Gençler seçim öncesi ne düşünüyor?

24 Haziran seçimlerine sayılı günler kala gençlere seçimlerden beklentilerini sorduk. Temel kaygılarının işsizlik olduğunu söyleyen gençler, üniversitelerde yaşananlara da tepkili...

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Seçime sayılı günler kala partilerin ittifakla ilgili son çalışmaları ve adaylık başvuruları devam ediyor. Hükümetin seçim öncesi açıkladığı ekonomi paketinin ardından diğer partilerin  vaatleri de merak konusu. Genç seçmenler, partilerin mutfaklarında hazırlanan seçim bildirgelerinin kendileriyle ilgili bölümünü merakla beklerken işsizlikle ilgili adımların bir an önce atılması gerektiğini söylüyor. Belirsizliklerin son bulmasını dileyen öğrenciler kampüslerde siyasi konularda yorum yapmaktan da çekindiklerini ifade ediyor.

GENÇLERİN EN BÜYÜK SIKINTISI İŞSİZLİK

Konuştuğumuz gençlerin çoğu gelecekleri konusunda kaygılı. “Üniversite bitince ne olacak?”, “KYK kredisini nasıl ödeyeceğiz?”, “Lisans bitince yüksek lisansa mı başlasam?” gibi sorularla mücadele ettiklerini söyleyen üniversite öğrencilerinden biri sorunlarını şu sözlerle dile getirdi, “Gençler arasında işsizlikle ilgili kaygıların nedeni üniversite sayısının artması ve mezun olduktan sonra alanlarına dair iş bulamamaları. Gençler emek yoğun işlerde çalışmak durumunda kalıyor. Bu da umutsuzluğa, geleceksizliğe yol açıyor. Seçim öncesi üniversiteleri bölerek çoğaltma girişimi de anlamsız geliyor bana. Ülkedeki ekonomik sorunları çözmek yerine var olan siyasi atmosferdeki gerilimi arttıran gereksiz bir çaba olarak görüyorum. Meclis içi partilere baktığımızda hiç birinin bu sorunlara çözümünün olmadığını düşünüyorum.”

KAMPÜSTE SİYASET KONUŞULMUYOR

Üniversite öğrencilerinin aktardıklarına göre Türkiye’de gençleri kucaklayacak, düşüncelerini  açık açık dile getirebilecekleri siyasi atmosfer yok. Üniversite kampüslerinde siyasi konularla ilgili yorum yapmaktan ve fikirlerini açıklamaktan çekindiklerini ve korktuklarını söyleyen gençler, belirsizliklerin bir an önce dağılmasını istiyor. Bir üniversite öğrencisi bu konuyla ilgili şunları anlattı, “Üniversiteler fikrin tartışıldığı, öğrencilerin siyasal olarak da görüşlerini rahatça belli edebildiği yerler olmalı. Ancak Türkiye’de bu durum tam tersine işliyor. Tweet attığı için, okulda iktidara karşı söz söylediği için tutuklanan insanlar var. Hal böyle olunca kampüste, sınıfta insan sessizleşiyor, fikrini kendine saklıyor. Kendini iktidarın siyasal komiseri belleyenler her yerde.”

'EN BÜYÜK PROBLEM GELECEKSİZLİK'

Gençler arasındaki en büyük sorunun geleceksizlik olduğunu söyleyen bir genç ise seçim öncesi beklentilerine dair şunları söyledi, “Biz gençler için en büyük problem geleceksizlik. Günümüzü çalmakla, geçmişi değiştirmekle yetinmeyip geleceğimizi de kendilerince ipotek altına alıyorlar. İşsizlik, OHAL, ekonomik sorunlar, kültürel sorunlar, kutuplaşma, eğitim problemi... Bu liste uzayıp gider. Vaatlerin ötesinde topyekûn bir programla karşımıza çıkmaları gerekiyor. Muhalifseniz güvende değilsiniz. Belki de en önemli nokta kronikleşen bu güvensizliği ortadan kaldırmak ve huzur ve barış odaklı bir siyasi dil üretmektir.

'CUMHURBAŞKANLIĞI KOLTUĞUNDA KADIN GÖRMEK İSTERİM'

“Cumhurbaşkanlığı koltuğunda nasıl bir aday görmek istersiniz, sizi nasıl bir cumhurbaşkanı mutlu eder?” sorusuna bir öğrenci, “Cumhurbaşkanı olarak halkın bütününü temsil edebilecek herhangi bir siyasi parti ya da kitlenin çıkarlarını gözetmeyecek biri olmasını istiyorum. Yani toplumda hoşuna gitmeyen bir şey yaptığımızda ya da söylediğimizde bizi terörist ilan etmeyecek biri de olabilir” sözleriyle yanıt verdi. Bir diğer öğrenci ise kafasındaki aday profilini şu sözlerle özetledi, “Cumhurbaşkanlığı koltuğunda seküler, insanların yaşam tarzına saygılı, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeyen bir kadın görmek isterim. Biraz ütopik olduğunun farkındayım. Üniversitelerin özerkliğini garanti altına alacak özgür alanlarda bilimsel üretim yapılmasını sağlayacak biri olmalı Cumhurbaşkanı. Üniversitelerin bölünmesi, ihraçlar gibi durumlar fikirlerimde değişiklik yaratmadı ama toplumda yarattığı korkudan payımı aldım ben de. Hiçbir koşulda üniversitelerin bölünmesini ve akademisyenlerin barışı savundukları için ihraç edilmelerini savunmam. Aklın ve bilimin kıstas olduğu bir ülkeye ihtiyacımız var.”