Ebru Günay, Diren Cevahir Şen, Şengül Hablemitoğlu, Elmas Grağos: İYİ Parti ve HDP'li kadın adaylar anlatıyor

“Türkiye solundan geliyorum” diyen Diren Cevahir Şen HDP, “Ben Türküm. Bütün soyum burada” diyen Elmas Grağos ise İYİ Parti milletvekili adayı. Diğer bir İYİ Parti adayı, Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, partisi ile kurduğu payın iki temel nedene dayandığını söylüyor. HDP adayı, Ebru Günay ise 5 yıl tutuklu kaldığını anlattıktan sonra “Devlet bana kocaman bir ‘pardon’ dedi” diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Siyasi partiler, kadınlara 24 Haziran’da yapılacak milletvekili seçimlerinde yine toplusal cinsiyet eşitliğini yansıtacak düzeyde yer vermedi. En çok kadın aday gösteren parti HDP oldu. Partilerin Yüksek Seçim Kurulu'na teslim ettikleri listelere göre AKP listesinde 126 kadın adaya, CHP listesinde 137 kadın adaya yer verilirken, HDP’nin gösterdiği kadın sayısı 230 oldu.  MHP 79 kadın aday gösterirken İYİ Parti, adayları belirlerken yüzde 25 kadın aday kotası uygulandığını açıkladı.

HDP Mardin milletvekili adayı Ebru Günay ve Kırklareli adayı Diren Cevahir Şen ile İYİ Parti İzmir adayı Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu ve İstanbul adayı Elmas Grağos, neden aday olduklarını, nasıl bir seçim çalışması yürüttüklerini ve seçilmeleri durumunda neler yapacaklarını anlattılar

'DEVLETLER İÇİN SİZİN HAYATINIZIN BİR ÖNEMİ YOK'

Ebru Günay

KCK davasından beş yıl tutuklu kalan, Öcalan’ın avukatlarından biri olan Ebru Günay, Mardin milletvekili adayı. 1982, Bingöl doğumlu Ebru Günay, 2006’da Dicle Üniversitesi’nden mezun olduktan kısa bir süre sonra Asrın Hukuk Bürosu’nda çalışmaya başlamış. Bir yıl avukatlık yaptıktan sonra 14 Nisan 2009’da KCK operasyonuyla tutuklanmış. Cezaevine girdiğinde 27 yaşında olan Günay, 13 Nisan 2014’te de tahliye olmuş. Günay bu dönemi şöyle anlatıyor: “O dönem devam eden HDP-İmralı heyetinin görüşmeleriyle yumuşayan bir barış süreci vardı. Bu dönemde, uzun tutukluluk süresi için yasal düzenlemeler yapılmıştı. O sayede çıkartıldık. Tekrar Asrın Hukuk Bürosu'nda çalışmaya devam ettim. Nihayetinde şimdi Mardin milletvekili adayıyım.”

“Bir yerde kadın yoksa bile kadın bakış açısının hakim olması önemli” diyor Günay. HDP’nin, kadın politikalarını her alanda hayata geçiriyor olmaya dikkat ettiğini söylüyor. Günay, partisini “Kadınla ilgili gelişmelerde ilkleri yaratan bir parti. Türkiye siyasetinde özel bir yere sahip olduğunu düşünüyorum” diyerek anlatıyor.

Beş yıl süren tutukluluk sürecinden sonra, Nisan 2016'da devam eden yargılamasında beraat kararı verilmiş. Ne hissetmiş Günay: “Devlet bana kocaman bir ‘pardon’ dedi. O arada ne oldu, ne bitti, benim hayatımdan ne çalındı, bu kadar basitmiş dedim. Devletler için sizin hayatınızın bir önemi yok. Bir nesne gibisiniz.”

