‘OHAL devam ederse yapılacak seçim meşru değildir’

'OHAL Karşıtı İnsiyatifi', ‘OHAL’de Demokrasi Bu HAL’de Seçim Olmaz’ konulu panel düzenledi. Panelin konuşmacıları arasında yer alan eski CHP Milletvekili ve AİHM yargıcı Rıza Türkmen OHAL döneminde yapılacak bir seçimin meşru olmadığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Sivil toplum aktivistlerinin, hukukçuların, gazetecilerin Türkiye’de halen devam eden OHAL’e karşı kurduğu ‘OHAL Karşıtı İnsiyatif’, akademisyenlerin, siyasetçilerin, aktivistlerin ve KHK ile ihraç edilen kamu çalışanlarının katıldığı ‘OHAL’de Demokrasi Bu HAL’de Seçim Olmaz’ konulu paneli Ankara Barosu Konferans Salonu’nda düzenledi.

PANELDE AKADEMİSYENLER, SİYASETÇİLER ve KHK’DAN ETKİLENENLER KONUŞTU

OHAL koşullarında yaşanan insan hakları ihlallerinin, ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasının konuşulduğu panele, AK Parti kurucularından Abdüllatif Şener, akademisyen yazar ve siyasetçi Baskın Oran, ‘Başkent Kadın Platformu Derneği’ üyesi feminist-aktivist Berrin Sönmez, eski CHP Milletvekili ve AİHM yargıcı Rıza Türmen ve barış imzacısı olduğu için önce kurucusu olduğu AK Parti’den ardından KHK ile üniversiteden uzaklaştırılan Fatma Bostan Ünsal konuşmacı olarak katıldı.

Panelin forum bölümünde ise Yüksel Caddesi’nde ‘işimizi geri istiyoruz’ eylemini sürdüren öğretmen Acun Karadağ, sosyolog Veli Saçılık, açlık grevindeki Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça, İhraç edilen akademisyen Cenk Yiğiter ve KHK’yla kapatılan Gündem Çocuk Derneği kurucularından Mehmet Onur Yılmaz OHAL sürecinde yaşadıkları sorunları dinleyicilerle paylaştı.

HDP Milletvekili Ayhan Bilgen de panelin dinleyicileri arasındaydı.

ŞENER: BEN DAHİL KONTROLLÜ ELEŞTİRİ YAPIYORUZ

Toplantı Ak Parti eski Milletvekili Ahmet Faruk Ünsal’ın yaptığı sunumla başladı. OHAL’in 1.5 yıldır devam ettiğini ve yakın süreçte yeniden meclise gelerek uzatılacağını hatırlatan Ünsal, OHAL döneminde çıkarılan KHK’ların denetim dışı kaldığını, bu durumun da hukuka aykırı olduğunu söyledi.

Moderatörlüğünü avukat Ali Ersin Gür’ün yaptığı panelin ilk konuşmacısı Ak Parti’nin kurucuları arasında yer alan siyasetçi Abdüllatif Şener oldu. OHAL dönemiyle ilgili konuşan Şener, “Adalete uygun olsun diye ismiyle de uyumlu ülkenin tamamına OHAL’i yaymış olabilirler. Adil olacaksanız ülkenintamamında kaldırın olağanüstü hali” dedi. Şener’in konuşmasının satır başları şu şekilde:

ANAYASA’NIN ÇİZDİĞİ SINIRLARA AYKIRI: Yapılan düzenlemeler, KHK ile getirilen hükümler büyük bir çoğunlukla Anayasa’nın çizdiği sınırlara aykırıdır. Böyle bir yönetim biçimine iktidar neden ihtiyaç duymuştur derseniz eğer, uzunca süredir o kadar hukuk ihlali yapıldı ki. Bu kadar çok hukuk ihlali yapan yönetim ayakta kalabilmek için çok doğal olarak kendi suçlarını tartılmaz hale getirmek için uğraşır.

