Prof. Agop Kotoğyan hayatını kaybetti

Küçük yaşta sağ kolunu pres makinesine kaptırdığı için 'Kolsuz Agop' olarak bilinen Prof. Agop Kotoğyan, 79 yaşında hayatını kaybetti. Kotoğyan, Türkiye'de yetişmiş en önemli dermatoloji uzmanlarından biriydi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Tek kolu olmadığı için 'Kolsuz Agop' lakabıyla tanınan Türkiye'nin en önemli dermatoloji uzmanlarından Prof. Agop Kotoğyan, hayatını kaybetti.

Prof. Agop Kotoğyan'ın öldüğünü CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, kişisel Twitter hesabından duyurdu. Doğan, "Ülkemizin yetiştirdiği en kıymetli dermatologlardan biri olan Prof. Dr. Agop Kotoğyan’ı nam-ı diğer 'Kolsuz Agop’u' kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Asdvads hokin lusavore. Toprağı bol olsun" diye belirtti.

Prof. Agop Kotoğyan, 1939'da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Cerrahpaşa’daki hastanesinde doğdu. İlkokul yıllarından itibaren çalışmaya başladı. 1952 yılında, bir gümüş atölyesinde çalıştığı dönemde gümüş kalıpları plaka haline getirmek için kullanılan presin silindiri sağ kolunu kaptı.

KOLUNU KAYBEDİNCE OKULU BIRAKTI

Kolunu kaybettikten sonra girdiği bunalım nedeniyle okulu bırakan Prof. Agop Kotoğyan, bir yıl sonra Kumkapı Bezciyan Ortaokulu’nda eğitime geri döndü.

Okul hayatı boyunca, yazları ve hafta sonları çalışmaya devam eden Kotoğyan, Tahtakale’de işportacılık yaptı, konfeksiyon atölyelerinde ilik makinelerinde çalıştı.

Daha sonra devam ettiği Galata Getronogan Lisesi’nde her yıl dersleriyle okul birincisi oldu.

1957’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı. Bu dönemde lise öğrencilerine özel dersler vererek okul parasını kazanmaya devam etti. Ayrıca, Cerrahpaşa’nın futbol takımında oynadı.

1963’te okul birincisi olarak doktorluk diplomasını alaldı. Bir yıl Çapa’nın Deri ve Frengi Hastalıkları Kliniği’nde çalıştı. 1964’te Cerrahpaşa’daki Dermatoloji Kürsüsü’nde asistan olarak göreve başladı. Uzmanlık tezinin konusu ‘İmpetigo Herpetiformis Vak’aları Üzerinde Klinik ve Biyoşimik Araştırmalar’dı.

ALMANYA YILLARI

1967’de uzman oldu.. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde başasistan olarak çalışırken üniversite tarafından Ekim 1969’da Almanya’ya gönderildi. Dört ayda Almanca’yı öğrendi ve Hamburg Saar Üniversitesi Dermatoloji Kliniği’nde ünlü dermatolog Prof. Dr. Nödl’ün yanında çalışmaya başladı. Ayrıca aynı üniversitenin alerji ve histoloji bölümlerinde çalıştı. Kliniklerde gösterdiği başarıdan dolayı, Alman Üniversite Kurulu’nun talebiyle okulda kalma süresi bir yıl daha uzatıldı.

Sağ kolunu kaybettikten sonra sol eliyle iş görebilmek için uzun uğraşlar verdi. Üniversitede tek eliyle tüplerden şırıngaya ilaç çekmeyi, ilacı hastaya enjekte etmeyi öğrenmek için geceleri hastanede nöbete kaldı, evde portakallara su şırınga etti. Dikiş atmayı öğrenmek için ise, evde ne kadar sökük ve yırtık varsa diktiği anlatılır. İki yıl içinde tüm bu işleri kimseden yardım almadan tek başına yapıyor hale geldi.

1979 YILINDA PROFESÖR OLDU

1972’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne geri döndükten sonra doçent oldu. 1979’da ise, ‘Akne Vulgaris Vak’alarında İmmunolojik Araştırmalar’ başlıklı teziyle profesör unvanını kazandı. Almancadan sonra yine kendi çabasıyla, Fransızca ve İngilizce öğrenmiş. Dünyanın birçok ülkesinde dersler, konferanslar vermiş, nam salmış. Özellikle son iki yılda dışarıdan gelen hasta sayısında büyük bir artış olmuş. Uluslararası tıp dergilerinde yayımlanan makalelerinin sayısı 300’ü aşmış, cilt hastalıkları üzerine iki kitap yazmış. (HABER MERKEZİ))