Çocuklar neden kayboluyor?

Eylül... Leyla... Ufuk... Yusuf... Onlar Türkiye'deki kayıp çocuk sorununu gündemin ilk sırasına taşıdı. Çocuklar neden kayboluyor? Kaybolan çocukların aileleri ne dedi? Yetkililer arama çalışmaları sırasında hangi adımları attı? Son dönemde kaybolan çocukların yaşadıklarını Sosyal Hizmetler Uzmanı Nihat Tarımeri ile konuştuk...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Ankara'da ve Ağrı'da cansız bedenlerine ulaşılan 8 yaşındaki Leyla, 3 yaşındaki Eylül, hâlâ aranan 8 yaşındaki Ufuk Tatar, Diyarbakır'da kaybolan Yılmaz, Van'da kaybolan Derya ve diğerleri... Art arda yaşanan kayıp çocuk olaylarına toplumdaki tepki büyüyor. Peki çocuklar neden kayboluyor? Okullarda cinsellik eğitimi neden verilmiyor? Yaz aylarında çocuk kayıplarında neden artış oluyor? Sosyal Hizmetler Uzmanı Nihat Tarımeri'yle kayıp çocukları konuştuk...

ÇOCUKLAR NEDEN KAYBOLUYOR?

Sosyal Hizmetler Uzmanı Nihat Tarımeri, çocukların özellikle bu dönem kaybolmasıyla ilgili birkaç neden olduğunu söylüyor. Okulların yaz tatili süresinin uzun olması ve aile içi şiddet Tarımeri'ne göre en büyük iki nedeni oluşturuyor: “Yaz dönemi okul tarihleri çok uzun... Çocuklarla ilgili yaza yönelik bir eğitim hizmeti olmadığı için ortada kalıyorlar. En önemli problemlerin başında bu geliyor. Bizler okul tatili tarihinin uzun olmasını bir marifet olarak görüyoruz. Bu aslında eğitimle ilgili büyük bir kusur. Bir de bunu birkaç kategoriye ayırmak gerekir. Örneğin okul dönemlerinde aile içi şiddet yaşanır. Bundan kaynaklı olarak evin içindeki çocuklar evden kaçmak için kendisine yol arar. Bizler evden kaçan çocuk sayısını bilmediğimiz için evden kaçan çocuklara da kayıp diyoruz. Çocukların bu konuda sığabileceği bir alan da yok. Örneğin evde istismara uğramış bir çocuk, şiddete uğramış bir çocuk veya okul karnesi kötü olduğu için tedirginlik yaşayan çocuk evden kaçmaya daha meyilli.”

'SORUN OLABİLİR ÖNEMLİ OLAN SORUNU YÖNETEBİLMEK'

“Türkiye'de çocukların korunmasıyla ilgili hâlâ evrensel bir uygulamamız yok” diyen Tarımeri en büyük yanlışın sosyal hizmeti hâlâ 'yardımseverlik' ve 'hayırseverlik' olarak görmekten kaynaklandığını belirtiyor. Yaşanan olaylardan dolayı idam cezasının tekrar gündeme gelmesini de eleştiren Tarımeri şöyle devam ediyor: “İdam cezasını bu şekilde gündeme getirmek yaşanan olayların buna karşı bir araç olarak kullanılmak istenmesidir. Çocuk korumayı doğru dürüst yapsaydık yada okul sosyal hizmetini düzgün bir şekilde yapabilseydik bu şekilde kayıplar azalır ve önlenirdi. Bir sorun her yerde olabilir ama önemli olan sorun yönetebilmek. Bunu yönetirken de sorunu önlemek gerek.”

Peki çocuklar kırsal bölgelerde daha mı fazla kayboluyor? Tarımeri bu soruya şöyle yanıt veriyor: “Kentte ya da kırsal olmasından daha önemli olan çocuğa hiçbir yerde cinsel eğitim verilmemesi. Adalet Bakanlığı'nın verilerinde 18 yaş altı istismara uğrayanların oranı yüzde 25. 12-15 yaş arası istismara uğrayan çocukların oranı daha fazla. Eğitim sistemimizde cinsel eğitim yok ama. Şimdilerde 'günah' üzerinden gidiliyor. Eğitim hizmetinde de bunu talep eden yok. Olmayınca da cinsel dürtüler belli yaşlarda alınır ve her türlü sapmalara gider. Yaşanan bu vakaların içerisinde kaçta kaçı kırsalda, kaçta kaçı kentlerde olmuş? Bunun cevabını bilmiyoruz. Çünkü sayı yok. Öncelik olarak bu parametrelere bakmak gerek. Böyle yaparak sorunun ana kaynaklarını kaçırıyoruz.”

