Türkiye'nin dörtte üçü iklim konusunda endişeli

Türkiye toplumunun çoğunluğu nükleer kömür ve HES istemiyor. Siyasi tercihler fark etmeksizin halk artık güneş ve rüzgar enerjisini tercih ediyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İklim Haber ve KONDA Araştırma tarafından yapılan, "Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı ve Enerji Tercihleri Araştırması"nın bulguları yayınlandı. Araştırmaya göre, Türkiye'de insanların yüzde 25'i iklim değişikliği konusunda çok endişeli, yüzde 50’si ise “endişeliyim” cevabını verdi. Raporda Türkiye’de her dört kişiden üçünün iklim değişikliği konusunda endişeli olduğu vurgulanıyor. Katılımcıların yüzde 76,3'ü Türkiye’de sel, fırtına, aşırı sıcaklık, kuraklık gibi düzensiz hava olaylarının arttığını düşünüyor. Toplumun dörtte biri ülkemizde de, iklim konusunda gerekli önlemlerin alınacağına hiç ihtimal vermiyor.

RÜZGAR VE GÜNEŞ TERCİH EDİLİYOR

Türk halkının enerji tercihleri sorulduğu zaman ise araştırmaya katılanların yüzde 70,5’i güneş santrallerini ve yüzde 52,8’i ise rüzgar santrallerini tercih ediyor. Kömür (yüzde 5,2), HES  (5,7) ve nükleer (4,5) en az tercih edilenler arasında yer alıyor. Araştırmaya katılan her 10 kişiden yedisi, yaşadığı yerin yakınına nükleer enerji santralı yapılmasını istemiyor. Ankette yaşadıkları yerde bir santral yapıldığı zaman en çok hangilerine karşı çıkacakları sorulduğu zaman yüzde 68,2'si nükleer, yüzde 53,1'i kömür, yüzde 30,2'si de hidroelektrik santrallere karşı çıkıyor.

Güneş ve rüzgar gibi kaynaklara  verilen destekte siyasi parti tercihleri çok da fazla fark etmiyor. AK Partiye oy vermiş katılımcıların yüzde 57'si kömür santrallerine, yüzde  62’si de nükleer santrallere karşı çıkıyor. Nükleer santral karşıtlığı CHP destekçilerinde yüzde 80'lere kadar çıkarken kömüre karşı çıkanların oranı yüzde 44'te kalıyor.

BEKİR AĞIRDIR: ÇEVRE FAY HATTINDA ENERJİ BİRİKİMİ VAR

KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır kadın, çevre ve tüketici hakları konularında uzun zamandır zihniyet haritasında ve zihni-duygusal ambargolarında bir kırılma yaşandığını ve bu başlıklara ait fay hatlarında bir enerji birikimi yaşandığını söylüyor. Ağırdır, önümüzdeki dönemde hem sivil toplum açısından hem ülkenin genel siyasi atmosferi bakımından bu üç alanda yaşanacak gelişmelerin geleceğin inşası yolunda kritik öneme sahip olacağını vurguluyor.

AKİF PAMUK: GEÇMİŞ KÖTÜ TECRÜBELER TERCİHLERİ ETKİLİYOR

Yeryüzü Derneği kurucusu ve gönüllüsü Akif Pamuk ise geçmişte yaşanan kötü tecrübelerin enerji tercihlerinde belirleyici olduğuna dikkat çekiyor. Pamuk, termik santrallerin artık istenmemesinde hava, toprak, su ve tarımsal kirlilikle beraber, radyasyon, asit yağmuru gibi insan sağlığına direkt etki eden faktörlerin rol oynadığını vurguluyor. Akif Pamuk bununla birlikte Türkiye'de nükleer santral olmamasına rağmen Çernobil felaketi sonrasında yaşananların nükleere mesafeli duruşu etkilediğini belirtiyor. Pamuk Karadeniz'deki HES deneyiminin de Güneydoğu'da GAP'ın yarattığı pozitif yaklaşımı negatife çevirdiğini ifade ediyor.

Araştırmanın sonuç bölümünde ise tüm kültürel ve sosyal kutuplaşmalara ve bu yöndeki güçlü itkilere rağmen, bu toplumun yaşam alanları konusunda ciddi endişeleri bulunduğu söyleniyor. Raporda siyasi tercihi ne olursa olsun katılımcıların mevcut kalkınma anlayışı ve bu saikle yapılan kömür ve nükleer yatırımı tercihlerine katılınmadığı ve mevcut yaklaşımla hiç ama hiç hemfikir olunmadığı belirtilerek çarenin sürdürülebilir kalkınma olduğu vurgulanıyor.