediyor: "Biz birçok kadın derneği gibi yasanın mevcut haliyle kalmasından yanayız. Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz" demektedir. Burada kadın ya da erkekten bahsetmemektedir. Ekonomik gücü olmayan erkek de bu yasadan yararlanmaktadır. Kadınlar farklı mağduriyetlere şiddete ve eşitsizliklere uğramaktadır. Ayrıca tarafların ekonomik durumlarındaki değişime göre zaman içinde nafaka miktarı azaltılabilir, arttırılabilir. Nafaka aslında süresiz değildir. Kadının iş bulması, yoksulluk durumunun ortadan kalkması ve yeniden evlenmesi ile nafaka kaldırılabilir. Süre tartışması da bu yüzden çok anlamlı değil."

Nuray Karaoğlu Ka.Der'in nafaka çalışmalarını şöyle anlattı; "Şu bir gerçek ki kadınların mağduriyetinin giderilmesi üzerine samimi ve kadından yana bir tavır almak gerekiyor. Uygulamada alınan nafaka miktarları zaten çok düşük. Bu nafaka ile kadının hayatını sürdürmesi mümkün değil. Çoğu zamanda bu nafakayı alamıyor ve icra yoluna başvurmak gerekiyor. Kadın pek çok alanda zaten mağdur. Mağduru, daha da mağdur etmeyi ve buna bazı gerekçeler bulmayı doğru bulmuyoruz."