'Kıraathaneye gelenlerin yarına dair umutları yok'

Türkiye ilk kez bu seçimde kıraathane vaadiyle karşılaştı. Biz de Ankara'nın kıraathanelerinde seçmenin nabzını tutmaya çalıştık. Üniversite mezunu bir kıraathane çalışanı durumu "Kıraathaneye gelenlerin yarına dair umutları yok" diye özetliyor...

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - 24 Haziran seçimlerine sayılı günler kala kıraathanelerde seçimin nabzını tuttuk. Bayramda Ankara’da kalanlarla sohbetimizde bir kişi, “Önceden kıraathaneye kafamızı dağıtıp oyun oynamak için gelirken şimdi seçimi konuşuyoruz” yanıtını verdi.

Ziyaret ettiğimiz kıraathanelerde, “Siyaset üzerine konuşmayalım başımıza bir iş gelmesin ama sohbet edelim” diyenlerin yanında, “Artık korkacak bir şey kalmadı. Ne yapacaklar 3 ay girip yatarız” yanıtını verenlerle karşılaşıyoruz. Genellikle emeklilerin vakit geçirdiği kıraathanelerde değişim isteyenlerin dillendirdiği ortak kaygı ekonomik sorunlarken AK Parti yönetiminin devam etmesini isteyenler, icraatların yeterli olduğunu savunuyor. Kıraathanedekilerin çoğunluğunun çözülmesini beklediği ilk sorun işsizlik. “Bu hükümet ekonomiyi iyi yönetemedi” yorumlarının karşısında “Bu doları hep dış güçler bu hale getirdi” diyenler de var.

Emekli Hamza Özlek 24 Haziran seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin galip çıkacağını söylüyor.

‘EVDE 4 OY VAR. 2’Sİ DEMİRTAŞ’A 2’Sİ İNCE’YE’

Memur emeklisi 72 yaşındaki Hamza Özlek ile Tuzluçayır’daki Uludağ Kıraathanesi’nde sohbet ediyoruz. Özlek “Seçimler ne olur?” sorumuza “Muharrem kazanır” yanıtını verdi. Seçimdeki tutumunu sorduğumuz Özlek, “Bu zamana kadar hep CHP’ye oy verdim. Akıllı olursak bu seçimi kazanırız. Benim evimde dört oy var. İkisini Demirtaş ve HDP’ye ikisini CHP ve İnce’ye vereceğiz. Demirtaş’ın partisinin barajı geçmesi lazım. Düşerse iş biter” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanlarında açıkladığı “Kıraathane vaadine” ilişkin ise Özlek, “Şaşırmış adam. Kıraathanede ne yapılır? Fabrika yokken, millet işsiz güçsüzken ne kıraathanesi? İnsanlar mahvolmuşken kıraathane diyor. Bu vaadi gören insanlara vatandaş olarak AKP’ye oy vermeyin diyorum. Senelerdir bizi bu duruma onlar getirmedi mi? İleride daha huzurlu ve barışın olduğu bir Türkiye’de yaşamak istiyorum. Bu da bu seçimde olacak. Avrupa devletleri gibi neden olamayalım” sözleriyle yanıt verdi.

'KIRAATHANEYE GELENLERİN YARINA DAİR UMUTLARI YOK'

Üniversite mezunu 23 yaşındaki Ali Musa Kaya, seçim nabzını tutmak için konuğu olduğumuz kıraathanenin çalışanı. Eğitiminin ardından iş bulamadığı için babasının yanında çalıştığını söyleyen Kaya, seçimlerde CHP’yi destekleyeceğini söyledi. 24 Haziran öncesi kıraathaneye gelenlerin sohbetlerinin konusunun genellikle seçim olduğunu aktaran Kaya, “İnsanların en büyük sorunu işsizlik” diye konuştu ve sözlerine şöyle devam etti:

“Ekonomik anlamda gerekli şeylerin yapılmadığını düşünmüyorum. Yapılan birçok projenin temelinde israf olduğunu görüyorum. Seçim vaadi olarak sundukları şeyler çözüm değil. Zaten yapılması gereken şeyleri iktidar olduğu halde vaat olarak söylemek bana acizlik gibi geliyor. Kıraathaneye gelenlerin yarına dair umutları yok. Mezun oldum ama iş bulabilecek miyim ya da bulduğum iş emeğimin karşılığı mı olacak biliyorum.”

İş arayan üniversite mezunu Ali Musa Kaya kıraathanede babasına yardım ediyor ve insanların en önemli sorun olarak işsizliği gördüklerini söylüyor.

'BENİ KESSEN DE ÖLENE KADAR OYUM TAYYİP’E'

Yıllardır AK Parti’yi desteklediğini söyleyen emekli Abdullah Kartal, “Beni kessen de ölene kadar oyum Tayyip’e” dedi. AK Parti’nin icraatlarının çok yerinde olduğunu düşünen Kartal, Erdoğan’ın seçim meydanlarındaki performansının çok başarılı olduğunu vurgulayarak, “Ben ileriye dönük ondan bir şey beklemiyorum. Zaten yaptı yapacağını adam. Şükür değil mi? Beni kessen de ölene kadar oyum Tayyip’e. Ben elli yıldır bu mahallede oturuyorum. Ondan öncesini de gördük. Bu yoldan geçerken at arabasıyla geçerdik. At arabası devrilirdi yolun bozukluğundan” yorumunu yaptı.

AK Parti yönetimini yalnızca Suriye politikası nedeniyle eleştirebileceğini söyleyen Kartal, sözlerini şöyle sürdürdü, “Çalışan her zaman bu memlekette yıpranır. Örneğin bağırılıyor televizyonlarda özgürlük diye. İki gün önce Sakarya’ya, Selanik’e (Ankara Kızılay’da çok sayıda barın bulunduğu caddeler) gittim. Herkes lık lık içiyor. Demokrasi diyorlar. Tayyip ne yaptı? İçmeyin mi dedi? Biz özgür bir ülkede yaşıyoruz. Kimse kimseye karışmasın. Tayyip’in zamanında da onu görüyorum. Kimse kimseye karışmıyor.”