Günay’ın, Öcalan’ın avukatlarından biri olması anaakım medyada yer bulmuş. “Onların” tanımıyla anlattığını belirtiyor Günay ve şunları söylüyor: “ 'Terörist başının avukatları da HDP listesinden aday' diye yazıldı ama bence gözardı ettikleri bir şey var. Türkiye’deki en önemli barış savunucusunun Öcalan olduğunu düşünüyorum. Son 20 yıla bakıldığında, görece daha barışçıl bir ortamda yaşadığımız her dönem sayın Öcalan’la kurulan temasların yaşandığı dönemdir.”

'TÜRKİYE SOLUNDAN GELİYORUM'

Diren Cevahir Şen

HDP Kırklareli milletvekili adayı Diren Cevahir Şen, 1984 Bartın doğumlu. Şen, kimi çevreler içinde bilinen bir yüz. Şen, politik bir aileden geldiğini söylüyor. Türkiye sosyalist hareketinin içinde olan, zamanında kamu emekçileri mücadelesi veren, Eğitim-Sen ve KESK kurucusu bir anne babanın kızı olduğunu söylüyor ve doğal olarak Türkiye solundan geldiğini ifade ediyor. Kendini feminist aktivist, hak savunucusu olarak tanımlıyor ve kadın hakları mücadelesinin bir parçası olarak görüyor. Oranın sesini meclise aktarmak için aday olduğunu dile getiriyor.

Bilhassa iki hassasiyeti olduğunu belirtiyor Şen ve şöyle anlatıyor: “İklim değişikliği meselesine, HES’lere, termik santrallere kafayı takan birisiyim. Uzun zamandır bunun aktivizmini de yapıyorum. Son 15 yıldır, memleketin her yerinde çok ciddi bir doğa tahribatı yapıldı. Avukat olduğum için, bu konularla ilgili dava takibi de yapıyorum.”

Şen ilk sokak eyleminin, yaklaşık 30 bin Bartınlının katıldığı, termik santral istemiyoruz dediği eylem olduğunu söylüyor. “Yaşam çok önemli ama yaşam insan merkezli değil. İnsanla beraber doğanın, hayvanların, suyun hakları var. Ben bunun için uğraşıyorum. Örneğin seninle şimdi konuşurken, Bartın’daki evimizin balkonundan Küre Dağları’na bakıyorum. Aramızda apartmanlar var. Bartın bu kadar yüksek kat apartmanlı, beton bir yer değildi. Küçük bir kasabaydı burası, müstakil bahçeli evlerin olduğu” diyor.

Şen, ikinci olarak kadın cinayeti davalarını ya da meşru müdafaa davalarını takip ettiğini söylüyor. “Yani kocasını öldürmek zorunda kalan kadınların davalarını da takip ediyorum” diyor.

Devamında ise şunları söylüyor: “Her gün ortalama üç kadının öldürüldüğü bir ülke olduğumuzu biliyoruz. Bu beş altı yıldır konuştuğumuz bir ortalama. Bugün belki de daha fazla. Kadınlar şiddet gördüğü yerden kurtulamıyor. Maalesef pek çoğu mezara gidiyor. Onları korumakla görevli devletin kurumlarının onları koruyamadığı ortamda can veriyorlar. Ortada kadın katliamı var.” Konuşmanın sonunda “tüm bunlardan dolayı HDP’deyim” diyor.

'KADINLARIN KURUCU VE YÖNETİCİ POZİSYONLARINDA BULUNMALARI İLHAM VERİCİ'

Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu

İYİ Parti, İzmir 2'nci bölge 3’üncü sıradan milletvekili adayı Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, kadınla ilgili konu başlıkları ayrı olmak üzere birçok akademik çalışmaya imza atmış biri. Öncelikle İYİ Parti’nin kadınların kurucu olduğu bir parti olduğunu ifade ediyor Hablemitoğlu. Devamında ise yönetimsel açıdan kadın kolları adı altında kadınların başka bir yapılanma içinde konumlandırılmadığını ve sadece temsilen “siz burada yöneticilik yapın'' demeyen bir parti olduğunu dile getiriyor. Bu ne demek? Şöyle anlatıyor Hablemitoğlu: “Bu ülke, bir partinin kadın kollarına jinekolog bir erkeğin başkan olarak atandığı günlerden geçti. Bu açıdan kadınların kurucu ve yönetici pozisyonlarda bulunmaları ilham verici. Bunu görmek gerek, bunu daha sık vurgulamak gerek sanırım.”

