İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin işten çıkardığı Mahir Kılıç, ölüm orucuna başlıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin işten çıkardığı Mahir Kılıç, 105 gündür açlık grevi yapıyor. Ölüm orucuna başlayacağını açıklayan Kılıç, "Bugüne kadar aldığım su, şeker, tuz ve B1 takviyesini keserek ölüm orucuna çevireceğimi beyan ediyorum" dedi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin işten çıkardığı 258 işçiden biri olan Mahir Kılıç, açlık grevinin 105'inci gününde, eylemini ölüm orucuna çevirme kararı aldı. Kılıç; su, şeker, tuz ve B1 vitamini takviyesi keseceğini açıkladı. Arkadaşlarının sakat kalabileceğini ve ölebileceğini belirten arkadaşları Kılıç'ı vazgeçirmeye çalışıyor. Kılıç ise "Kızım benden bir şey istediğinde ona 'param yok' dediğimde ben zaten ölüyorum" diyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı Genel- İş Sendikasına üye olan Mahir Kılıç ve 5 arkadaşının Konak Meydanı’da başlattıkları eylem bugün 105'inci gününde. Mahir Kılıç tek başına yaptığı açlık grevi eyleminin 105'inci gününde arkadaşlarının tüm ısrarlarına rağmen kararından dönmeyerek, açlık grevi eylemini ölüm orucuna çevirdi.

Kılıç, "Almış olduğum kararla 26.02.2018 tarihinden itibaren, bugüne kadar aldığım su, şeker, tuz ve B1 takviyesini keserek ölüm orucuna çevireceğimi beyan ediyorum" dedi.

'5 AYDIR YARDIM ELİ UZATILMADI'

Yaşadığı mağduriyet nedeniyle açlık grevini ölüm orucuna çevirmek zorunda kaldığını söyleyen Kılıç, bu kararı almasının nedenlerini şöyle açıklıyor:

"İnsanlar bunu çok kolay ve ani bir karar olarak nitelendirebilir. Herkesin görüşüne ve düşüncesine saygı duyuyorum. Fakat bunu onaylamayanların bana bu kararı aldıran DİSK, Genel İş ve CHP'yi sorgulamalarını isterdim. Tam 105 gündür işimize geri dönmek için yağmur, çamur, soğuk demeden sesimizi duyurmaya çalıştık, bizlere uzanacak yardım eli aradık. Ne acıdır ki bu el bize asla uzanmadı. Tam 5 ay oldu işimden atılalı, tek bir kuruş gelirim yok. İşe iade davası açtığım için SGK'lı olarak çalışamıyorum. Bu 5 ay içinde kimse bu insanın çocuğu ne yer ne içer, hamile eşi nasıl beslenir, kirasını elektriğini suyunu nasıl öder? demedi."

.

'KIZIMA 'PARAM YOK' DEDİĞİMDE BEN ZATEN ÖLÜYORUM'

"Herkes şunu çok iyi bilsin ki ben ölmek değil yaşamak istiyorum" diyen Mahir Kılıç, "Ama aileme bakamıyorsam, kızımın isteklerini karşılayamıyorsam bu benim onuruma dokunuyor. Kızım benden bir şey istediğinde ona 'param yok' dediğimde ben zaten ölüyorum. Bundan iki ay önce bazı dostlarımız bir miktar para gönderdi, bununla kiramı, elektriği ödedim. Ama tam iki aydır benimle birlikte eşim de, kızım da, eşimin karnındaki çocuğum da ne yiyoruz ne içiyoruz kimse sormadı bize" diye konuştu.

'SENDİKACILAR VE MİLLETVEKİLLERİ HER ŞEY NORMALMİŞ GİBİ YAŞIYORLAR'

Sendikacıların ve siyasetçilerin eyleme kayıtsız kaldığını belirten Kılıç, "DİSK, Genel İş, CHP milletvekilleri, meclis üyeleri, belediye başkanı her şey normalmiş gibi yaşantılarını sürdürüyor. Ben bir babayım, kızımın beslenmesi boş olduğunda benim yüreğimin kanadığı kadar kimsenin kanamaz. Ama artık birilerinin bizlere ses vermesi için, ekmeğimizi geri vermesi için bundan başka çarem olmadığını da herkesin bilmesi gerekir" dedi.

Kimsenin kendisine acımaması gerektiğini söyleyen Kılıç, "Süslü laflar, boş vaatler benim, ailemin karnını doyurmuyor. Kimsenin bana ve aileme acımasını istemiyorum. Ortada acınacak birileri varsa CHP ve sendikacılardır. 105 gündür bize kulak tıkayan tüm CHP'li, DİSK, Genel İş ailesi de yaptıklarıyla gurur duysunlar, eserleri ben ve ailemdir" ifadelerini kullandı.

'BİRİSİNİN ÖLMESİ ÜZERİNDEN BİR TALEBİMİZ OLAMAZ'

Mahir Kılıç’la, birlikte eylem yapan işçi arkadaşları; Kılıç'ın ölüm orucu kararından vazgeçirmeye çalışıyorlar.

Bugüne kadar açlık grevi yapan arkadaşlarının yanlarında olduklarını ancak ölüm orucu kararını desteklemediklerini belirten Barış Kaya "Arkadaşımızın sakat kalmasını ya da ölmesini istemiyoruz" diyor.

Kılıç'ın şeker, tuz ve B1 takviyesini kestikten kısa süre sonra hayatını kaybedebileceğini dile getiren Kaya, şöyle devam etti:

"105'inci günden sonra ölüm orucu demek; bir hafta içerisinde en iyi ihtimalle sakat kalması, en kötü ihtimalle ölmesi anlamına gelir. Çünkü Mahir, 105 gündür vücudundaki bütün depoları tüketti. Şu anda sadece su, şeker ve tuzla hayatta duruyor. Dolayısıyla bunları kestiği andan itibaren kısa bir süre içinde hayatını kaybedebilir. Müdahale edildiği anda da geri dönüşü imkansız hasarlar bırakabilir. Biz iş için arkadaşımızın ölmesini, sakat kalmasını istemiyoruz. Asla birisinin ölmesi üzerinden bir talebimiz olamaz. Şartlarına saygı duyuyor, onu anlıyoruz. Ama onu anlarken, ölmesini istemiyoruz."

'BU BİZİM İÇİN BİR KAZANIM DEĞİL'

Belediyedeki işinden atıldığı için 105 gündür Konak Meydanı’nda eylem yapan işçilerden Elif Esen de, "En kutsal olan emeğimizin, ekmeğimizin karşılığını istemek için Mahir’le birlikte yola çıktık. Ancak bu kararını kesinlikle onaylamıyoruz. Çok sıkıntılı günler geçiriyoruz. Mahir bu süreçte psikolojik olarak çok yıprandı. Bu yüzden sağlıklı bir karar veremediğini düşünüyoruz. Bizim yapmak istediğimiz bu değil. Bu bizim için bir kazanım değil" şeklinde konuştu. (DUVAR)