'Sözcü FETÖ'cü demek komik'

Sözcü davasının ikinci duruşmasında tanık olarak dinlenen hükümete yakın 3 gazeteci, yöneltilen suçlamaları 'deli saçması' ve 'komik' olarak nitelendirdi. Tanıklardan Cem Küçük “İşim gereği gazeteleri didik didik ederim. Bu 3 kişi hakkında ‘FETÖ’ye yardım yataklık ediyor’ veya ‘Gökmen, Cumhurbaşkanı’nın yerini gösterdi’ sözlerinin iddianameye girmesi komik” dedi. Diğer tanık Ersoy Dede ise "Sözcü’nün FETÖ’cü olması deli saçmasıdır" ifadesini kullandı. Hüseyin Gülerce de, Sözcü hakkındaki FETÖ’cü iddiaları için, “Bu konu hakkında bilgim yok. Sadece Fehmi Koru’nun yazdıklarını okudum” açıklaması yaptı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sözcü davasına İstanbul Adliyesi 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Davanın bugünkü duruşmasında, hükümete yakın gazeteciler de katılarak, tanık olarak ifade verdi. Mahkeme başkanı zaman zaman tanıklardan, sadece iddianame üzerinden konuşmalarını, somut bir delil varsa mahkemeye sunmalarını istedi.

Sözcü gazetesini sahibi Burak Akbay ve muhabir Gökmen Ulu'nun tutuklu yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında ilk olarak tanık Eren Yıldız dinlendi. Ankara'dan SEGBİS sistemiyle davaya bağlanan Eren Yıldız, sanıkları tanımadığını ifade etti. Sözcü gazetesiyle ilgili 'FETÖ'nün bağlantısı hakkında bilgisi olup olmadığı sorulan Yıldız “Bylock kullandığım iddiasıyla bir süre tutuklu yargılandım. Aydınlık gazetesine verdiğim röportajda, cezaevinde ‘FETÖ'den tutuklular Sözcü okuyor’ diye beyan verdim. FETÖ’den tutuklu olanlar Sözcü davası ile ilgili ‘AKP ile Atatürkçüler birbirlerini yesin' diyorlardı. Ayrıca tutuklu olan FETÖ’cüler Sözcü Gazetesi’ni ‘AKP'ye muhalif diye’ alıyorlardı. Gazetedeki yazarları eleştiriyorlardı. Sözcü'yü ideolojik olarak destekledikleri için almıyorlardı” dedi.

ERSOY DEDE: UTANÇ VERİCİ

Tanık olarak dinlenen bir diğer isim ise Star yazarı Ersoy Dede oldu. Dede, ifadesinde şunları söyledi: “17-25 Aralık sonrası devletle kurulan kumpastan geçti. Bu süreçte Sözcü Gazetesi 17-25 Aralık’taki süreçte bilerek ya da bilemeyerek FETÖ’nün yeni bir yayın organı arayışına hizmet ettiğini gördük. FETÖ'nün beslendiği kurumlar Zaman ve Samanyolu gibi kurumlardı. Başka kurumları kullanmak istedi. O dönemde Aktüel dergisi ve Star gazetesine yazdığım yazılarla ilgili savcılık tarafından çağrıldım. Bana (yanlış biliyorsam özür dilerim) Burak Akbay'ın FETÖ'nün evlerinde kaldığı iddiasını sordular. Ben de sadece Fehmi Koru'nun iki ayrı yerde yazdığı yazıdan bilgi sahibi olduğumu söyledim. Ancak bu iddialar daha sonra yalanlandı. Benim açımdan Sözcü Gazetesi’nin FETÖ’cü olması deli saçmasıdır. Sözcü’nün yolsuzluk soruşturmaları sırasında FETÖ’nün hoşuna giden yayınlar yaptığını gördüm. Sözcü’nün okurları arasında belirli bir noktaya kadar bir tane bile FETÖ’cü yoktur. O haberleri yapanlar da, 15 Temmuz sonrası ve 17-25 Aralık döneminde yapılan yayınlarla ‘FETÖ’ye bilmeyerek hizmet ettiklerini görmüştür’ diye tahmin ediyorum. Gökmen Ulu'nun haberi için tutuklu olmasını doğru bulmuyorum. Gökmen'in gazetecilik faaliyeti olan haberine karşılık tanık olmam, kürsünün önünde olmam benim adıma utanç vericidir.”

