Aslı Pasinli: Hadım çözüm değil

Çocuklara ve kadınlara yönelik cinsel şiddetin önüne geçmek için hükümet yeni bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor. Yasa tasarısı konuşulurken öne çıkan konulardan biri de suçlulara ağır cezaların verilmesi. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Başkanı Aslı Pasinli ise cezaların ağırlaştırılmasından ziyade zihniyeti değiştirmek için çalışmaların yapılması gerektiğini savundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Hükümet çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarına karşı yeni bir yasa çıkarma hazırlığı içinde. Hükümetten yapılan açıklamaya göre konuyla ilgili olarak altı bakanlık çalışma yürütüyor. Yakında Meclis’e getirilmesi beklenen yasa için Sağlık Bakanı Recep Akdağ, CHP ve MHP ile de görüşerek tasarlanan yasayla ilgili bilgi verdi.

Ancak henüz Meclis’e gelmeyen ve hükümetin çıkardığı yasayla ilgili tartışmalar da başlamış durumda. Tartışmanın konularından biri, hükümetin yine bir torba yasa hazırlığı içinde olmasıyla ilgili. Bu yasanın içinde çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarının yanı sıra suçluların hadım edilmesi ile zina konusu da yer alıyor.

CHP kurmaylarıyla yasayla ilgili bir görüşme yapan Recep Akdağ, sorulan bir soru üzerine, çocuklara yönelik cinsel istismar suçu işleyenlere müebbet hapis düşündüklerini açıkladı. Yasa gündeme geldiğinden beri çocuklara yönelik cinsel suç işleyenleri hadım etmek ve idamla cezalandırmak da dillendiriliyor.

Öyle anlaşılıyor ki hükümet, kadına yönelik şiddetin, çocukların istismara uğramasının önüne geçmek için ceza oranında artış yolunu tercih edecek. Ama bu bir çözüm mü? Hem bu sorunun cevabını, hem de söz konusu yasa ile gündeme gelen hadım, idam ve zina konularını Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Başkanı Aslı Pasinli ile konuştuk.

'ERKEKLERİ İDAM EDEREK ERKEKLİĞİ ÖLDÜREMEZSİNİZ'

Aslı Pasinli, “Kadına karşı şiddetle mücadele politik bir mücadeledir, önce bunun vurgulanması gerekir” diyerek tasarlanan yasayla ilgili dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Neden dikkatli olmak gerekiyor? Pasinli, şöyle cevapladı:

"Hükümet burada ince bir oyuna giriyor. Toplumun ciddi refleks gösterdiği cinsel istismar, cinsel saldırı gibi konuları gündeme alarak ülkeye şeri hükümler getirilmeye çalışıldığının farkında olmalıyız. Önce idam, sonra hadım, şimdi de zina zinciri ortaya serilmiş durumda. Sosyal bir devlet olmaktan kaynaklı ve 2011 yılında kadın hakları konusunda İstanbul Sözleşmesi’ne imza atan bir ülkenin bu alanda çalışmalar yapması beklenirken cinsel istismar gündeme alınarak farklı şeyler getirilmeye çalışılıyor.

"Bu süreçte ciddi hassasiyetleri olanların da idamı savunduğunu gördük. Burada bilinçsiz bir taraftarlık var. Evet, cinsel saldırı kabul edilemez, bu konuda duyarlılık yüksektir. Ama bu saldırıların nasıl ortadan kaldırılacağından çok idamın tartışılması doğru değildir. İdam ve hadım ne getirecek bu ülkeye, önce bunu konuşmak gerekiyor. Şiddet, şiddetle çözülecek bir şey değil. İdam gibi bir ceza, şiddeti bireyselleştiren bir uygulamadır. Bu şekilde devletin taraftarlığını bertaraf edersin. Oysa burada cinsel saldırı gibi bir tablo ile karşılaşmadan neler yapılabilir, bunu konuşmak gerekir.

Aslı Pasinli: Mahkemeler hâlâ iyi hal indirimi uyguluyorsa meselenin aslında cezalar olmadığı açık.

"İdam ya da hadım, sorunları üsten görmek, günübirlik ve bu nedenle sıkıntılı çözüm yöntemidir. Erkekleri idam ederek erkekliği öldüremezsiniz. Bu tarz sorunlarla karşılaşmamızın nedeni kadın-erkek arasındaki eşitsizlik ve cinsiyetçiliktir. Bunu bir türlü dönüştüremediğimiz için bu sorunlar giderek artıyor. Suçu işleyen kişiyi yok etmek, asıl derinliği görmemek demektir. Meseleyi toplumsal bir problem olarak gördüğümüz zaman bireysel çözümler de üretmeyiz.

