İstanbul Barosu Başkan adayı Karatün: Barolar Birliği avukatların yanında durmadı

İstanbul Barosu, başkanını seçmek için sandık başına gidiyor. Ortak Hedef Platformu'nun baro başkan adayı olan Cem Kaya Karatün, seçime girecek diğer adaylardan farklarını anlattı. Karatün, savunma makamının öneminden bahsederken de Türkiye Barolar Birliği için, "Eğer avukatların yanında dursaydı bunlar yaşanmazdı" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul Barosu’nun hafta sonu yapılacak Genel Kurulu'nda başkanlık için 10 aday yarışıyor. 40 bin 578 üyesiyle dünyanın en büyük barolarından biri olan İstanbul Barosu Başkanlığı için farklı gruplardan ve bağımsız olarak 10 aday yarışacak. İstanbul Baro Başkanlığı için Ortak Hedef Platformu'nun adayı Cem Kaya Karatün, Türkiye'deki yargı sisteminin en büyük sorunlarını iki kelimeyle ifade ediyor: Hukuksuzluk, adaletsizlik...

İstanbul Barosu başkan adayları ile görüşmelerimize Cem Kaya Karatün ile başlıyoruz...

İstanbul Barosu’na neden başkan adayı oldunuz, seçilirseniz en çok üzerinde duracağınız konular hangileri olacak?

Avukatlık mesleği için daha iyi çalışmalar yapabileceğime inandığım için aday oldum. Bu konudaki tecrübeme inanıyorum. Sesimi çıkartıp daha iyi mesajlar vermek ve daha iyi öneriler sunabilmek istiyorum. Eğer seçilirsem üzerinde duracağım iki konu olacak. Birincisi avukatın, adliyelerde, savcılık, karakol, resmi daire ve emniyette avukat kimliği ile ön plana çıkması. İkincisi barolar kucaklayıcı davranışıyla hem avukatların haklarını korumak amacıyla dik duruş sergileyip avukatların arkasında durmasını sağlamak istiyorum. Kanunları hazırlayan Meclis ve sayın cumhurbaşkanımızın başında olduğu hükümet ile iletişim halinde olarak daha kucaklayıcı ve iletişim yolları açık olan bir baro istiyoruz.

'BÜTÜN ADAYLARA SESLENİYORUM'

Kendinizi anlatırken diğer adaylarla farklarını nasıl açıklayacaksınız?

Benim tarafsız olarak 7 senelik bir Avukat Hakları Merkezi başkanlığım var. Baro başkanlığı hep belli grupların ön çalışması sonucunda seçilir. Yönetimler sadece gruplardan çıkıyor. Bir avukatın siyasi görüşünün olması normal. Ancak baro başkanlığı gibi kucaklayıcı görevde bulunan bir baro tek bir fikirde değil, toparlayıcı olmalı. Şimdiki baro başkanımıza (Mehmet Durakoğlu) çok saygı duyarım. Ama sadece belli bir gurubun temsilcisi ve sadece belirli bir grubun üyelerinin seçilmesi için çaba gösteriyor. Bütün adaylara sesleniyorum: İstiyorlarsa benim gruptaki herkes yönetime isimlerini yazdırabilirler. İzin versinler ben de onların yönetiminden delegelerinden isimlerini yazıyım. Eğer ben seçilemezsem bile yönetime yazdığım kişilerin seçilmesini isterim. Ancak bütün gruplar, 'ahlaki olmaz, etik olmaz' diyor. Yasanın ön gördüğü bir şey neden etik olmasın? Bizim temel hedefimiz avukatlık ortak hedefimiz. Yani İstanbul Barosu ortak hedefimiz. Bütün gruplarla çalışmayı, iyi yönlerini alıp kötü yönlerini eleştirmeyi düşünüyoruz.

'DOĞRUYU BULAMIYORUZ'

OHAL dönemi ve sonrasında birçok avukat üstlendikleri davalarla ilgili 'örgüt' suçlaması ile karşılaşarak gözaltına alındı, tutuklandı. Türkiye'de savunmanın engellendiğini düşünüyor musunuz?