EYLÜL...

Türkiye'deki kayıp çocuklar, Ankara ve Bursa'da kaybolan daha sonra cansız bedenlerine ulaşılan 3 yaşındaki Leyla ve 8 yaşındaki Eylül'e gündeme geldi...

Eylül'ün kayıp hikayesi şöyle: Bursa'da yaşayan İbrahim ve Şerife Yağlıkara çiftçi, yaz tatili için memleketleri Polatlı ilçesi Uzunbeyli Mahallesi'ne geldi. Burada Yağlıkara çiftinin 3 çocuğundan en küçükleri Eylül, 22 Haziran Cuma günü öğle saatlerinde arkadaşları ile birlikte oyun oynamak için evlerinden çıktı. En son evlerinin yanındaki yolda bisiklet sürerken görülen Eylül'den bir daha haber alınamadı... 1 Hafta boyunca süren aramaların ardından Eylül'den acı haber geldi.

Eylül, en son evlerinin yanındaki yolda bisiklet sürerken görülmüştü...

Eylül'ün ölümüne ilişkin açıklamayı da Ankara Valisi Ercan Topaca yaptı: “Yapılan tespitlere göre bu yavrumuz katledilmiştir...” Topaca Eylül'le ilgili henüz otopsi raporunun tamamlanmadığını söylerken şöyle devam etti: “Eylül'ün sağlam bir şekilde bulunduğu haberini vermeyi çok isterdik. Maalesef yavrumuzun katledildiğini bildirmek durumundayız. Bir elektrik direğinin dibinde cesedini bulduk. Teknik çalışmalar sürüyor.”

Eylül'ün annesi Şerife Yaylıkara, Eylül'ün ölümünden sorumlu olduğu düşünülen Uğur K. ile aralarında husumet bulunduğu iddialarına ilişkin ise şunları söyledi: “Aramızda akrabalık da husumet de yok. Olayın yaşandığı gün o cani annesiyle bizim bahçemizde geziyorlardı, sohbet ettik. Soframızda yemiş içmişlikleri var. Bu kadar nefret edecek, kızımı öldürecek kadar ne yaptık onlara?”

Yaşanan olayın ardından 1 tutuklu ve 4 gözaltı oldu. Eylül cinayetiyle ilgili soruşturma devam ediyor.

LEYLA...

Yakın zamandaki bir diğer olay da, 18 gün bütün aramalara rağmen bulunmayan ve sonunda 3 gün önce cansız bedenine ulaşılan 3 yaşındaki Leyla oldu... Ağrı merkezde oturan Nihat ve Şükran Aydemir çifti, çocukları ile birlikte akrabalarıyla bayramlaşmak için şehre 15 kilometre uzaklıkta bulunan Bezirhane köyüne gitti. Köyde akrabalarıyla bayramlaşan aile, evinin önünde amcası ile oynayan ve daha sonra kaybolan çocukları Leyla'yı bulamadı. Leyla'nın bulunması için Aydemir çifti birçok basın kuruluşundan ve yetkililerden kızlarının bulunması için çağrılar yaptı.

Leyla'nın cansız bedeni 18'nci günde Ağrı merkeze bağlı Bezirhane Köyü Kurudere mevkiinde bulundu. Leyla Aydemir’in dedesi Zeki Aydemir, torununu ilk görenlerden biri oldu: “Torunumu bugün ot biçmek için bölgeye giden bir köylü bulmuş. Bize haber verdi. Gidip baktığımızda yüzü suya basılmış şekilde duruyordu. Sırtında yara izleri vardı. Yüzüne bakamadım. Mavi gözlümü bu hale getirenler bulunup adalet önünde hesap versin.”

18 gün boyunca yapılan arama faaliyetlerinin ardından 3 yaşındaki Leyla'nın cansız bedenine ulaşıldı. Valilik yaptığı açıklamada Leyla'nın 8-10 gün aç kaldığını söyledi...