2002 yılında, bir suikast sonucu eşini kaybeden Hablemitoğlu’na imtina ederek hatırlatıyor, soruyoruz. Siyasette olmasında bu olayın ne kadar etkisi var? “Benim son 16 yılda bu acı olay kariyerimin bir parçası oldu. Yaşadıklarımızdan çok şey öğrendim, kendime bu olaydan görevler çıkardım” diyor ve Necip Hablemitoğlu’nun yıllar önce, akademik bir bakış açısı ile deşifre ettiği yapının ülkede darbe girişiminde bulunmasının çok şey ifade ettiğini dile getiriyor.

Hablemitoğlu, İYİ Parti’yle kurduğu bağı şöyle anlatıyor: “Bu bağın temelde iki nedeni var. Bunlardan biri son derece kişisel, duygusal da diyebilirsiniz; Sayın Genel Başkan Meral Hanım bir kadın olarak benim mücadeleme dokunmuştur. Sarıp sarmalamıştır beni. Ancak diğer yandan daha üst bir bakışla da açıklamam gerekirse, ki gerekir; İYİ Parti'ye ve iyilik hareketine yönelik bir acaba algısı yaratılmaya çalışılmasıdır. Öyle mi? İşte ben buradayım sizin 2013, 17-25 Aralık'a kadar fark etmediğiniz o malum yapılanmayı yıllardır, 90’ların başından beri yazan, araştıran, anlatan bir adamın geride bıraktığı bir eş olmanın tabii ki, etkisi var.  Geçen 16 yılda tüm siyasi dalgalanmalara ve ‘hukuki’ süreçlere göre şekillendirilmeye çalışılan bir cinayetin bir arpa boyu yol almamasından duyduğum rahatsızlığın da bunda payı büyük.”

'GÖREVİMİZ ÜLKEMİZE HİZMET ETMEK VE ABLAMIZIN YANINDA DURMAK'

Elmas Grağos

Elmas Grağos, İYİ Parti, İstanbul 3'üncü bölge milletvekili adayı. 1973’te Amasya’da doğan Elmas Grağos, Amasya’dan İstanbul’a göç ettiklerini anlatıyor. “İş sahası olmadığı için ve cemaatimiz olmadığı için” diye ekliyor. İkiz erkek kardeşiyle birlikte beş kardeşlermiş. Grağos, bir dönem kuru temizlemede çalıştığını söylüyor. Sonrasında Bakırköy Belediyesi Tiyatrolar Müdürlüğü’nde on yıl kadar müdür sekreterliği yapmış. Aktif siyasete MHP’de başlamış. “Ablayla beraber yolumuza devam ediyoruz” diyor. Grağos, Meral Akşener’den tüm konuşma boyunca “abla” diye bahsederek.

Grağos, İYİ Parti’nin bir kadın hareketi olduğunu ve bunun da en başta parti yöneticisinin Meral Akşener olmasından anlaşılacağını söylüyor. Etnik kimliğinin Ermeni olması hasebiyle İYİ Parti’den aday olmasının anlamını sorduğumuz Grağos şöyle anlatıyor: “Türkiye’nin gidişatı kötü. Ötekileştirme uç noktada. Hepimizin kurtuluşunu İYİ Parti’de, ablada gördüm. Atatürk’ü seven biri olarak da bu işe gönlümü verdim. Ben Türküm. Bütün soyum burada. Bu ülke bizim, hepimizin. Dağılıyoruz, yıkılıyoruz. Buna ne ben ne de cemaatim asla izin vermez. Görevimiz, ülkemize hizmet etmek ve ablamızın yanında durmak.”