Darbe davalarında sona geliniyor

15 Temmuz darbe girişiminin ardından açılan darbe ve 'FETÖ örgütü üyeliği' davaları hızla sonuçlanıyor. Bu davaların 2018 yılı sonuna kadar tamamlanacağı tahmin ediliyor. Açılan davalarda müdahil avukatları mahkemelerin doğru ve adil kararlar verdiğini savunurken sanık avukatları davaların hızlı sonuçlanmasının 'adil yargılama yapılmaksızın' sağlandığını savunuyorlar.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin birçok yerinde darbe davaları ve FETÖ-PDY örgüt üyeliğinden dolayı yüzlerce dava açıldı. Son günlerde ise önemli bir çok dava sonuçlanmaya ya da karar aşamasına geldi. Gazeteci Abdurrahman Dilipak önceki gün yayınlanan yazısında bu davaların tamamının 2018 yılı sonuna kadar sonuçlanmasının beklendiğini ileri sürdü.

Son olarak eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve Emniyet müdürü Hüseyin Çapkın’ın yargılandığı dava sonuçlanmıştı. FETÖ-PDY üyeliğinden yargılanan Çapkın ve Mutlu çeşitli hapis cezalarına çarptırılmış yattıkları süre göz önüne alınarak tahliye edilmişlerdi. Son dönemde sonuçlanan FETÖ ve darbe davalarından bazıları şunlar oldu:

MÜEBBET VE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET

Sonuçlanan darbe davalarında aralarında eski generaller, askerler ve üst düzey kamu görevlilerinin de olduğu 147’si ağırlaştırılmış müebbet olmak üzere 320 sanığa müebbet verildi. Bu davalardan en önemlilerinden birisi 15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimi davasıydı. Bu davada suikast girişimini planlayan ve yöneten eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Binbaşı Şükrü Seymen ve FETÖ’nün Çiğli üs imamı olan Başçavuş Zekeriya Kuzu müebbet hapse mahkum edildi.

Ankara Ulus’da Türk Telekom binasının işgal edilmesi ile ilgili davada da sanıklardan 13’ü ağırlaştırılmış müebbet, 15’i ise müebbet cezası aldı. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga’nın kaçırılması eyleminden dolayı açılan dava da sonuçlandı. Burada da bir çok sanık müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Yine Ankara’da örgütün il yapılanmasına üye oldukları için açılan bir çok davada aralarında belediye başkanı, rektör, eski vali ve kaymakamların, öğretim üyelerinin olduğu birçok kişi hapis cezası aldı.

İSTANBUL’DA ÖNEMLİ DAVALAR SONUÇLANMAYA BAŞLADI

Darbe girişimi ve FETÖ-PDY’ye üye oldukları gerekçesi ile açılan en önemli davaların büyük kısmı İstanbul’da görülüyordu. Darbe girişimi sırasında AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın işgal girişimi davası da sonuçlandı. Bu davada da sanıklar çeşitli hapis cezalarına çarptırıldılar. Ayrıca yine İstanbul Bayrampaşa’daki Çevik Kuvvet Komutanlığı'nı, Sabiha Gökçen Havaalanı'nı işgal etmeye çalışmaktan dolayı açılan davalar da sonuçlananlar arasında. Yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni işgal etmekten dolayı süren yargılama da sona erdi. Yalova’daki Harp Okulu öğrencilerini İstanbul’a getiren subaylar ve Deniz Harp Okulu komutanı Tümamiral Mesut Özel’in alıkonulmasından dolayı yapılan yargılamalar da sona erdi.

Erzurum, Çanakkale, Denizli, Bartın, Kars, Ardahan, Bitlis, Erzincan başta olmak üzere birçok ildeki darbe ve örgüt üyeliği davaları da sonuçlandı.

FETÖ üyeliği ve darbe girişimi davalarının bir biri ardına sonuçlanması üzerine biri sanıkların avukatı diğeri ise mağdurların avukatı olan iki hukukçu ile konuştuk. Özellikle darbe davalarını izleyen müdahil avukatlardan avukat Mehmet Sarı ve birçok sanığın savunmasını üstlenen avukat Ömer Kavili davalardaki gözlemlerini aktardılar.

AVUKAT ÖMER KAVİLİ: SAVUNMA HAKKI KISITLANIYOR

Bu davalarda savunma tarafında olan avukat Ömer Kavili davaların hızlı bir yargılama sürecinin sonunda sonuçlanmaya başladığını söylüyor. FETÖ ve 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle yargılanan bazı kişilerin avukatlığını yapan Ömer Kavili bu davalarda savunma hakkının kısıtlandığını iddia ediyor.

