DİTAM: Sur'da 'travma sonrası stres bozukluğu' yaşanıyor

DİTAM, Diyarbakır’ın Sur ilçesinden göç etmek zorunda kalan 5 yüz aile ile görüşerek rapor hazırladı. Basın toplantısı düzenleyerek rapor hakkında bilgi veren DİTAM Başkanı Mehmet Kaya, çatışmalar sırasında Sur ilçesinden 6 bin insanın göç ettiğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR- Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasakları nedeniyle evlerinden göç etmek zorunda kalan ailelerle ilgili “Diyarbakır ili Sur ilçesinde yerinden edilen ailelerin temel haklara ve kamu hizmetlerine erişimi” projesi hazırladı. Kanada Büyükelçiliği’nin desteklediği proje kapsamında yapılan araştırmanın sonuçları basın toplantısı ile duyuruldu. Basın toplantısında konuşan DİTAM Başkanı Mehmet Kaya, projenin amaçlarından birinin yerinden edilen insanların yaşadığı hak ihlallerini tespit etmek olduğunu söyledi. Kaya, diğer amaçlarının ise yerinden edilen insanların ihtiyaçları çerçevesinde kamu kurumlarına ve sivil toplum kuruluşlarına yönlendirmek konusunda destek sunmak olduğunu ifade etti.

Çalışmayla ilgili bilgi veren Kaya, proje çerçevesinde çatışmalardan dolayı göç etmek zorunda kalan 6 bin aileden 500’ü ile görüşme sağladıklarını belirterek, hazırladıkları raporu sivil toplum örgütleri ile ilgili bakanlıklara ileteceklerini kaydetti.

'SESSİZ VE ÖFKELİ KUŞAK OLUŞTURULDU'

Kaya, 90’lı yıllarda bine yakın köyün boşaltıldığını ve Kürt sorunu nedeniyle yaşanan travmaya sessiz kalındığını ifade ederek şunları söyledi; "Kürt sorununun çözümünde yaşanan travmaya sessiz kalındı. O hassasiyeti okunmaması öfkeli bir kuşak oluşturdu. Kürt sorunu çatışmalarla birlikte geldi. Hükümet o süreci iyi okuyamadı. Bugünlere gelinmesinde o yılların etkisi oldu. Diyarbakır’da 2 yıl önce 1 milyon 850 bin insanın etkilendiği çatışmalar yaşandı. Sadece konut yaparak sorunu çözüyormuş gibi görünmek o hassasiyeti görmemektir. Aynı şekilde bu süreçte sessiz ve öfkeli insanların olduğu görülmektedir. İktidar bu tür raporları dikkate almalıdır.”

SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI HAKKINDA BİLGİ VERİLDİ

DİTAM Başkanı Mehmet Kaya’nın konuşmasının ardından raporda yer alan bilgiler hakkında bilgi verildi. Sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili şu bilgiler kaydedildi: İlk sokağa çıkma yasağının başladığı 16 Ağustos 2015 tarihinden 31 Ocak 2017 tarihine kadar, yaklaşık 18 ay boyunca Diyarbakır’da 100, Mardin’de 23, Hakkari’de 19, Şırnak’ta 13, Bitlis’te 4, Batman’da 3, Muş’ta 2, Elazığ’da 1 kez olmak üzere toplam 10 il ve en az 39 ilçede aralıksız sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Raporda, "TÜİK verilerine göre, sokağa çıkma yasağı ve çatışmalardan etkilenen alanlarda 1 milyon 809 bin kişi yaşamakta olup, 15 mahallesinde 100 günden fazla süreyle şiddetli çatışmaların yaşandığı Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 6 binden fazla aile yerinden edildi. Bu sayı ilçe nüfusunun yüzde 40’ını bulmaktadır” denildi.

