Çorlu tren kazasının faili 'suyun kuvveti' mi?

Suyun kuvvetinin bu kadar artmasına neden olan unsur bu küçük havzaya kısa sürede şiddetli olarak düşen yağış değil, suyun geçeceği menfezin kapasitesinin suyun aktarılmasında yetersiz kalmasıydı. Bu yağış önce Ergene Deresi’nin bir yan kolunun küçük bir havzasına düşmüş ve sonra da akışa geçmiştir.

Google Haberlere Abone ol

Su Politikaları Derneği

Tekirdağ Çorlu’daki tren kazası Türkiye’yi yasa boğdu. 24 kişinin yaşamını yitirdiği, 338 kişinin yaralandığı kazanın ardından "Tekirdağ Çorlu’daki tren kazası neden oldu?", "Kazanın sebebi yol bekçilerinin olmaması mı?", "Emniyet tedbirleri maliyetli olduğu için kaldırılması mı?", "Bakım çalışmaları için ödenek çıkmaması mı?" soruları soruldu.

Bazı haberlerde "Tren raylarının altındaki toprağın yoğun yağış nedeniyle kaydığı görüldü. Kazanın bu sebeple meydana geldiği üzerinde duruldu" dendi. Bir başka haberde tren “Balabanlı Çorlu arasında aşırı yağmur yağışları nedeniyle menfez ile ray arasındaki toprağın boşalması sonrasında raydan çıkıp devrildi" dendi.

.

Olayı teknik olarak açıklamaya en yakın olan haber bu son haber olmasına rağmen, burada da menfez ile ray arasındaki toprağı boşaltan kuvvetin ne olduğu açıkça yazılmamıştı. Bu kuvvet, düşen yağıştaki artışa bağlı olarak artan suyun ölümcül olabilen sürükleme kuvvetiydi. Suyun bu kuvveti Tekirdağ’ın Muratlı ile Çorlu ilçeleri arasındaki Sarılar Mahallesi yakınlarında meydana gelen kazada, yolcu treninin altı vagonunun raydan çıkmasına neden olmuştu.

.

Suyun kuvvetinin bu kadar artmasına neden olan unsur ise bu küçük havzaya kısa sürede şiddetli olarak düşen yağış değil, suyun geçeceği menfezin kapasitesinin suyun aktarılmasında yetersiz kalmasıydı. Bu yağış önce Ergene Deresi’nin bir yan kolunun küçük bir havzasına düşmüş ve sonra da akışa geçmiştir.

Kaza yerine en yakın ölçüm istasyonu olan MGM Muratlı İstasyonu'nda yağış değerleri aynı gün saat 11.00 ile 12.26 arasında 32.4 mm olarak ölçülmüştür. Çorlu Meteoroloji İstasyonu'nun yağış tekerrür analizlerine göre bölgede meydana gelen bu yağışlar yedi yılda bir görülmesi mümkün yağışlardır. Havzaya düşen bu yağışın menfeze yüzey akışı olarak en fazla iki saatte ulaşacağı düşünüldüğünde kaza anına kadar geçen yaklaşık üç saatlik zaman diliminde menfez üstündeki bu hasar fark edilememiştir.

Yan kolun havzasına düşen ve ana kol olan Ergene Nehri'ne doğru yüzeysel akışa geçen su, menfez önünde birikmiştir. Menfezde sıkışıp menfezin üzerinden aşmaya başlayan akım raylar ile menfez arasındaki toprağı önce yumuşatmış sonra aşındırmıştır. Daha sonra da tamamen taşıyarak rayların askıda kalmasına neden olmuştur.

Kazaya neden olan askıda kalan demiryolu hattı

Suyun bu sürükleme kuvvetine erişmesinde menfez üzerindeki traverslerin daralttığı alan ve traverslerin suyu yönlendirmesi de etkili olmuştur. Bu raylardan başka bir yola sapma imkanı olmayan tren ise suyun yarattığı bu ölümcül tuzaktan haberdar olamamıştır.

Öncelikle böyle bir riski önceden tahmin edip önleyebilmenin kolay olmadığını kabul etmek zorundayız. Ancak değişen iklim koşulları ve son dönemde kısa süre içinde dar alanlara düşen yağışın şiddetindeki artışın bu haziran ayında bile birçok kentimizde can kaybı yaratan sellere neden olduğunu hatırlamalıyız. Su Politikaları Derneği olarak kentlerde ve karayollarındaki şiddetli yağışlara bağlı oluşabilecek riskleri bir ay önce “Kentsel Su Yönetimi ve Yol Güvenliği” başlığıyla ele almış ve kent hidrolojik hesaplarımızın gözden geçirilmesine ve mühendislik hidrolojisi eğitimine vurgu yapmıştık.

Şimdi iklim değişimin oluşturduğu belirsizliklerin arttığını ve bunun riskleri de arttırdığını göz önüne alarak bu önerilerimizi iki basit ana başlığa indirip tekrarlamak gereğini duyuyoruz.

1.TBMM’deki Su Yasası Tasarısı bir an önce çıkartılıp su yönetiminin yereldeki kurumsal altyapısı güçlendirilmelidir. Su yönetiminde oluşacak yeni kurumların bölgesel sorumluluk alanları ile yetki ve sorumlulukları acil olarak yeniden tanımlanmalıdır.

2.Hidroloji Enstitüsü kurularak mühendislik hidrolojisi hesapları için daha bilgili uzmanlar yetiştirilmelidir. Değişen yağış rejimine göre belirlenecek kırmızı noktalarda risk analizi çalışmaları yapılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.

.

2017-2018 yılında haziran ayındaki yağışların yıllara ve yağış normallerine göre durumu

*Bu yazı ilk olarak Hidropolitik Akademi sitesinde yayınlanmıştır.