Çatışma ve barış Dublin'de tartışıldı

Kürt sorununun tekrar bir çatışma ve çözümsüzlük sürecine girdiği, medyanın kara propaganda ağıyla sarıldığı bir dönemde 'çatışma sürecinde medyanın rolü' başlığıyla yapılan tartışma ne kadar gerçekçi olabilir? Kerim Yıldız buna “Umudu korumalıyız. İyimser bir bakış açısına bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Zor dönemleri barışın gerçekleşeceği dönemler için bir hazırlık evresi olarak görüyoruz” diyerek cevap veriyor...

Google Haberlere Abone ol

DUBLİN - Demokratik Gelişim Enstitüsü (DPI), dünyanın farklı ülkelerinde yaşanan çatışma örnekleri konusunda çalışmalar yürüten ve bu örneklerdeki deneyimi Türkiye’ye taşımaya çalışan bir kuruluş. Bu amaçla Kolombiya, Filipinler, Kuzey İrlanda, Güney Afrika gibi çatışmaların yaşandığı ve bir çözüme kavuşturulduğu bölgelerden çeşitli uzmanları deneyimlerini aktarmaları için Türkiye’ye getiriyor.

İrlanda’nın başkenti Dublin’de 'Çatışma Çözümünde Medyanın Rolü' başlığı altında düzenlenen toplantılardan birine katılmak için bulunuyoruz.

İrlanda özellikle son yüzyıldır bitmeyecek gibi görünen çatışma zincirinin devam ettiği, kronikleşmiş çatışma ortamının yaşandığı bir bölgeydi. Yüzyılın başlarında başkenti Dublin olan İrlanda Cumhuriyeti kanlı bir ayaklanma sonunda İngiltere’den bağımsızlığını aldı. Liderliğini Michael Collins’in yaptığı bu ayaklanma sonucunda İrlanda devlet olarak kurulurken, başkenti Belfast olan Kuzey İrlanda İngiltere’ye bağlı kaldı. Bugün ilk ayaklanmanın başladığı büyük postane binası üzerinde hâlâ duran şarapnel ve mermi izleriyle postane ve müze olarak faaliyetini sürdürüyor.

İRLANDA’NIN ÇATIŞMAYLA GEÇEN YÜZYILININ ARDINDAN BARIŞ

Ancak Kuzeyde İrlanda Kurtuluş Ordusu (IRA), İngilizlere karşı suikastlar, bombalı eylemler, hapishanelerde ölüm oruçlarıyla mücadelesini sürdürdü. Çatışma yalnızca İngiltere'yle devam etmedi. Krallık yanlısı “Birlik” yanlıları ile de karşılıklı cinayetler, ayrılan mahalleler, bölünmüş caddelerle çatışma kronik bir hal aldı. Ancak bu çatışma yirmi yıl önce IRA ile İngiliz hükümeti arasında başlayan görüşmeler sonucunda son buldu. Bu yanıyla İrlanda bu toplantı için simgesel bir anlam taşıyor.

Gazeteci Maria Alejandra Villazimar Maldonado yakın dönemde Kolombiya’da çatışmaları bitiren görüşmelerde medyanın oynadığı daha çok olumsuz rolü anlattı.

Çatışma Sürecinde Medyanın Rolü başlıklı bu toplantının Dublin ayağında IRA’nın medya temsilcisi olarak görülen ve bu yüzden İRA üyesi olarak görüldüğü için sekiz yıl hapis yatan Danny Morrison konuşmacı olarak katılıyor. Onun yanında diğer isimse İrlandalı bir gazeteci ve barış sürecinin bilinmeyen ama etkin aktörlerinden Derek Mooney.

KOLOMBİYA SÜRECİNİNİN ÖNEMLİ TANIKLARINDAN

Toplantının bir diğer konuşmacısı Kolombiyalı gazeteci Maria Alejandra Villazimar Maldonado yakın dönemde Kolombiya’da çatışmaları bitiren görüşmelerde medyanın oynadığı daha çok olumsuz rolü anlatıyor. Maldonado’nun bir diğer özeliği devlet başkanı Santos’un danışmanlığını yapması. Kolombiya’da barış antlaşmasını halka götüren sürecin en azından akıl hocalığını yaptığı biliniyor. Bu yanıyla anlatacakları bizim açımızdan çok önemli.