İKTİDARI ELEŞTİRENLER AŞAĞILANMAYA ÇALIŞILIYOR: Son çıkan KHK ile ilgi duruşmalara katılacak sanıkların kıyafetleriyle ilgili düzenleme yapıldı. Bu tek tip kıyafeti kim için getirdiklerini gördüğümüzde iktidarın neden korktuğunu görürsünüz. Sanıklar ikiye ayrılmışlardır. Tecavüzcüler işkenceciler tek tip kıyafete tabi tutulmuyor. İyi hal indiriminden bunlar daha az ceza alsın diye izin veriliyor. Aydınlar, muhalifler gazeteciler tek tip ile duruşmalara katılması bekleniyor. Bu davalarda yargılananları televizyondan halka izletip onları aşağılamaya çalışıyorlar. Irz düşmanlarını değil bu ülkenin düşünen, eleştiren, iktidarın yanlışlarının kamuoyunun gündemine getiren kişileri aşağılanmaya çalışıyor.

AZ KONUŞMUYORUZ, KONTROLLÜ KONUŞUYORUZ: Türkiye’de eleştiri yapabildiğini düşündüğünüz bütün gazeteler, televizyonlar, siyasetçiler, aydınlar ben de dahil olmak üzere kontrollü eleştiri yapıyorlar. Aman kantarın tozunu fazla çıkarmayın, buradan başka bir iş gelmesin düşüncesi var. Az konuşmuyoruz ama kontrollü konuşuyoruz. Böyle bir ortam neyin nesidir? Türkiye bunu hak ediyor mu?

BASKIN ORAN: BENİM BURADA HİTAP ETMEK İSTEDİĞİM İKTİDARDIR

Akademisyen, yazar ve siyasetçi Baskın Oran ise konuşmasında OHAL döneminde KHK ile yapılan düzenlemelerin darbe girişimi ile sınırlı kalmadığını ve birçok alanda farklı konularda kararların alındığını söyledi. “Benim burada hitap etmek istediğim iktidardır” diyen Oran şöyle devam etti:

MÜEBBETLE YARGILANABİLİRLER DİYORUM: Tüm ülkenin ağırlaştırmış müebbede çarptırılması mümkün değil ama İktidarın yöneticilerin ağırlaştırmış müebbede çarptırılmaları çok mümkün. ‘Anayasa’yı ihlal etmek ağırlaştırmış müebbet gerektirmez ki’ diyebilirsiniz. Ben de 309’uncu maddeyi hatırlatarak cebir ve şiddet kullanılarak Anayasayı ihlal var, bu durumda müebbetle yargılanabilirler diyorum.

POLİS ARACILIĞIYLA YAPIYOR: Veli’nin annesini Semih’in annesini yerlerde sürüklediler Yüksel Caddesi’nde. Onlar OHAL’İ barışçıl şekilde protesto ediyorlardı. Çocuklarına yapılan muameleyi barışçıl protesto ediyorlardı.AKP Türk Ceza Kanunun 309’uncu maddesindeki cebir ve şiddet yoluyla Anayasa’yı ihlal suçunu polis aracılığıyla yapıyor.

‘DEMOKRASİYE GİRİŞ BİLETİ KADINDADIR’

Başkent Kadın Platformu Derneği üyesi feminist-aktivist Berrin Sönmez, OHAL döneminde kadın üzerine konuştu. Kadınların Türkiye’de siyasetin konusu olmadığını söyleyen Sönmez şöyle devam etti:

KADINSIZ DEMOKRASİ MÜMKÜN DEĞİL: Bu ülkede çok fazla ayrımcılık var. AKP’nin öncesinde de vardı. Bugün tavan yaptı kabul ediyorum.  Yeni bir siyasetin imkanlarını aramadan OHAL’den çıkış demokrasiye giriş mümkün olmaz. Her yeni örgüt kadının eşit katılımı için önlemler almalıdır. Demokrasiye giriş bileti kadındadır. Kadınsız demokrasi mümkün değildir.

