Moto kuryeler anlattı: Talimat dediğin kasktan ibaret!

Sakarya Üniversitesi'nden Araştırma Görevlisi Akın Özdemir, moto kuryelerin çalışma koşullarına ilişkin bir araştırma yaptı. Trafik güvenliğini tehlikeye attıkları gerekçesiyle eleştirilerin hedefinde olan moto kuryeler, güvencesiz çalıştırıldıklarını ve siparişleri 'kelle koltukta' götürdüklerini anlattı. 

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Trafik güvenliğini tehlikeye attığı gerekçesiyle birçoklarının eleştiri oklarına hedef olan moto kuryeler sorunlarını, Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümü Araştırma Görevlisi Akın Özdemir'e anlattı. Akademisyen Özdemir'in moto kuryeler üzerine yaptığı araştırma, motorlu kuryelerin çalışma koşullarını iş sağlığı ve güvenliği verileriyle ortaya koydu. Moto kuryelerin anlattıkları ise bu meslek grubunun her açıdan güvencesiz çalışma koşullarını gözler önüne serdi.

MOTORLARIN BAKIMI YAPILMIYOR, İŞ GÜVENLİĞİ DENETİMİ YOK

Moto kuryelerin en büyük sorunu, motorların bakımı ve malzeme eksikliği. Siparişleri adrese teslim sırasında zamanla yarıştıklarını belirten moto kuryelerin araştırma kapsamındaki anlatımlarında şu ifadeler dikkat çekici:

- Bakım yok ki motorda! Sesi bitmez, arızası bitmez. Ben 2 yıl oldu çalışalı. Her ay yeni motor alınacak. Üzerindeki insandan daha değerli şu altındaki şey. Zaten kim biniyor belli değil motora. Hani desem ki bu benim, ona göre bakarım.

- Lastikleri hep kabak bunların. Desen ki yenisini alalım bahşişinden olursun. Azıcık bir yağmur yağsın kayar düşersin.

- Büyük firmada çalışıyorsan taktırırlar kaskını, dizliğini. Ben kebapçıda başladım bu işe. O adam hiç söylemezdi tak diye ama bunlar hemen ceza verir. Sen zorlamazsan takmaz bu çocuklar. Arasında 15-16 yaşında çocuklar var.

- Eski kask vardı dükkânda. Bitli mi, pireli mi belli değil. Gittim aldım. Kışın rüzgârdan, yazın sıcaktan neye döndüğünü anlamazsın, takmazsan.

BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU SİGORTASIZ ÇALIŞTIRILIYOR

- Büyük firmada çalışırsan yatar sigortan. Böyle A marka pizzacıda B marka hamburgercide alırsın paranı. Sigortan yatar, bahşişi bol olur ama git sor bak bu pidecilerin kebapçıların elemanlarına. Yatırırım der yatırmazlar sigortanı.

- Talimat dediğin kasktan ibaret. Kaskını tak der geçerler zaten. Burada en büyük talimat siparişin zamanında gitmesi. Kaskını tak, siparişi zamanında götür senden iyisi yok.

- Birileri gelip sorarsa 'paketleri arabayla götürüyoruz dersin' dedi patron. Sigorta olmayınca sorun olurmuş. Ben öğrenciyim, sigorta beklentim yok zaten.

- Mağaza müdürü var bizde. Baktı kaskın yok, uyarır. Dikkat etmeyen arkadaşlar oldu. Eğer ısrar edersen atarlar işten. Sana bir şey oldu mu adamın başı yanacak sonuçta.

- Belediyeden denetlerler buraları. İşveren de işini sağlama alıyor haliyle. Bir ceza gelmesin diye bakar. Ama denetlemeye gelenlerle çay kahve sohbetine girerler. Yani var denetim ama yaptırımı yok. Baksan bir sürü eksik bulursun.

SİPARİŞ GECİKİRSE MAAŞINI KESME TEHDİDİ

- Bir sürü iş var denetlenecek. Müdürün denetimi dediğin kasktan, eldivenden ibaret. Bir sorun var dediğinde sipariş gecikecek mi ona bakarlar; yoksa seni düşünen yok. Zaten ölmediğin sürece şu denetlenmiş, bu denetlenmemiş bakan yok. Kaza mı oldu, sonradan hallediverirler eksiklikleri.

- Baskı var üzerinde. Yemek soğumasın sipariş zamanında ulaşsın diyorlar ama bir de güvenliği var bu işin. İlk pizzacıda başladım ben bu işe. 45 dakikada götüreceksin, yoksa bedava, diyorsun. Hadi yolda düştün, trafik sıkıştı vs. 2-3 kere geç kalırsa siparişler maaşını, bahşişini kesmekle tehdit ediyor. Sen de hızlı sürüyorsun motoru. Beceremezsen yenisini alırım diyor.

'BAHŞİŞ OLMADAN ÇEKİLMEZ BU İŞ'

- Bahşiş almasan patronun verdiği için yapılmaz bu iş. Bahşiş de alabilirsen... Geç götürürsün vermezler; öğrenci olur, parası yok. Kredi kartıyla ödüyor herkes ama az da olsa bahşiş olmadan çekilmez bu iş. Bahşiş almanın azı sana bakıyorsa çoğu müşterinin firmadan mutlu olup olmamasıyla alakalı.

- Müşterinin mutlu olması lazım bahşiş alman için. Bazen yoğun olur dükkân. Usta çıkarmış 10 tane sipariş yarım saat sonra arıyor müşteri dükkânı. Nerede kaldı sipariş diye. Zaten evi buldum, motordan indim, hesabı aldım diyene kadar 10 dakika. Sonra geç gidince hem lafı yersin hem bahşiş vermezler. Bir de geri gönderiyorlar yemeği. Dönünce bir de dükkânda laf yiyorsun.

- Part-time çalışıyorum zaten. Asgari ücret alamıyorsun yani. Şurada parasız iki yemek yiyeceksin, 3-5 bahşiş toplayacaksın cebine para girsin. Yine on eve gitsen 8’i vermez bahşiş. Hep şikâyetçi bunlar. Sen anca güler yüz göstereceksin, o da dermanın kalırsa.