Büyükada davası: Hak savunucuları hakkında adli kontrol tedbiri kaldırıldı

Büyükada'da yaptıkları toplantı nedeniyle haklarında dava açılan hak savunucularının 2'nci duruşması başladı. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç'ın tutukluluğunun devamı talep edildi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti Kılıç'ın tutukluğuna devam kararı verdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Büyükada'da 5 Temmuz 2017'de yapılan toplantıya ilişkin insan hakları örgütlerinin temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 11 sanığın yargılandığı davanın ikinci celsesi başladı. İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada tutuksuz 8 hak savunucusu katıldı. Davanın sanıklarından Alman vatandaşı Peter Frank Steudtner ile İsveç vatandaşı Ali Ghravi ise yurtdışında oldukları için duruşmaya katılmadılar.

Başka bir soruşturma kapsamında Bylock kullandığı iddiasıyla İzmir'de tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç ise duruşmaya sesli ve görüntülü bilişim sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

Taner Kılıç'ın tutukluluğunun devamı istendi.

'TOPLANTILAR HAK İHLALLERİNE İLİŞKİN...'

İlk olarak Af Örgütü Yöneticisi Taner Kılıç savunma yaptı. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı olduğunu, aynı zamanda avukat ve insan hakları savunucusu olduğunu belirten Kılıç, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına ilişkin bilgiler aktardı. Bu kapsamda yıl içinde irili ufaklı çok sayıda toplantılar yaptıklarını anlatan Kılıç, bu toplantıların da hak ihlallerine ilişkin, istişare ve eğitim amaçlı yapıldığını söyledi.

Kılıç, "Toplantı ben tutuklandıktan 30 gün sonra gerçekleşti. Toplantıyı ben organize etmedim. Ancak toplantıdan haberim vardı. Savcılık sorgusunda bana toplantıyı organize ettiğim yönündeki suçlama sorulmadı. Ancak iddianamede organizatör olduğum yazıldı" dedi

Toplantının iddia edilen suçlamalar kapsamında gerçekleşmesi durumunda kendileri hakkındaki işlemin semt karakolunun değil, istihbarat, MİT gibi uzmanlık gerektiren kurumlar tarafından yapılacağını belirten Kılıç, iddianamede diğer sanıklar Günal Kurşun ile İdil Eser ile olan be suç atfedilen görüşme kayıtlarının ise insan hakları çerçevesinde yapılan ortak çalışmadan kaynaklandığını ve bu görüşmelerin olağan olduğunu anlattı. Ayrıca Bylock kullanıcısı iddiasıyla tutuklandığını ancak kendisinin hiçbir zaman Bylock kullanmadığını dile getiren Kılıç, Bank Asya'daki hesabının ise ev kredisi olduğunu ve olağan bankacılık işlemleri çerçevesinde kaldığını söyledi.

'ENİŞTEM ZAMAN GAZETESİNDE ÇALIŞIYOR DİYE SUÇLANIYORUM'

Eniştesinin kapatılan Zaman gazetesinde genel yayın yönetmen yardımcılığı yapmasının da kendisine yöneltilen suçlamalar arasında olduğunu ileri süren Kılıç, "27 yıl önce evlenen kız kardeşimin eşinin Zaman gazetesinde çalışması ve benim bununla suçlanmam hukuka aykırı olduğu gibi suçun şahsiliği ilkesini de zedelemektedir" diye konuştu.

Kılıç'tan sonra hak savunucuları Nejat Taştan ile Şehmus Özbekli savunma yaptı. Taştan ve Özbekli iddiaları kabul etmeyerek beraatlerini talep etti. Duruşma sanık avukatlarının beyanlarıyla devam ediyor.

TUTUKLULUĞA DEVAM KARARI...

Savcının tutukluluğunun devamını istediği Taner Kılıç, "Bugüne kadar Siber Suçlar Şube Müdürlüğü'nden mahkemeye rapor gelmemesi benim suçum mu?" diye sordu. Saat 17.00'da tekrar başlanan duruşmada mahkeme ara kararını açıkladı. Mahkeme, Taner Kılıç'ın tutukluluğunun devamına karar verdi. Ayrıca mahkeme heyeti, tutuksuz tüm hak savunucuları için  adli kontrol tedbirinin ise kaldırılmasına karar verildi. Bir sonraki duruşma 31 Ocak 2018.

İDDİANAME...

İddianamede, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Taner Kılıç hakkında "Silahlı terör örgütü üyeliği" iddiasıyla, diğer şüpheliler hakkında ise, "Silahlı terör örgütüne yardım etme" iddiasıyla 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. (DHA)