‘OHAL ANAYASAL REJİM HALİNE GELECEK’

Barış imzacısı olduğu için önce kurucusu olduğu AK Parti’den ardından KHK ile üniversiteden uzaklaştırılan Fatma Bostan Ünsal 39 yaşındaki bir inşaat işçisinin dün meclis önünde ekonomik sıkıntılardan dolayı kendisini yaktığını hatırlatarak, “Hem siyasi olarak hem ekonomik olarak OHAL bizi dip noktaya getirmiştir” dedi.

Eski CHP Milletvekili ve AİHM yargıcı Rıza Türmen ise konuşmasında OHAL sürecinde çıkarılan KHK’ların hukuk temelli olmadığını hatırlatarak,“2019 yılında Anayasa değişiklikleri yürürlüğe girerse OHAL Anayasal rejim haline gelmiş olacak. Ortada büyük bir hukuksuzluk var” dedi. “Böyle bir ortamda seçime gidilir mi” diye soran Türmen, “Bu seçim meşru değildir.  Kamuoyuna bunun altını çizerek duyurulması lazım. OHAL devam ederse yapılacak seçim meşru değildir. Sonuçlarına da itiraz ediyoruz mesajını kamuoyuna vermek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

'12 EYLÜL ANAYASASI'NI SAVUNUR HALE DÜŞÜRDÜLER'

Panelin forum bölümünde ise Yüksel Caddesi’nde ‘işimizi geri istiyoruz’ eylemini sürdüren öğretmen Acun Karadağ, sosyolog Veli Saçılık, açlık grevindeki Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça, İhraç edilen akademisyen Cenk Yiğiter ve KHK’yla kapatılan Gündem Çocuk Derneği kurucularından Mehmet Onur Yılmaz OHAL sürecinde yaşadıkları sorunlara dair konuştular. Forum bölümündeki konuşmalardan satır başları ise şu şekilde:

ACUN KARADAĞ: Herkes durum tespiti yapmakta çok başarılı ama çözüme geldiğinde herkesin korktuğu bir nokta var. 6 aydır Yüksel Caddesi’nde her gün dayak yiyoruz. Önemli ve tarihi bir şey yaptığımızı biliyoruz. Biz işkence görmekten acı çekmekten zevk almıyoruz. Korkuları yenip sokağa çıkmaktan başka bir şeyimiz yok.

CENK YİĞİTER: Bizim ödediğimiz bedeller Sur'da Cizre'de yaşananların yanında hiçbir şey değildir. Bu ülke normalleştiği zaman orada işlenen suçların hesabı sorulacak. OHAL’in tahribatı OHAL süresinden çok daha uzun sürecek.

VELİ SAÇILIK: Olmayan kolumun omzunu kırmaya çalıştırlar. Dile kolay 431 gündür yapılmayan zulüm kalmadı. Demokratik mücadeleyle bir sonuç alınabilir demek istiyoruz. Onlar da demokratik mücadeleyle bir yere varılamaz demek istiyor. Biz de onun karşısında durmaya devam ediyoruz. Polis bizim yasa dışı olduğumuzu söylüyor. Ahmet Necdet Sezer gibi kafanıza anayasa mı fırlatayım diyorum. 12 Eylül Anayasası'nı savunur hale düşürdüler bize de yazık.

Yüksel Caddesi’nde ‘işimize geri dönmek istiyoruz’ eylemini sürdüren Veli Saçılık panelin forum kısmında OHAL döneminde yaşadıklarını anlattı.

MEHMET ONUR YILMAZ: Çocuk hakları konusunda kimse konuşmuyor. Gündem çocuğa bir şey olmaz ama çocuklara OHAL’DE bir şeyler olmaya devam ediyor. Platformu OHAL’in bize dayattığı bir şey olarak değil, sunduğu bir fırsat olarak görüyorum. Çocuklara olan borcumuzu buradan ödeyebileceğimizi düşünüyorum.