Avukat Celal Ülgen ise Dede'ye, “İfadenizde 17-25 Aralık'taki bazı manşetlerin FETÖ'nün hoşuna gittiğini ifade ettiniz. Cumhuriyet savcısı o haberleri dosyayı koydu. Biz yarın yine bu haberleri tartışacağız ve gazetelerde yer alacak. Bu da FETÖ'nün hoşuna gidecek mi?" diye sordu. Ersoy Dede ise “17-25 Aralık mahkeme kararı ile kumpas olarak belirlendi. Bakan çocuklarının yolsuzluk yaptığı iddiası kumpas olarak mahkeme tarafından belirlendi” yanıtını verdi.

CEM KÜÇÜK: İDDİALAR KOMİK

Duruşmada daha sonra Cem Küçük tanık olarak yerini aldı. Küçük, sanıkları tanımadığını belirterek, “İşim gereği gazeteleri didik didik ederim. Bu 3 kişi hakkında ‘FETÖ’ye yardım yataklık ediyor’ veya ‘Gökmen, Cumhurbaşkanı’nın yerini gösterdi’ sözlerinin iddianemeye girmesi komik” dedi.

Küçük şöyle konuştu: "Mali konular kısmında 2010 yılındaki işlerin iddianameye yazılmaması gerekirdi. Bizim de yayın evimiz var, reklam alıyoruz. Bu örgüt, 2013 sonrası terör örgütü olarak kabul edildi. O tarihte bütün gazeteler benzer manşetleri attı. Bir madenci oğlu olarak söylüyorum. Bu iddianameye bakarak, 'Sözcü Gazetesi FETÖ'ye yardım ve yataklık ediyor' denemez. Saygı Öztürk ve diğer Sözcü yazarları FETÖ'ye ‘bunlar terörist' derlerdi. Ancak 17-25 Aralık’tan sonra Saygı Öztürk'ün FETÖ'nün yayın organında program yapmasını eleştirmeleri lazımdı.”

Cem Küçük'e, Saygı Öztürk'ün akrabasının FETÖ İmamı olduğu iddiası da soruldu. Küçük “Yenişafak’ta yazdığım yazıda bunu söyledim. Öztürk kendisi yaptığı açıklamada aynı köylü olduklarını belirtti. Ben buna bir şey ekleyemem, bilgim de yok” dedi.

Mahkeme Başkanı “Burak Akbay'ın FETÖ evlerinde yetiştiği iddiasını da” sordu. Küçük bu soruya “Böyle bir bilgim yoktur. Kaldı ki bu devletin bileceği bir iştir. Ben sadece medyadaki iddiaları biliyorum” dedi.

FUAT UĞUR: TANIK OLMAMI ANLAMIYORUM, SOMUT KANIT DA GÖREMEDİM

Cem Küçük’ün ardından diğer tanık gazeteci Fuat Uğur söz aldı. Uğur, sanıkları tanımadığını beyan etti ve ekledi: “Sözcü Gazetesi ile tartışmalarımız oldu, yaptığı haberleri eleştirdim. Fehmi Koru yıllar önce yazıya itiraz etmedi o dönemde. Rahmi Turan'ın köşesinde yayınladığı bir karikatürü eleştirdim. Bunlar Sözcü’nün FETÖ’ye hizmet ettiğini göstermez. Bu iddianamede tanık olmamı da anlamıyorum. Gökmen Ulu ve Mediha Olgun haksız yere tutuklu kaldı ve tutuklu yargılandı. Gökmen Ulu'nun gazetecilik refleksi ile yaptığı haberle ilgili tutuklu olmaması gerektiğini de yazdım. Ben iddianamede bir somut kanıt da görmedim. Gökmen'in tutukluğu ızdıraba döndürüldü. Ben, Sözcü Gazetesi’nin FETÖ ile irtibatlı olduğuna dair hiçbir şey bilmiyorum. Bu dava bence bir hukuk devletine zarar vermeden bitirilmeli diye düşünüyorum.”

