HDP mitingine saldırı, sanık Orhan Gönder takip altındayken düzenlenmiş

Ankara Gar Katliamı davasının 6’ıncı duruşması yarın görülecek. Dava dosyasına eklenen yeni belgelere göre HDP mitingi saldırısı davasının sanığı Orhan Gönder’in telefonu, saldırıdan yaklaşık bir ay önce takibe alınmış.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - 10 Ekim Ankara Katliamı davasının 6’ıncı tur duruşmaları yarın Ankara Adliyesi'nde görülecek. Ankara katliamı sanıklarının diğer katliamların sanıklarıyla bağlarının ortaya çıkarılması için çabalayan avukatların talebiyle dosyaya yeni belgeler eklendi. Bu belgelere göre Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi 11 Mayıs 2015 tarihinde, HDP'nin 5 Haziran 2015’teki Diyarbakır mitingine bombayı koyduğu iddia edilen Orhan Gönder ve 10 Ekim Katliamı sanıklarından Yunus Emre Alagöz'ün de aralarında bulunduğu 24 kişi hakkında 2 aylık dinleme kararı çıkarmış.

HDP MİTİNGİ DAVASI SANIĞI SALDIRIDAN ÖNCE DİNLENMİŞ

Belgeler, Adıyaman ilinde gerçekleştirilebilecek muhtemel eylemlerin önlenmesi için 24 kişi hakkında çıkarılan karar doğrultusunda Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12 Mayıs 2015 tarihinde Adıyaman Emniyeti'ne dinleme talimatı yolladığını gösteriyor. Adıyaman Emniyeti de aynı gün Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı'na cevap yazmış. Bu cevapta "Orhan Gönder isimli şahsın kullandığı Mohammed Abdallah adına kayıtlı 0531 xxx xx xx nolu telefonun ismi tespit edilemeyen bir şahıs tarafından kullanıldığı tespit edildi" deniliyor. Yani HDP mitingi saldırısının sanığı Orhan Gönder'in katliamdan 24 gün önce takibe alındığı ortaya çıktı.

'TÜM KATLİAMLAR ENGELLENEBİLİRDİ'

Katliam davalarının birbiriyle bağlantısı için soruşturmanın gizli yürütüldüğü aşamada belgelere ulaşamadıklarını, kısıtlamanın kalkmasıyla bağlantılara eriştiklerini söyleyen Avukat Sevinç Hocaoğulları Duvar'a konuştu. 10 Ekim Katliamı davasında mağdurların avukatlığını yapan Hocaoğulları IŞİD ile yargılanan sanıkların daha önce de El Kaide ile ilişkili dosyalarda isimlerine çok sık rastlanıldığını belirterek, "Son süreçte yaşanan tüm katliamlar engellenebilirdi. Kamu görevlilerinin önleme yükümlülükleri var. İzleyip takip altına aldığı kişileri önlemedikleri söz konusuysa en azından ihmal olduğu açık. Dosyaya gelen belgelerde gördüğümüz, soruşturma aşamasında bu sanıkların bir kısmı teknik takipteymiş. Emniyet, elinde olan olanaklarla katliam sanıklarının birbiriyle ilişkilerini, konumlarını ortaya çıkarılabilirdi. Biz bir yanıyla bunları da açığa çıkarmaya çalışıyoruz" dedi.