Ben böyle bir uygulamayla karşılaşmadım. Her türlü davaya, her türlü örgüt suçlamasının olduğu davaya girdim. Bu davalara girmeye de devam edeceğim. En son avukat Ömer Kavili'nin gittiği yargılamada hakim tarafından suçlanması zihniyetin ne olduğunu ortaya koyuyor. Bunun değişmesi için mücadele edeceğiz. Bununla ilgili de bir metin hazırlıyorum. Yakında kamuoyuyla paylaşacağım. Bu dava tamamıyla Hukuk Fakülteleri'nde ders olarak anlatılmalı. Kavili'nin soruşturma sürecinden ta ki tutuklanıncaya ve serbest bırakılıncaya kadar her türlü hukuksuzluk yapıldı. Yani hangisi doğrudur dediğimiz vakit doğruyu bulamıyoruz. Ben baro başkanı olduğumda sadece avukatların haklarını savunmayacağım. Hakimlerin de özlük haklarını savunacağım. Çünkü tayin sorunu, 'Seni görevden alırız. Sicilini bozarız' suçlamasıyla hakimler yanlış kararlar verebiliyorlar. Yani emirle verilmiş kararları alabiliyorlar. Bunların değişmesi için uğraşacağız. Bunların değişmesi için savcılara da hakimlere de yardımcı olunmalı. Bu konuda hükümetle ve Meclis'le görüşmelerin sürdürülmesi gerektiğine inanıyorum. Tüm bunlar için korkmayan, dik duran baro başkanlarına ihtiyaç var.

Sizce Türkiye'de yargının en büyük sorunu şu an nedir?

Hukuksuzluk, adaletsizlik.

'BAROLAR BİRLİĞİ AVUKATLARIN YANINDA DURMUŞ OLSAYDI...'

Türkiye Barolar Birliği sizce yeteri kadar avukatların yanında durdu mu?

Türkiye Barolar Birliği ve barolar avukatların yanında durmuş olsaydı bunlar yaşanmazdı. Bu yetersizliklerinin nedenlerini de bulup çözmek biz avukatlara düşer.

'AVUKATIN STAJ ÜCRETİNİ DEVLET ÖDEMELİ'

Stajyer ve mesleğe yeni başlayan avukatlar için projeleriniz var mı?

Türkiye'de avukat stajyerler parasız olarak çalışıyor. Bunu değiştirmek istiyoruz. Bizim düşüncemize göre hakimlerin ve savcıların yaptığı staja avukatlar ve barolar katkı sağlayıp hakimlerin ve savcıların eğitimine eşit sayıda avukat ve baro da katılmalı. Bu eğitimde avukat stajyerler de dahil edilmeli. Yani avukatlar Amerika'daki gibi avukat olabilmesi için savcı olmakla eşit koşulda hem hakim hem avukatların gittiği aynı akademiye gitmeli. Bu da maaşlı ve sigortaya geçen bir şey. Her avukatın staj ücretini devlet ödemeli. Genç avukatlar mesleğe başladıklarında büro kurmada ve iş almada çok zorlanıyor. CMK yapmaktalar. CMK da çok düşük ücretler veriyor.

İstanbul Barosu başkan adayları

Mehmet Durakoğlu (İstanbul Barosu Başkanı, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu), Kaptan Yılmaz (Milliyetçi Avukatlar Grubu), Başar Yaltı (Avukat Harekatı), Fikret İlkiz (Bağımsız), Hasan Kılıç (Önce İlke Çağdaş Avukatlar Yükseliş Grubu) Çiğdem Koç (Bağımsız), Gökhan Ahi (Avukat Hakları Grubu), Talat Canbolat (Baroda Değişim ve Gelişim Harekatı), Eren Keskin (Özgürlükçü Demokrat Avukatlar), Cem Kaya Karatün (Ortak Hedef Platformu).