DPI direktörü Kerim Yıldız toplantının başında yaptığı konuşmada aslında hepimizin aklından geçeni dile getirdi. Türkiye’de Kürt sorununun tekrar bir çatışma ve çözümsüzlük sürecine girdiği, medyanın kara propaganda ağıyla sarıldığı bir dönemde “çatışma sürecinde medyanın rolü” başlığıyla yapılan tartışma ne kadar gerçekçi olabilir? Kerim Yıldız buna “Umudu korumalıyız. İyimser bir bakış açısına bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Zor dönemleri barışın gerçekleşeceği dönemler için bir hazırlık evresi olarak görüyoruz” diyerek cevap verdi.

BREXİT İRLANDA İÇİN YENİ TEHLİKE

Toplantıya İrlanda’dan katılan konuşmacılardan, İngiltere’de yapılan AB’den ayrılmayı öngören Brexit referandumunun, bizim açımızdan bilinmeyen bir sorunu burada tekrar yarattığını öğreniyorum. İrlanda Dışişleri Bakanlığı’ndan Çatışma Çözümleri Direktörü ve eski bir büyükelçi olan Aine Hearns, AB üyelik sürecinde neredeyse kaldırılan iki İrlanda arasındaki sınırın tekrar kurulması tehlikesine dikkat çekiyor. Eğer süreç böyle devam ederse iki İrlanda’yı kuzeyi ve güneyi birbirinden ayıran sınırda tekrar dikenli teller, sınır kontrolleri ve geçişlerin zorlaşması tehlikesi var. Aine Herans “Antlaşmanın hedefi Birleşik İrlanda’yı oluşturmak, sınır koymak değil. Sınırı tamamen kaldırmak gerekiyor” diyor. Aynı tehlikeye Belfast’dan gelen IRA adına İngiliz hükümetiyle görüşmeleri sürdüren en önemli üç IRA liderinden biri olan Danny Morrison da dikkat çekiyor. Morrison “Eğer tekrar sınırlar konur ve iki İrlanda birbirinden tamamen ayrılırsa çatışmalar tekrar başlayabilir” yorumunda bulunuyor.

İRLANDA’NIN GÖÇMENLERİ YENİ İRLANDALILAR

Aine Hearns’ın konuşmasından İrlanda’nın nüfusun yüzde on yedisi gibi yüksek bir oranda göçmen barındırdığını öğreniyoruz. Özellikle son yıllarda göçmenlerin sayısında büyük bir artış olmuş. Bu nedenle hükümet göçmenlere yönelik birçok program başlatmış. Örneğin resmi bir işlem için bir polis merkezine gitmek zorunda olan Suriyeli göçmen bir kadının büyük güçlük çekeceğini düşünerek her karakola Arapça ve Fransızca bilen görevliler koymuşlar. Aine Hearns, Güney Afrika başta olmak üzere çeşitli Afrika ülkeleriyle Suriye’den gelenlerin, göçmenler içinde çoğunlukta olduklarını belirterek şunları söylüyor; “Biz onlara Yeni İrlandalılar diyoruz.”

MEDYA KOLOMBİYA’DA OLUMSUZ BİR ROL OYNADI

Kolombiyalı gazeteci Maria Alejandra Villazimar Maldonado yakın dönemde Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri, kısa adıyla FARC ile hükümet arasındaki görüşmeleri yakından izlemiş bir isim. Maldonado medyanın bu görüşmeler sırasında oynadığı olumsuz rolden örnekler verdi. Öncelikle örgütle görüşmeler başlamadan önce kamuoyunda Latin Amerika’nın en büyük ordusu sayılan Kolombiya Ordusu’nun bu görüşmelere karşı olduğu yönünde medyada yoğun haberler olduğunu aktardı. Ancak Maldonado ordunun üst düzey generalleri ile yapmış olduğu bir görüşmede komutanların bu haberlerden son derece rahatsız olduklarını fark etmiş. Generaller ona görüşmelere karşı olmadıklarını kesin bir dille ifade etmişler. Maldonado, ABD’nin yoğun silah ve teçhizat desteğini alan generallerin bu tavır değişikliğinde Amerika’nın da çatışmaların bitmesini istemesinin etkili olduğunu belirtiyor.

Türkiye'den bir grup gazeteci toplantıyı takip etti.