43 ÖĞRENCİ OKULU BIRAKTI

DİTAM Raporunda, Sur’dan göç edenlerin çatışma sonrası 43 öğrencinin okulu bıraktığını, 41 kişinin psikolojik destek aldığı, depresyon, uyku bozukluğu, öfke kontrol problemi, polis ve ambulans sirenine aşırı tepki, içe kapanma yaşandığı, yaşlıların çatışma sonrası kalp krizi ve felç gibi hastalıklar geçirdikleri, çocukların ruh sağlığında ise bozulmalar yaşandığına dikkat çekildi.

İŞSİZ KADINLAR, OKULSUZ ÇOCUKLAR

Ailelerin ekonomik durumuna da dikkat çekilen projeye göre görüşülen erkeklerin yüzde 52’si kadınların yüzde 96’sı herhangi bir işte çalışmıyor. Ailelerin yüzde 62’si düzenli bir gelirinin olmadığını, sadece 100 ailenin aldıkları yardımlar dahil gelirlerinin 2 bin TL civarında olduğu ortaya çıktı. Aileler arasında herhangi bir iş yerinde çalışanların yüzde 56’sı ise kayıt dışı çalışıyor.

Saha araştırmasına göre aileler yasak sırasında engelli ve hastalarını tedavi edemedi ve ilaç bulma noktasında zorluklar yaşadı. Ziyaret edilen ailelerden 302 kişinin kronik hasta ve 177 kişinin engelli olduğu tespit edildi. Yasak esnasında hamile kadınlar, yoğun stres ve sağlık hizmetlerine erişim konusunda yaşadıkları zorluklardan dolayı düşük yaptı. Yine görüşülen annelerin çoğunda sütten kesilme, akut stres bozukluğu, depresyon, uyku bozukluğu, öfke kontrol problemi, içe kapanma, ölüm ve gelecek korkusu, güvensizlik gibi durumlar sıkça yaşandı. Çatışmaların üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen 60 çocukta “travma sonrası stres bozukluğu” belirtilerinin tespit edildiği kaydedildi.

AİLELER EVSİZ KALDI

Yasak esnasında ailelerin büyük bölümünün evini terk ettiği, evlerinden çıkmak istemeyen yurttaşların elektrik ve su kesintisi, yiyecek sıkıntısı, sağlık sorunları nedeniyle daha sonra evlerini terk ettiği belirtildi. Ailelerin büyük bölümünün yasak esnasında evleri yıkıldı ve eşyaları kayboldu. Ailelerin eşya tazminatı olarak 200 TL ile 11 bin TL arasında ödeme aldıkları, miktar düşer endişesi ile kimsenin ödemeye itiraz etmediği vurgulandı. Yasak üzerinde uzun zaman geçmesine rağmen çoğu ailenin halen eşya ödemesi almadığı da belirtildi.

Görüşülen ailelerin 4’te 3’ü evsiz kaldı, devlet yetkilileri evler için senetli ve tapulu ayrımına gitti. Senetli evlerde yaşayanlara herhangi bir bilgi verilmedi, tapu sahibi ailelere üç koşul (maddi tazminat, TOKİ’de bir konut veya Sur’daki evlerine karşılık Sur’dan bir ev) sunuldu. Bu koşulları yeterli bulmayan aileler verilen tazminatın evlerinin değerini karşılamadığı, TOKİ ve Sur’dan ev almak isteyenlerin ise borçlanacağı vurgulandı. Aileler evlerinin ne zaman kendilerine teslim edileceğini bilmezken, hepsinin Sur’da yaşamak istediği ifade edildi. Görüşülen ailelerden yüzde 88’i devletle uzlaşmadı, 12’si ise uzlaşı yoluna gitti. Eşya tazminatı konusunda ailelerin uzlaşma oranı ise yüzde 60.

Projenin ikinci ayağı çerçevesinde görüşülen aileler sorunların çözümü ve ihtiyaçlarının karşılanması için 16 farklı kamu kurumu ve sivil toplum kuruluşuna yönlendirildi. 98 ailenin yıkılan evleri ile ilgili hukuksal destek, 6 ailenin ise eğitim hakkının engellenmesinden dolayı Diyarbakır Barosu’na, 41 kişinin ise psikolojik destek için TİHV’e yönlendirildiği açıklandı. (DUVAR)