'Soylu yasakladı diye Nuriye ve Semih'i mi anmayacağım?'

KHK ile ihraç edilen sağlık memuru Mahmut Konuk iş yeri önünde başlattığı oturma eyleminde 30 haftayı geride bıraktı. Açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın ismini eylem sırasında andığında polisin kendisini gözaltına almakla tehdit ettiğini söyleyen Konuk, "İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yasakladı diye Nuriye ve Semih'i mi anmayacağım" ifadelerini kullandı. 

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Çankaya Toplum Sağlığı Merkezi’nde sağlık memuru olarak çalışan Mahmut Konuk 22 Kasım 2016'da yayımlanan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname(KHK) ile  ihraç edildi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası(SES) üyesi Konuk 27 Şubat'ta iş yerinin önünde başlattığı oturma eylemini 30 haftadır her pazartesi sürdürüyor.

'GÖZALTINA ALIRIZ DİYE TEHDİT EDİYORLAR'

Polisin eyleme karşı tutumunun her hafta farklı olduğunu ve konuşmasında açlık grevindeki Nuriye Gülmen ile Semih Özakça'nın isminin geçmesiyle polislerin kendisini gözaltına almakla tehdit ettiğini söyleyen Konuk şöyle devam etti,

"Açıklamam sırasında Nuriye ve Semih ismi geçtiğinde polis gözaltına alırız diye tehdit ediyor. ‘Alın o zaman' diyorum ben de  sonrasında vazgeçiyorlar. Tüm engelleme çabalarına rağmen Nuriye ve Semih ile ilgili açıklamamı yapıyorum. Süleyman Soylu yasakladı diye  Nuriye ve Semih'in adını mı anmayacağım? Gözaltına alsınlar ya da tutuklasınlar. Ben haklıyım ve ekmeğimi vermedikleri sürece onların yakasına yapışmaya devam edeceğim."

'KESK'İ YANIMDA GÖRMEK İSTİYORUM'

Aynı kurumda çalışan arkadaşlarının eylemine fiziksel olarak destek veremeseler de saygı duyduklarını bildiğini söyleyen Konuk KESK'in  tutumunu da  eleştirdi. KESK'in ihraçların ardından iş yeri önlerinde  eylem yapma kararı aldığını fakat uygulamadığını hatırlatan Konuk, "Ankara'da bazı arkadaşlarımız da iş yeri önlerine gitti fakat Türkiye çapında yayılamadı. Bunun nedeni de KESK'in gereken desteği vermemesinden kaynaklı. KESK mücadele kararı veriyor ama uygulamıyor. Yıllar sonra 'KESK görevini yapmadı, devletin  saldırılarına sessiz kaldı' diyeceğiz.  Hâlâ benim eylem alanıma gelmediler. Onları da yanımda görmek istiyorum."

'20 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARIN TARTAKLAMASI ZORUMA GİDİYOR'

Eylemine işine dönene kadar devam edeceğini  söyleyen 40 yıllık sağlık memuru Konuk, polisin Yüksel Caddesi'ndeki  müdahalelerini şu sözlerle değerlendirdi,  "20 yaşındaki çocukların tartaklaması zoruma gidiyor. Bir süre sonra cevap vermeye başlıyorum ve hedef seçerek saldırıyorlar.  Özellikle katarakt ameliyatı olduğum için gözümü korumaya çalışıyorum. Veli (Saçılık) gibi günde iki posta gaz yemek insan doğasını zayıflatır ve yorar. Veli gözlerinin iyi görmediğini söylüyor. Gerçekten o zehirli gazlara dayanmak çok zor."

'NURİYE ÖLÜRSE İNFİAL OLACAK'

Gülmen ve Özakça için Yüksel Caddesi'nde yapılan eylemleri sosyal medya yayınlarıyla duyurmayı amaçlayan Konuk, Özakça'nın tahliyesine sevindiklerini fakat mücadelenin Gülmen için yeniden başladığını söyledi. Mahkeme heyetine Gülmen'in duruşmaya getirilemeyeceği yönünde  rapor hazırlayan doktorların da suç işlediğini söyleyen Konuk şöyle konuştu, "İkisinin de göz göre göre işkence ile öldürülmelerine göz yumuyorlar. Nuriye tüm tıbbi teçhizat sağlandıktan sonra bile duruşmaya götürülemeyecek durumdaysa neden tahliye edilmiyor? O doktorlar bu raporu neden hazırlamıyor? Nuriye ve Semih'e işlerini iade etmek dışında bir yollarının olmadığını yargılayanlar da biliyorlar. Nuriye ölürse infial olacak ve her şey için çok geç kalınmış olunacak. Haklarını teslim etmedikleri her gün ölüme sürüklüyorlar."