3. havalimanında koşullar aynı: İş kazalarına kimseyi yaklaştırmıyorlar

3. havalimanındaki işçilerin koşullarında herhangi bir değişiklik olmadığı dile getirildi. Polis ve jandarmanın devriye gezdiği şantiyede iş kazalarının işçilerden saklandığı belirtiliyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 3. havalimanının inşaatında çalışan binlerce inşaat işçisi, iş cinayetlerine, tahta kurularına, kötü yemeklere, yağmur altında servis beklemeye, ücretlerin bir kısmının elden verilmesine sigorta primlerinin eksik yatırılmasına karşı 14 Eylül’de iş bırakarak eylem yaptı. Polis tarafından yapılan baskınlarda 34 işçi gözaltına alındı. Eylemden sonra servislerin artırılması dışında hiçbir bir şeyin değişmediğini aktaran işçiler, “Tahta kuruları kanımızı emmeye devam ediyor” dedi.

Evrensel'den Vedat Yalvaç'a konuşan işçiler devam eden tutuklamaların ve baskıların, inşaat işçilerinin birliğine ve örgütlenme çabasına tehdit anlamına geldiğini belirtiyor. Bir işçi, “Adamlar tutuklamalarla mesaj veriyor, sizi sendika falan kurtarmaz diye” derken, başka bir işçi kamp alanındaki baskıları şöyle anlatıyor: “Ne olduğunu biz de bilmiyoruz. Sabah geldiğimizde şok olduk mesela. Herkesi servislerden indirip aradılar, kimlik sordular. Resim istiyorlar herkesten. Bir gerekçe de göstermiyorlar. ‘Ne oldu, ihbar falan mı var?’ diye sorduğumuzda ‘Devam edin’ deyip geçiştiriyorlar. Her yerde, şantiye alanında da kamp alanında da çok yoğun şekilde polis var. Bir tek koğuşlarımızda yoklar. Köpeklerle terminallerin içinde geziyorlar, arama yapıyorlar...”

'YEMEKLER AYNI, DEĞİŞEN BİR DÜZEN YOK'

Eylemler sonrası yağmurlu günler için servis bekleme yerleri yapıldığını, ancak yetersiz kaldığını belirten bir başka işçi, “Yemekler ise yine aynı. Değişen bir düzen yok. Bir tek servisleri çoğalttılar. Onları da muhtemelen açılışa kadar idare edecekler, ondan sonra eski düzen devam edecekler” diyor.

'İŞ KAZALARINA KİMSEYİ YAKLAŞTIRMIYORLAR'

İşçilerden biri, iş kazaları yaşandığını, ancak jandarma ve polis baskısı nedeniyle akıbetlerinden haberdar olamadıklarını söylüyor: “Son günlerde iş kazalarını biz de duymuyoruz. Kaza olduğu anda polis ve jandarma yığılıyor. Olay yerine kimseyi yaklaştırmıyorlar. Ne oluyor, ne bitiyor, düştü mü, öldü mü, başka bir şey mi oldu bilmiyoruz.”

'HERKESTE YARALAR OLUŞUYOR'

Koğuşlardaki tahta kurusu sorunu da sürüyor. Bir işçi şöyle anlatıyor: “Küçükken çiçek geçirirsin ya, herkeste yaralar oluşuyor. Ben burada gördüm tahta kurularını, görmez olaydım.Yara yaptım tüm vücudumu kaşımaktan. Psikolojik olarak da kaşınıyorsun. Ben buraya geldim geleli neredeyse beş çanta giysi attım tahta kuruları yüzünden. Attığım bataniye sayısı 10’u geçti tahta kurusu yüzünden. Yatağı da değiştirmek gerekiyor ama öyle bir şansımız yok. İlaçlama için gidip ‘tahta kurusu var’ diyoruz. Sorumlunuz gelsin, diyorlar. Sorumlumuz da taşeron. Kendi taşeronum mesela adam bana malzemeyi sağdan soldan git bul diyor. Malzemesi yok, bu adam bana nasıl yatak getirsin! Bir çok taşeron böyle. Tanıdık olursa belki temiz yatak bulabiliyorsun... Zaten bu şekilde tahta kurusunu bitiremezler. İş elbisesine bulaşıyor, servislere bulaşıyor, koğuştan koğuşa bulaşıyor... Ya komple şantiyeyi yenileyeceksin ya da bir hafta boyunca kimseyi çalıştırmayarak her yeri ilaçlayacaksın. Başka kurtuluş yolu yok.”

'MESAİYE KALMAYANI İŞTEN ATIYORLAR'

Açılışın 31 Aralık’a ertelendiği iddiaları dolaştığından söz eden bir işçi, şunları söylüyor: “Bir bölüm açarlar, gösteriş yaparlar ondan sonra devam. Yetiştirmek için sürekli akşam mesaiye bıraktırıyorlar. Bazı grupları sabahlatıyorlar. Mesaiye kalmayan adamı işten çıkarıyorlar. Bazen kendi kızıp çıkan da oluyor...”

'6 BİN ÜYESİ OLAN BİR SENDİKANIN BURAYI TİTRETMESİ LAZIM'

İşçiler, Türk-İş’e bağlı Yol-İş Sendikası’nın 3. havalimanı şantiyesinde çalışan 6 bin üyesi olduğu söylentileriyle ilgili ise şöyle diyor: “Üyeleri olabilir. Yol-İş Sendikası'nın şapkasını takanları görüyoruz bazen. Ama sanmıyoruz o kadar üyesi olduğunu. 6 bin üyesi olan bir sendikanın burayı titretmesi lazım. Hiç bir etkinlikleri yok.”

BASKI, İŞ CİNAYETLERİNİ ARTIRIR

13 Şubat 2018 tarihinde açıklanan resmi rakamlara göre 3. havalimanı inşaatında meydana gelen iş cinayetlerinde 27 işçinin yaşamını yitirdiği, o sayının şu an 37’e çıktığını ifade eden İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi Koordinatörü Murat Çakır, yetiştirme baskısının bu sayıyı artıracağına dikkat çekti. Çakır, “Kazaların bir kısmı yansısa da basına yansımayan binlerce iş kazası yaşanmıştır. 37 tane ölüm diyorsak birkaç tane ağır yaralanma, binlerce genel yaralanma ve yüzlerce sakatlanma yaşanmıştır. Çünkü içeride 600 tane taşeron firmanın olduğu iddia ediliyor. İkinci olarak 29 Ekim’de göstermelik bir açılış yapılacağı söyleniyor. Zaten taşeron çalışmada işçi sağlığı ve iş güvenliği koşulları daha da azalıyor. Bir de çalışma hızını ve saatleri yükselttildiğinde, iki yılda yapılacak iş 6 ayda yaptırıldığında bu yoğun çalışmayı gerektirir. Böyle bir durumda da bütün kurallar askıya alınır. Böyle bir durumda da rutin olarak ölümlü iş kazalarının yaşanması doğal.”