HAKİMDEN, GÜLERCE'YE UYARI

Bir diğer Star yazarı Hüseyin Gülerce de SEGBİS sistemiyle tanık ifadesini verdi. Gülerce konuşmasını sürekli uzatınca, mahkeme başkanı sık sık “Sadece bildiklerini anlat. Başka konulara girme” diye uyarıda bulundu. Gülerce, Sözcü hakkındaki FETÖ’cü iddiaları için “Bu konu hakkında bilgim yok. Sadece Fehmi Koru’nun yazdıklarını okudum” dedi.

Gülerce’nin ifadesi şöyle: “Savcılığa 14 haziran 2017'de yapılan davet üzerine ifade verdim. Sanıklarla bire bir tespitim ya da tanıklığım yok. Ben sadece Sözcü gazetesinin FETÖ ile birlikte hareket edip etmediklerine dair bildiklerimi anlatacağım. 7 Şubat MİT krizine kadar cemaat ve Gülen hareketi olarak bilinen grup içerisinde, Zaman gazetesinde yöneticilik yaptım. Gazeteciler ve Yazarlar Deneği'nde yöneticilik yaptım. 7 Şubat 2012'de bu yapıya tavır koyup tamamen karşısına dikilmeme rağmen. Bana göre sakladıkları manşetler var. Emin Çölaşan 29 Ekim 2015'te Milli Güvenlik Kurulu'nun FETÖ’nün terör örgütü olduğunu belirtmesine rağmen yazı yazdı. Sözcü'nün FETÖ ile birlikte hareket ettiğini bu yazı destekler niteliktedir. Çölaşan yazısınında 'Şimdi FETÖ’yü destekleme zamanı' diye yazdı. (Yazıyı okuyarak) Türkiye'de medyada 29 Ekim 2015'te FETÖ’yü destekleyen başka bir yazı okumadım. Emin Çölaşan bununla kalmıyor. Devleti ve yargıyı ele geçirdiği ortaya çıkan FETÖ'yü değil PKK'yı ve HDP'yi savunuyor. Ben defalarca bu yazıyı okudum ama iddianameye koyulmadı.”

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, Gülerce'ye müdahale ederek, konunun bu mahkemenin konusu olmadığını söyledi. Gülerce buna rağmen iddiasına devam etti ve elinde belgeler olduğunu iddia etti. 1 Ocak 2016'daki Sözcü Gazetesi manşetini gösteren Gülerce “Nasıl Emin Çölaşan'ın yazısı nasıl gazeteyi bağlıyorsa, bu manşette gazeteyi bağlar. Öğleden sonra yapılan toplantıda manşet belirlenir. Orada bunu savunacaklar, buna engel olmak adına söylüyorum. Birinci sayfadaki hata gözden kaçmayacak kadar önemlidir. En altta ‘Öl' yazıyor. Diğer kısımlarda Recep Tayyip Erdoğan olduğu için burada bahsedilen Recep herhangi bir Recep değildir. Hiçbir gazete Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanın ölmesini isteyemez” dedi.

GÖKMEN ULU DÜN SAVUNMA YAPTI

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan ilk duruşmada, tutuklu muhabir Gökmen Ulu savunmasını tamamladı. 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı yerin haberini yaparak darbecilere yer bildiriminde bulunduğu iddialarına cevap veren Ulu, yapılanın sadece haber olduğunu anlatarak suçlamaları reddetti.

FETÖ ile suçlanmasının ağır bir iftira olduğunu ve bu durumun da son derece ağrına gittiğini belirten Gökmen Ulu "Asıl sorun muhalif gazetecilik ise bununla yargılanmak daha doğru olurdu" dedi. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de liderlerin attığı her adımın haber niteliği taşıdığına dikkat çeken Ulu, "Özal'dan Demirel'e kadar liderlerin sayısız haberleri yapılmıştır. Cumhurbaşkanı'nın da birçok yerde yaptığı tatillerle ilgili haber olmuştur. Bu haberleri de tüm gazeteler kullanmıştır" dedi.

(HABER MERKEZİ)