Başörtüsü davası: AYM laikliği tarif etti!

Anayasa Mahkemesi başörtüsü kullandığı için devlet memurluğundan çıkarılan B.S davasında karar verdi. AYM, kararda laikliği tanımını da yaptı.

Google Haberlere Abone ol

Nurettin Öztatar

DUVAR - Anayasa Mahkemesi bireysel başvurularla ilgili kararların son birkaç günde topluca açıklamaya başladı. Bugün açıklanan bir karar da başörtüsü yasağı nedeniyle memuriyetten çıkarılmayla ilgili. Anayasa Mahkemesi başörtüsü kullandığı için devlet memurluğundan çıkarılmayı din özgürlüğünün ihlal edilmesi olarak değerlendirdi. Mahkeme, başvurucuya 20 bin TL tazminat ödenmesine de hükmetti.

B.S’ye önce başörtüsü kullandığı gerekçesiyle disiplin cezaları verilmesi daha sonra devlet memurluğundan çıkarılması üzerine, yargı süreçlerinin tamamlanmasını ardından 2015 yılında yapılan başvuruda, 'Başvurucu, dini inancı gereği başörtüsü kullanması nedeniyle devlet memurluğundan çıkarılmasının din özgürlüğünü ihlal ettiğini' öne sürmüştü.

'İNANÇLAR GÜVENCE ALTINA ALINMALI'

Anayasa Mahkemesi kararında, Anayasa’nın 24. maddesiyle anlam ve kapsamı belirlenen din ve vicdan özgürlüğünün, herkesin “din veya inancını açığa vurma özgürlüğünü”, “din ve inancını değiştirme özgürlüğünü”, kişilerin diledikleri inanç ve kanıya sahip olmalarını, herhangi bir inanç ve kanaate sahip olmamalarını güvence altına aldığına dikkat çekti. Din özgürlüğünün hukukun üstünlüğüne dayanan, etkili ve anlamlı bir demokrasinin temellerinin kurulması ve sürdürülmesi için hayati öneme sahip olduğunu savunan AYM’nin din özgürlüğü ile ilgili değerlendirmesi şöyle; “Farklı dini inançlara sahip olanlar ya da herhangi bir inanca sahip olmayanlar laik devletin koruması altındadır. Nitekim Anayasa’nın 2. maddesinin gerekçesinde yapılan tanıma göre hiçbir zaman dinsizlik anlamına gelmeyen laiklik, her ferdin istediği inanca, mezhebe sahip olabilmesi, ibadetini yapabilmesi ve dini inançlarından dolayı diğer vatandaşlardan farklı bir muameleye tâbi kılınmaması anlamına gelir. Devlet, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşebileceği ortamı hazırlamak için gerekli önlemleri almak zorundadır.

Bu anlamda laiklik, devlete negatif ve pozitif yükümlülükler yüklemektedir. Negatif yükümlülük, bireylerin din özgürlüğüne zorunlu nedenler olmadıkça müdahale edilmemesini gerektirmektedir. Pozitif yükümlülük ise devletin din özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırması, kişilerin inandıkları gibi yaşayabileceği uygun ortamı ve imkânları sağlaması ödevini beraberinde getirmektedir.

Kamu görevlilerinin -yapmakta oldukları görevin kendine has koşulları gözetilmeksizin- inançları gereği başörtüsü kullanmalarına izin verilmesinin kategorik olarak kamu hizmetlerinde laiklik ilkesine aykırı olduğu yönündeki argümanlar kabul edilemez. Kamu görevlilerinin başörtüsü gibi toplumsal çeşitliliği yansıtan bir dini açığa vurma vasıtasını kullanmasını toplumsal birliği tehdit eden unsur olarak görmek demokrasi ve çoğulcu laiklik anlayışı ile bağdaşmaz. Başvurucu, dini inancının gereği olarak başörtüsü kullanması nedeniyle devlet memurluğundan çıkarma yaptırımı ile cezalandırılmıştır. Bu ceza başvurucunun dinini açığa vurma hakkına bir müdahale teşkil etmektedir.”

EMEKLİ OLMUŞTU!

Başvuruya konu müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir müdahale olmadığının savunulduğu AYM kararında, “Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 24. maddesinde güvence altına alınan din özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir” dendi. Başvurucu, bireysel başvuru yaptıktan sonra başka bir kamu kurumunda göreve başlamış ve buradan emekli olmuştu.

Karar Resmi Gazete’de yayımlandı.