Raci Bilici: İşbirlikçi açıklaması ihlali örtme çabasıdır

Önce Hakkari kırsalında bir sivilin hayatını kaybettiği, 3’ünün yaralandığı haberi geldi. Bu olayın üstünden bir hafta geçmeden Lice’nin Bağlan köyünde helikopterden açılan ateşle 3 sivilin yaralandığı haberi geldi. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, kolluk güçlerinin iktidardan aldığı destekle keyfi davrandığını söyleyerek, “Bu nedenle telafisi olmayan ‘hatalar’ meydana geliyor” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Hakkari ve Diyarbakır'da köylülerin yaralandığı ve hayatını kaybettiği olayları değerlendiren İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, "işbirlikçi" ifadesinin algı yaratma çabası olduğunu belirtti. Bilici, "Bu bir algı yaratma, ihlalin üstünü örtmedir, meşrulaştırma çabasıdır” diye konuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "hata olabilir" açıklamasını hatırlatan Bilici, "Bunlar yargı önüne çıkarılmadığı için ‘operasyon hataları’ devam ediyor. Hakkari’den sonra Lice’nin köyünde benzer bir olayın yaşanmasının nedeni de bu cezasızlık politikasıdır" dedi.

Hakkâri merkeze bağlı Oğul Köyü kırsalı, silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile 31 Ağustos’ta bombalandı. Hakkâri Valiliği tarafından yapılan açıklamada, olay yerine SİHA ile bomba atıldığı teyit edilerek, “Teröristlerle toplantı halinde bulundukları sonradan anlaşılan İbrahim Sak ve Musa Tarhan isimli işbirlikçiler hafif şekilde, Mehmet Temel ve İsmail Aydın isimli işbirlikçiler ise ağır şekilde olmak üzere toplam 4 işbirlikçinin yaralandığı tespit edilmiştir. İşbirlikçilerden Mehmet Temel, Hakkâri Devlet Hastanesinde tedavi altında iken vefat etmiştir” denildi.

3 Eylül’de ise Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Bağlan Köyü'nde 3 köylü, helikopterin açtığı ateş sonucu yaralandı. Olayın hemen ardından Diyarbakır Valiliği tarafından “Biri ayağından yaralı olmak üzere iki terörist işbirlikçisi bir adet el bombasıyla birlikte sağ olarak yakalanmıştır” ifadelerinin yer aldığı bir açıklama yapıldı.

Peş peşe gelen bu iki olay Meclis gündemine de taşındı. HDP’li milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu Başbakan Yıldırım’ın, Nihat Akdoğan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Ahmet Yıldırım ise Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdiler. Üç milletvekili de insanların hayatını kaybetmesi, yaralanması hakkında ve hükümet kanadından gelen açıklamaların açıklığa kavuşturulmasını talep ediyordu.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Hakkari’de meydana gelen ve bir kişinin hayatını kaybetmesi ve 3 kişinin yaralanması olayını gündeme getirdi. Sezgin Tanrıkulu’na ilk cevap, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. Soylu, “CHP bu vekilin ağzının payını vermeli” dedi.

'NEREDE O SİVİLLER?'

Tanrıkulu’na bir cevap da Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan’dan geldi. Tanrıkulu’nu eleştiren Erdoğan, “Ana muhalefet partisinin bir temsilcisi çıkıyor; ‘SİHA’lar sivilleri vurmuş.’ Nerede o siviller? SİHA’lar teröristleri vuruyor. Bunu CHP’nin temsilcileri vs. durduramaz. Ben beklerdim ki CHP’nin lideri çıksın, ‘Ey Tanrıkulu, sen kimden yanasın. Güvenlik güçlerinden yana mısın?’ Biz silahlı İHA’larımızı yaptık. Artık terör örgütü kaçacak delik arıyor. Bu beyler ölen teröristleri savunur hale geldiler. Biz sizleri tanıyoruz zaten” şeklinde konuştu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Sezgin Tanrıkulu hakkında soruşturma başlattı.

'İNSANLAR DARP EDİLMİŞ, HAKARETE MARUZ KALMIŞ'

Siyasetçilerin SİHA’larla ilgili tartışmalar sürerken, konuyu insan hakları savunucuları nasıl değerlendiriyor? Bunu öğrenmek için İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici ile konuştuk. Raci Bilici, Tabip Odası, TİHV ve Diyarbakır Barosu’nun da içinde yer aldığı bir heyetle Lice’nin Bağlan Köyü'ne gitmiş, köylülerle görüşmüştü. Bilici ile konuşmaya Bağlan Köyü izlenimleriyle başladık:

“Operasyon sırasında bütün köylüye ciddi bir yönelme olmuş. İnsanlar yere yatırılmış, darp edilmiş, hakaret ve küfürlere maruz kalmışlar. Bunları hem olayda yaralanan köylülerin yakınlarından hem de diğer köy sakinlerinden dinledik. Benzer durumlar operasyon yapılan her yerde meydana geliyor ne yazık ki. Kolluk kuvvetleri operasyon sırasında, operasyonun atmosferiyle hukuktan uzaklaşarak, bütün sivillere düşman gibi davranıyor.”