Leyla'nın ölüm haberinin ardından Ağrı Valisi ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklamalarda bulundu. Ağrı Valisi Süleyman Elban, savcılığın soruşturmayla ilgili araştırmasının devam ettiğini şöyle anlatacaktı: “Maalesef bugün 17.45 itibarıyla köyün yaklaşık 3 kilometre kuzeyinde derede, su içerisinde cansız bedenine ulaşıldı. Söz konusu alan daha önce balık adamlarımız tarafından ve havadan drone görüntüleri ile çok fazla taraması yapılan bir alandı ancak maalesef bugün bu alanda cansız bedenine ulaşıldı. Ölüm nedeni çocuğun 8-10 gün aç bırakılması. Cesette herhangi bir darp izi, yaralama izi mevcut değil. Yine o süre zarfında herhangi bir vahşi hayvan tarafından yaralanma söz konusu değil. Dün üzerinde görülen kırmızı izler, güneş yanığı olduğu tespit edildi. Çocukla ilgili herhangi bir istismar ya da tecavüz emaresi de yoktur.”

Elban, ‘kaçırılma mı kayıp mı’ sorusuna, “kaçırılma” cevabını verdi. Olayla ilgili soruşturma devam ederken 1 kişi ise şu an gözaltında.

Soylu da Leyla'nın ölümünün darp mı yoksa başka bir şekilde mi gerçekleştiğine ilişkin henüz kanıt olmadığını belirterek şunları söyledi: “Arkadaşlarımızın defalarca aradığı bir yer. İlk belirlemelerde 4-5 gündür duruyormuş gibi bir izlenim var. Sanki oraya sonradan getirilmiş gibi. Ama bunlar otopsiyle belirlenmeye muhtaç izlenimler. Darp olduğuna yönelik bir işaret var. Çarpma mı darp mı otopsiyle belli olacak.”

UFUK: İKİZİ DE ARAMA FAALİYETLERİNE KATILIYOR

1 Temmuz tarihinde ise bir başka çocuk kayıp haberi Hatay'dan geldi. Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde yaşayan Ufuk Tatar, ailesiyle birlikte Amanos Dağı eteklerinde yer alan Hassa'nın kırsal Arpalıuşağı Mahallesi'ndeki yakınlarına ziyarete geldi. Konuşma engelli 6 yaşındaki Ufuk Tatar'ı arama çalışmaları devam ederken ikiz kardeşi Uğur da bölgeye getirildi. Jandarma ekipleri, arama faaliyetlerinde yer alan iz takip köpeğinin hassasiyetinin artması amacıyla Ufuk'a benzerliği nedeniyle Uğur'dan yararlanıyor.

Ufuk 1 Temmuz tarihinden beri kayıp... Arama faaliyetlerine Ufuk'un ikiz kardeşi de katılıyor.

YUSUF’TAN DA İZ YOK

Diyarbakır’ın Silvan İlçesi’nde pazar günü kaybolan 15 yaşındaki Yusuf Yılmaz’dan da 2 gündür haber yok. İstanbul’dan çobanlık yapmak için 5 ay önce ailesiyle Silvan’ın Malabadi Köyü’ne yerleşen ve pazar sabahı saat 05.00’te arazideki hayvanları getirmeye giden Yusuf, jandarma, AFAD, UMKE ekipleri ve güvenlik korucularınca aranıyor. Kanala düşme ihtimaline karşı itfaiyeye bağlı dalgıçlarla arama başlatıldı. Yusuf'u arama çalışmaları 4 gündür devam ediyor.

Her türlü olasılığın düşünüldüğü olayla ilgili olarak soruşturma derinleştirilirken Yusuf’un kaçırılmasından endişe ediliyor...

DERYA...

Başka bir kayıp ise Van'dan... Seçim gecesi kaybolan Derya Kaya'dan 10 gündür haber yok. Kuzeni Pınar Kaya, "Derya'nın sonu da Leyla'nınki gibi mi olsun?" diyerek yetkililerden yardım beklediklerini söyledi.

Derya 24 Haziran seçim gecesi bir an ortadan kayboldu... Derya'nın kuzenleri Derya'nın zorla bir yerde alıkonulduğundan endişe ediyor...