"İstanbul Sözleşmesi’ne imza atan ülkeler, kendi ülkelerindeki kadına karşı şiddet konusunda bütün dinamikleri hayata geçirmek ve şiddet konusunda sıfır toleransa gitmek zorunda. Türk Ceza Kanunu ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Kanunu göz ardı edilemeyecek değerde yasalar. Sorun bunların iyi işletilmemesi. Mahkemeler hâlâ iyi hal indirimi uyguluyorsa meselenin aslında cezalar olmadığı açık. Kaç tane tedbir kararı gerçekleştirebiliyoruz? Bu mantık yok edilmedikçe en iyi yasaları da yapsanız sorun giderilmez. Bu siyasi süreci iyi okuduğumuz zaman şunu fark ediyoruz: Hem böyle ciddi refleks gösteriliyor, hem de bu alanda mücadele eden kadınların mücadelesine destek verilmiyor. Tam tersine sahaya çıkan arkadaşlarımız gözaltına alınıyor. Bu alanda çalışan akademisyenleri, kadın örgütlerini desteklemen gerekiyor. Buraları daha aktifleştirmelisin."

'KİMYASAL HADIM İŞKENCE SUÇU KAPSAMINDADIR'

Çocuklara ve kadınlara yönelik cinsel istismar suçu işleyenlerin idam edilmesi ya da hadım edilmesi, yasa tasarısı gündeme geldiğinden beri tartışılıyor. Aslı Pasinli söz konusu cezaları için, “Evrensel hukuk normları düzeyinde tartışırsak, kimyasal hadım insan haklarına aykırı ve işkence suçu kapsamındadır” dedi.

Pasinli, hadımın ya da idamın sorunu çözmediğine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Hadım kimi ülkelerde kişinin rızasıyla gerçekleşiyor. Mesela Rusya’da bu suçu işleyen kişiye müebbet ceza veriliyor ama tıbbi tedaviye rıza gösteren suçlunun cezasında indirime gidiliyor. Ancak bu yöntemin uygulandığı ülkelerde de cinsel saldırı suçları bitmiş değil. Tek başına ceza sorunu çözmüyor hiçbir zaman. Türkiye’nin sorunu varolan cezaların uygulanamaması ve uygulanan politikalardır. Başka ülkelerde idam ve hadım uygulanıyor ama bunun sorunu çözmediğini görüyoruz. Bunun ötesinde hadım insanlık suçu teşkil ediyor ve insan haklarına aykırı bir uygulamadır. Bu sorunun politik bir süzgeçten geçmesi gerektiğini vurgulamak gerekiyor."

ZİNANIN YASASININ SINIRLARI

AK Parti 2004 yılında CHP ile anlaşarak yeni TCK’yı Meclis’e sunduğunda zina ile ilgili bir düzenleme yer almıyordu. Çünkü Deniz Baykal, zina konusunda hükümet kanadının istediği düzenleme yer alırsa, “ihanet sayarım” demişti. AB’den ise, “Müzakere tarihi vermeyiz” yönünde bir açıklama gelmişti. AK Parti içinde buna karşı çıkanlar olmuştu, ancak hem Baykal hem de AB etkili olunca böyle bir düzenlemeye yer verilmemişti.

Şimdi zina konusu yeniden gündemde. hükümet yasa tasarısını konuşurken daha çok çocuk istismarını gündeme getiriyor olsa da konu tartışılıyor.

Konuyla ilgili konuşan Pasinli, “Zina tartışması yapılıyor ama zina tartışmasının sınırları belli değil. Kime, hangi durumda uygulanacak yasa? İdamı, hadımı, zinayı konuşuyoruz ama uygulamalar gerçekten cinsel saldırı suçları için mi uygulanacak? Bunları bilmiyoruz henüz. Ama zina yasasının medeni kanuna aykırı olabileceğini, kişinin bireyselliği ile ilgili sıkıntılı olabileceğini düşünüyorum” dedi.

8 MART NASIL BİR TEHDİT

Dicle Amed Kadın Platformu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Diyarbakır’da 1-10 Mart tarihleri arasında sürecek bir etkinlik programı hazırladı. Ancak Diyarbakır Valiliği açık alanda yapılacak bütün etkinlikleri yasakladı.

Konuyla ilgili bilgi veren Pasinli, “Milli güvenliği ve kamu güvenliğine bir tehdit oluşturacağı şeklinde bir gerekçe sunulmuş” dedi. Buna tepki gösteren Pasinli, Platform’un itiraz dilekçesi verdiğini belirterek şunları söyledi:

“Kadınların kendi günlerini kutlamaları nasıl milli güvenliği ve kamu güvenliğini tehlikeye sokacak bir durum olabilir? Senin derdin kadına şiddetin ortadan kaldırılması ise 8 Mart, 25 kasım ya da kadın mücadelesine dair özel günleri değerlendirirken destek vermen lazım. Eğer mevzu şiddetin ortadan kaldırılması ve toplumsal bir farkındalık yaratmaksa bu türden özel günleri fırsata çevirmen lazım. Diyarbakır’da çok sayıda kadın kurumu vardı, bunların hepsi kapatıldı. Derdiniz şiddetin önüne geçmekse bunları aktifleştirin, bu alanda 20-25 yıl mücadele vermiş insanların çalışmasına olanak sağlayın.”