Fakat medya olumsuz rolünü esas olarak Havana’da yapılan görüşmeler sırasında yaptığı haberlerle oynamış. Maldonado barış yanlısı gazetelerin ekonomik nedenlerle haftalar süren Havana görüşmelerinde sürekli muhabir bulunduramadıklarını aktarıyor. Fakat antlaşmaya karşı çıkan gazeteler, görüşmelerde bulunan gerilla liderlerinin geçmişte yaptıkları suikastler ve çeşitli olaylarla bağlarını aktaran yayınlar yapmışlar. Bu da Kolombiya halkında “kötü teröristlerin cezalarını çekmedikleri” algısını yaratmış. Bu nedenle barış antlaşması referandumda olumsuz oy almış. Kolombiyalı gazeteci Maldonado, referanduma katılımın düşük kalmasının da önemli bir etken olduğunu belirtiyor.

SOSYAL MEDYA BARIŞIN DÜŞMANI

Derek Mooney eski bir gazeteci olmasının yanında çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalışmış bir aktivist. İrlanda barış sürecini de yakından bilen Mooney, sosyal medyanın tehlikelerine dikkat çekerek “Sosyal medya barışın düşmanıdır” diyor. İrlanda’da yürütülen görüşmeler sürecinde özellikle alt düzey görevlilerin gereksiz bir şekilde sızdırdığı bazı bilgiler, sürece zarar vermiş.

Toplantının en ilgi çeken kişisi şüphesiz Danny Morrison'du. Danny Morrison uzun yıllar IRA yanlısı yayın kuruluşlarında çalışmış olmasının yanında aynı zamanda ünlü bir yazar. Morrison altmışlı yıllardan başlayarak çalıştığı kurumlarda bir çok defa silahlı ve bombalı saldırıya uğradı. Aynı zamanda IRA ile İngiliz hükümeti arasındaki çatışmaları bitiren 'Hayırlı Cuma' antlaşmasının mimarlarından sayılıyor. Aradan geçen yirmi yıldan sonra hiç çatışma görmemiş, neredeyse iki kuşağın yetiştiğini söyleyen Morrison “Geçmişte bize karşı savaşmış İngiliz subaylar ile ya da Birlik yanlısı kişilerle bugün oturup sohbet ediyorum” diyor. Ancak yine de barışın hâlâ çok kırılgan olduğunun altını çiziyor. Morrison özellikle Brexit referandumunun sonuçlarının İrlanda için iyi izlenmesi gerektiğini belirterek, “Bir protestoya yapılacak bir müdahale, karşı bir şiddet bir anda her şeyi bozabilir” diyor.

SİNN FEİN VE IRA İKİ BAĞIMSIZ ÖRGÜT MÜ?

Danny Morrison’un konuşmasında elbette en çok merak edilen konulardan birisi IRA’nın siyasi kanadı olarak görülen Sinn Fein ile IRA arasındaki ilişkinin biçimi… Çünkü bu ilişki benzer bir biçimde Türkiye’de de PKK ve HDP arasında kurularak yapılıyor. Morrison, IRA ve Sinn Fein arasında direkt bir ilişki olduğunu reddediyor. Söylediği, ikisinin de aynı toplumsal desteğe sahip oldukları, ancak Sinn Fein’in bağımsız hareket ettiği. Morrison, biri silahlı mücadeleyi esas alan, diğeri politik arenada mücadele eden iki örgüt tabanı arasında sürekli geçişler olduğunu belirtiyor. “Bazen IRA’da yer alan birisi daha sonra Sinn Fein’e katılıyor. Ya da tersi olabiliyordu” diyor.

İrlanda’da yapılan bu toplantının ikinci ayağı ertesi gün Belfast’da yapıldı. Ancak ben ve iki gazeteci arkadaşım daha Brexit oylamasının ilk kurbanları olduk. Her ne kadar İrlanda ile Kuzey İrlanda’yı ayıran sınırda ciddi bir gümrük kontrolü olmasa da İngiliz vizesine sahip olmamamızın sorun oluşturabileceğini düşünerek Belfast’a geçmedik. Ancak Dublin’de yapılan toplantıda barışa giden sürecin hiçte kolay olmadığını düşündürtecek örnekleri Kolombiya ve İrlanda’da yaşayan konuşmacılardan dinleme fırsatını bulduk.