Ömer Kavili savunmasını yaptığı bir davadan örnek veriyor:

“Harp akademilerinde tutuklu bir üsteğmen müvekkilim var. 18 ay sonra ilk kez savunma için sırası geldi. Müvekkilim ‘iddianame geldi ancak iddianamenin hakkımda sözünü ettiği deliller var. Bunları görmek istiyorum’ dedi. Mahkeme başkanı bu savunma karşısında şunu söyledi; ‘savunma yapmamayı tercih ettiğin anlaşılıyor. Susma hakkını kullandığın anlaşılıyor tamam yerine geçebilirsin’... Ben, ‘Sayın başkan müvekkilimin talebi konusunda bir karar verin’ dedim. ‘Mikrofonunu açmadım senin avukat bey' cevabını aldım. Ben, 'sadece karar verin, savunma yapmayacağız diye kayda girmesin' dedim. ‘Alın bunu dışarı’ dedi. 'Alın bunu dışarı'... Bu dönemin sloganı budur. Mahkemenin sanığın aleyhindeki delilleri gösterip savunma yapmasına izin vermesi gerekiyor. Bak senin aleyhinde bu delil var ne diyorsun demesi lazım. Biz bunları istedik. Müvekkilimiz içeriden istedi. Onlarca dilekçe yazıldı. Hiçbirine cevap bile verilmedi.”

Avukat Ömer Kavili birçok dosyanın hızla sonuçlandırılmaya çalışıldığını iddia ederek, “Deliller gösterilmiyor. Hukuk standartlarına uyulmuyor. O nedenle dosyaların işi bitiriliyor” diyor.

'DAVALARDA KISITLAMADAN SÖZ EDİLEMEZ'

Birçok darbe davasına müdahil olarak katılan avukat Mehmet Sarı da davaların sonuçlanmaya başladığını belirtiyor: “Kırk civarındaki davadan önemli sayabileceğimiz on davada karar verildi. Diğer davalar da önemli bir aşamayı tüketti.”

Darbe davaları ile örgüt üyeliğinden açılan FETÖ davalarında sürecin farklı işlediğini söyleyen Sarı, “Bu davalarda CMK esaslarına göre aleni duruşmalar icra ediliyor. Tarafların davalara katılımı noktasında hiçbir kısıtlama yok. 12 dosyayı çok iyi izleyen 8 dosyayı bizatihi üstlenen biriyim. İki gün boyunca savunma yapan sanıklara şahit olmuş biriyim. Yani bir davada ‘şu delilin toplanılmasını istiyorum’ dendiğinde bunun ret edildiği bir davadan söz edilemez. Bu davaların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne açık olduğu cihediyle burada hâkimlerimiz ve savcılarımız açısından özen gösterildiğini ifade edebilirim” diyor.

Davalarda bazı FETÖ üyelerinin algı operasyonu yaptığını iddia eden Mehmet Sarı bu konuda şu örneği veriyor: “Bir davada avukatı huzurunda ifade veren bir sanık, mahkemede ifadesini işkence altında verdiğini söyleyebiliyor. Kara Avrupa'sı hukukunda da eğer bir avukat huzurunda ifade verdiyseniz artık ifadenizin baskı altında alındığını söyleme şansınız yok.”

ÖRGÜT DAVALARI BİRAZ DAHA UZAYABİLİR

Darbe davalarının bu yılın sonuna kadar sonuçlanabileceğini söyleyen avukat Mehmet Sarı örgüt davalarında ise bunun biraz daha uzayabileceğini belirterek şunları söylüyor, “Bu davalarda delil toplama biraz daha uzun sürebiliyor. Bu davaların biraz daha uzun bir zamana ihtiyaç duyacağı düşünülebilir. Ama onların da çok uzun sürmemesi gerekiyor. Bu diğer yanıyla uzun tutukluluk anlamına gelir. Önemli olan adaletin sağlanması. Bir kişi 'benim savunma hakkım' kısıtlandı derse elbette bu başka bir şey. Hiçbir kısıtlama olmadan herkes özgürce ifadesini versin, ama davaların uzun zamana yayılmasını istemek asıl problem budur. Mahkemeler beraat kararı verecekse versin, mahkûmiyet açısından hangi kararı verecekse versin, önemli olan yargı denetimi yolunun açık olmasıdır. Ama devam eden ve sonuçlanan davalara baktığımda ben Türk milletinin darbecilerden hesap sorduğunu söyleyebilirim.”