Oğuz Güven: Tutuklanmayı her an bekliyordum

30 gün cezaevinde kalan Gazeteci Oğuz Güven: Tutuklanmayı her an bekliyordum.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper’in trafik kazasındaki ölüm haberini "İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı'yı kamyon biçti” başlığıyla duyurmasının ardından tutuklanan ve 55 saniye yayında kalan tweet nedeniyle 30 gün cezaevinde kalan cumhuriyet.com.tr'in Genel Yayın Yönetmenliğini yapan Oğuz Güven, "Cumhuriyet gazetesinde bir servisin yöneticisi olarak tutuklanmayı her an bekliyordum" dedi.

Cumhuriyet gazetesinden Seyhan Avşar'a konuşan Güven, "12 'Cumhuriyet'çinin tutuklanmasının nedeninin basını susturma operasyonu" olduğunu söyledi.

Güven'in verdiği yanıtlar şu şekilde;

Bir haber tweet’inin tutuklanmanıza neden olabileceğini düşünmüş müydünüz?

Aslında Cumhuriyet gazetesinde bir servisin yöneticisi olarak tutuklanmayı her an bekliyordum. 12 arkadaşımız tutuklu. Bu operasyon bir Cumhuriyet operasyonu. Yani kişilerle ilgili bir operasyon değil; bir intikam operasyonu, basını susturma operasyonu. Cumhuriyet’te çalışıyorsanız böyle bir dönemde bu tutuklamayı bekliyorsunuz. Bu yüzden şaşırtıcı değildi. Ne söyleseler üzerinize yapışmıyor. Hakkımda örgüt bağlantısı bulamazlar, telefonumda bir şey yok, konuştuğum görüştüğüm insanlar belli, 24 saat haberle yaşayan biriyim. Bu meslekte geçirdiğim 32 yılda herkes bunu çok iyi bilir. Dürüstlüğümüzle, mesleğimizle var olduk. Açık arıyorlardı. Saçma sapan bir açıkla üzerimize geldiler. Zaten ellerinde patladı...

Tutuklanma kararınız okununca neler hissettiniz?

Beş, altı ay içeride tutup, daha sonra bırakırlar diye düşündüm. Kafamdan ilk geçen şey buydu. Böyle bir suçlamayla daha uzun bir süre tutamazlar diyordum. Ancak tutuklu arkadaşlarımıza yaptıkları gibi 5-6 ay sonra iddianame yazarlarsa, mahkeme günü vs. derken bir yılınız cezaevinde geçmiş oluyor.

Cezaevinde neler yaptınız?

Kitap okuyup, sık sık volta attım. 10 gün televizyon almadım. Tutukluluğumun uzayacağını anlayınca aldım. İngilizce çalıştım. Radyo dinliyordum. Bir ara radyo bozuldu. ‘Offf’ dedim. İnsan odada bir ses arıyor. Kahvaltımızı avluda yapıyorduk. Gazete okuyup, yemek, spor derken akşam oluyordu.

İçeride sizi etkileyen bir haber oldu mu?

Cezaevinde bütün haberler beni çok etkiledi. Ama FOX TV ekranlarında izlediğim Başbakan Binali Yıldırım’ın Türkçe yazmayı bilmediği görüntüler beni dehşete düşürdü. Bu haber Cumhuriyet’te ikinci sayfadan girmişti. Keşke manşet olsaydı dedim. Birinci sayfalık bir haberdi. Gerçekten üzüldüm. Bu kadarını beklemiyordum. Türkiye nasıl yönetiliyor?

Tahliye edildiğiniz saatlerde Enis Berberoğlu tutuklandı. Neler düşünüyorsunuz?

Akşam Fatih Portakal’ı izliyordum. O gün doğum günümdü. Gazetede kızımın mektubunu, arkadaşlarımın buluşmasını okudum. Duyguluydum. Odama çekilip, ağladım. Hava soğuk olduğu için o gün avluda değil de benim odamda yemek yiyelim dedik. Tam yemeğe oturacağız Fatih Portakal hakkımdaki iddianamenin hazırlandığını duyurdu. Çok sevindik. İddianamenin hazırlanması sürecin başlaması anlamına geliyordu. Bir umut oldu. İddianame belli olunca gündüz haberlerini de izlemeye başladım. Sonra ertesi gün saat 16.00’da mazgal açıldı. Tahliye oldunuz denildi. Hemen televizyonu açtım. Gördüm ki Enis Berberoğlu tutuklanmış. Enis benim çok eski arkadaşım. Tahliyeme sevinemedim. Kursağımda kaldı. Zaten arkadaşlarım orada kaldığı için bir mahcupluk yaşıyordum.

CHP liderinin, başlattığı yürüyüş...

Adalet Yürüyüşü’nü çok değerli buluyorum. CHP dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda çok yanlış yaptı. Hukukun ve adaletin gelmesi için herkesin bu yürüyüşe destek vermesi gerekiyor. Adalet herkese bir gün muhakkak lazım olacak.