Raci Bilici'nin de yer aldığı heyet Raci Bilici'nin de yer aldığı heyet Bağlan Köyü'nü ziyaret etmişti.

'İŞBİRLİKÇİ İFADESİ ALGI YARATMA ÇABASI'

Bilici, olayın duyulmasından hemen sonra Diyarbakır Valiliği’nden yapılan açıklamayı ise şöyle değerlendirdi:

“Bölgede görev yapan mülki amirlerin olayın tüm ayrıntıları ortaya çıkmadan açıklama yapmasını doğru bulmuyoruz. Mülki amirlerin kullandığı dil, operasyonda görev alan kolluk görevlilerini, ihlallerin yaşanması noktasında cesaretlendiriyor. Çünkü peşinen onları korumaya alıyor, yaptığı eylemin sonucunu meşrulaştırıyor ve bu da keyfi hareket etmesine neden oluyor. Bu çok tehlikelidir. Ellerine verilen açıklamanın tam tersi sonuçların ortaya çıktığı çok görülmüştür. Bu da devletin ciddiyetini ve itibarını zedeliyor. Bu aynı zamanda yargıya müdahaledir. Son bir yıldır siyasal iktidar operasyonlarda görev alan kolluk görevlilerine sınırsız bir destek sunuyor. Bu da keyfiliğe neden oluyor. Havadan ateş açıyor ya da bomba atıyorlar, PKK’liyse vurulanlar zaten sorun yok. Sivilse vurulanlar, 'işbirlikçiydiler' gibi bir tanımlama yaparak işin içinden çıkmaya çalışıyorlar."

Sivillerin "işbirlikçi" olarak değerlendirilmesine değinen Bilici, “Bu bir algı yaratma, ihlalin üstünü örtmedir, meşrulaştırma çabasıdır” dedi.

'MÜLKİ AMİRLER VATANDAŞIN HAKKINI KORUMAK ZORUNDA'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun "hata olabilir" açıklamasıyla ilgili de konuşan Bilici, hata yapanların yargı önüne çıkarılması gerektiğini belirtti. Soylu'nun açıklamalarını yanlış ve sıkıntılı olarak değerlendiren Raci Bilici, şöyle devam etti.

“Kolluk kuvvetleri keyfi ya da kendi ideolojilerine göre davranınca İçişleri Bakanı’nın değimiyle hatalar meydana geliyor. Başbakan ve İçişleri Bakanı SİHA’ları tanıtırken çok övmüşlerdi. Hakkari’de SİHA’nın attığı bombayla 4 köylü yaralanıyor ve bunlardan biri hayatını kaybediyor. Nerden bildiniz bu insanların işbirlikçi olduğunu? Hayatını kaybeden yurttaşın da yaralananların da sivil oldukları ortaya çıktı. Biz bu tür hataları yapanların yargı önüne çıkarılmasını istedik her zaman. Bunlar yargı önüne çıkarılmadığı için ‘operasyon hataları’ devam ediyor. Hakkari’den sonra Lice’nin köyünde benzer bir olayın yaşanmasının nedeni de bu cezasızlık politikasıdır. Siyasi iktidarın açıklaması da keyfiliği destekler nitelikte. İçişleri Bakanı’nın tavrı, açıklamaları baştan beri yanlış ve sıkıntılıdır. Mülki idari amirleri vatandaşın hakkını hukukunu korumak zorundadır. Peşinen hüküm vermemesi gerekiyor.”

'SINIRSIZ YETKİLER VERİLMİŞTİ, DARBE YAPMAYA KALKTILAR'

Raci Bilici, yetkileri arttırılan kolluk güçlerinin kendilerinde hata yapabilme lüksü gördüğünü belirtti. Geçmiş deneyimlere işaret eden Bilici, şunları kaydetti: “Savaşı tırmandıranlar, insanları bodrumlarda öldürenler şimdi tutuklu yargılanıyorlar. Bunlara da sınırsız yetkiler verilmişti. Yargı önüne çıkarılmıyor, hesap sorulmuyordu bunlardan. O kadar ileri gittiler ki darbe yapmaya kalkıştılar. Dolayısıyla şimdi sınırsız yetkiye sahip oldukları için keyfi davranan ve insan haklarını ihlal edenler de yarın öbür gün hukuka ihtiyaç duyacaktır.”

İçişleri Bakanı Soylu’nun "hata" olarak nitelendirdiği olaylara karışan görevlilerin yargı önüne çıkarılmadığını, tam tersine terfi edildiğini söyleyen Bilici, “Telafisi olmayan hatalardaki artışın nedeni bu destektir. Cezasızlık pervasız olmayı da beraberinde getiriyor. Bu tür hataları yapanlara ciddi yaptırımlar olsaydı, hiç kuşku yok ki daha dikkatli davranırlardı” dedi.

Raci Bilici son olarak şunları söyledi: “İnsan hakları savunucusu olarak biz öncelikle çatışmaların bitmesini, diyalog ve müzakere sürecinin yeniden başlamasını istiyoruz. Ama eğer çatışıyorlarsa Cenevre protokolüne uygun davranmaları gerektiğini söylüyoruz. Bu konuda siyasi iktidara büyük sorumluluk düşüyor.”