10 Ekim davası öğleden sonraya kaldı

10 Ekim katliamı davasının üçüncü gününde duruşma saati 14.00'e alındı. Davanın dün görülen duruşmasında gergin anlar yaşanmış, ailelere hakaret eden çevik kuvvet polisleri için suç duyurusunda bulunulmuştu.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - 10 Ekim katliamı davasının pazartesi başlayan ikinci duruşmasına bugün devam edilecek. Sabah başlaması beklenen duruşma saat 14.00'e alındı.

Davanın dün görülen görülen duruşmasında gergin anlar yaşanmıştı. Duruşmada sanık ifadeleri tamamlandıktan sonra, katliamda yakınlarını kaybedenler ve yaralananlar ilk kez konuşacaktı. Müşteki avukatı ve katliamda eşi avukat Uygar Coşgun’u kaybeden 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun katliamda yaşamını yitirenlerin isimlerini saymaya başladı. Bu sırada sanık Mehmedin Baraç, 6-8 Ekim 2014’te Diyarbakır’daki Kobane olayları sırasında öldürülen Yasin Börü’nün adını bağırınca salondan uğultu yükseldi.

Sanıklardan bazıları avukatlara saldırmaya çalışırken, bazıları önlerindeki pet şişeleri ailelere fırlattı ve duruşma salonu karıştı. Çevik kuvvet polislerinden bazılarının ailelere “Teröristsiniz… O...ç…” gibi küfürler ettiği belirtildi. Polislerin kalkanlarıyla ve coplarıyla ailelere müdahalesi sırasında yaralananlar, fenalaşanlar oldu. Verilen aranın ardından duruşmaya sanıksız devam edilmesine müşteki avukatları itiraz etti. Müşteki avukatları, ailelere küfür eden ve şiddet uygulayan polislerle ilgili suç duyurusunda bulundu.

'POLİSİN TUTUMU KATLİAMDAKİYLE AYNIYDI'

10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan avukatlar Tugay Bek ile İlke Işık yaşananları şu sözlerle değerlendirdiler:

Av. Tugay Bek: Sanıklar salonda son derece pervasız bir tutum sergiliyorlar ve yargılamanın başından bu yana özellikle acılı ailelerin yaralarını kaşıyan, onları tahrik etmeye yönelik eylemlerle yargılamayı sürüncemeye götürmeye dönük sistematik çaba içindeler. Bugün IŞİD sanıklarının bu tutumunun polis tarafından da desteklendiği bir provokasyonla karşı karşıya kaldık. Tıpkı katliam alanında olduğu gibiydi. IŞİD, miting alanında bomba patlatırken arkasından polis alana nasıl gaz bombası attıysa bugün de duruşma salonunda aynı şeyi yaşadık.

'KATLİAM MAĞDURLARI 16 AY SONRA İLK KEZ KONUŞTULAR'

Av. İlke Işık: Bugün aileler 16 aydan sonra ilk kez konuştular. Ailelerimiz büyük bir olgunlukla yakınlarını nasıl kaybettiklerini anlattılar, tüm kamu görevlilerinden de şikâyetçi olduklarını söylediler. Duruşma sırasında yaşananların sorumlusu sanıklar ve çevik kuvvettir. Mahkeme yarın duruşma yapılmamasını istedi ama bunu kabul etmedik. Aileler, sınırlı imkânlarına rağmen Türkiye’nin dört bir yanından, kendilerini ifade edebilmek için Ankara’ya geldiler. Sanıksız duruşma yapılması kabul edilecek bir şey değildir. Bir güvenlik problemi varsa sorunu yaratan çevik kuvvet oradan çıkartılır, jandarmanın sayısı arttırılır.

Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada müştekiler, "IŞİD’in patlattığı bombaların ardından alanda polisin attığı gazdan etkilenerek yaşamını yitirenlerin de olduğunu" söylediler. 10 Ekim 2015’te, Barış Mitingine katılanların toplandığı Ankara Garı önünde hiçbir güvenlik önlemi alınmadığına dikkat çeken müştekiler, sorumluluğu bulunan herkesin yargılanmasını talep ettiler.

‘TÜM KAMU GÖREVLİLERİNDEN ŞİKÂYETÇİYİM’

Katliamdan yaralı olarak kurtulan Ali Karaçay, “Bu katliamlarda 400 milletvekili verin bu iş barış içerisinde çözülsün diyenlerin hiç mi suçu yok? MİT’in başındaki insanın bu katliamda hiç mi suçu yok?” diye sordu.

Tekirdağ’da ilkokul öğretmeni olarak çalıştığı sırada ölümlerin bitmesi ve barış temennisi için Ankara’ya geldiklerini belirten Ayşegül Duman, “Çığırtkanlık yapan siyasilerden ve saldırıdan sonra oyumuz arttı diyen dönemin başbakanından şikâyetçiyim. Katliamın sahipleri olmadığı için bize sahip çıkın” dedi.

Katliamda hayatını kaybeden Hilan Sarıkaya’nın babası İzzet Sarıkaya, iddianameyi hazırlayan savcıyla görüştüklerini ve savcının “Ben o katliamcılarla benim kamu görevlilerimi aynı davada yargılayamam” dediğini aktardı. Sarıkaya, “İddianameyi hazırlayan savcı ‘Eğer Suruç’u doğru düzgün yargılamaya başlasaydık Ankara katliamı olmayacaktı’ dedi. Böyle bir şey olur mu” diye konuştu.

'BU DAVA AYDINLATILIRSA, TÜRKİYE AYDINLIK BİR GELECEĞE KAVUŞUR'

Oğlu Zakir Karabulut’un ölüm raporunda ölüm nedeninin ‘iç ve dış kanama’ olarak belirtildiğini ifade eden baba Mehmet Zeki Karabulut, “Erken müdahale edilmediği için öldü oğlum. Biber gazı ve saldırılar nedeniyle. Kendisini patlatan ile biber gazı sıkan arasında benim gözümde fark yoktur. Onların da yargılanması gerekiyor… Katliamın ardından ayrımcılık devam etmiştir. 15 Temmuz’da hayatını kaybedenlerin ailelerine sağlanan haklar, yaşama verilen değer bu katliama uğrayanlarla farklıdır. Acılı bir babaya hak görülen maaş 113 lira” ifadelerini kullandı.

Müştekilerden Kâmil Mor ise, “Bu davanın AİHM’e gideceğine inanıyorum. Bu dava Türkiye’nin 1969’dan bu yana gelen sürecinin devamıdır. Bu dava aydınlanırsa ancak bundan sonra böyle davaların önü kesilecektir ve Türkiye daha aydınlık bir geleceğe kavuşacaktır” dedi.

'YAŞAYA YAŞAYA BARIŞI GETİRECEĞİZ'

Katliamın tanıklarından Solmaz Kılıç “Biz bunlar gibi (sanıkları kast ederek) öle öle, öldüre öldüre değil yaşaya yaşaya barışı getireceğiz” sözleriyle ifadesini tamamlamasının ardından rahatsızlanarak ambulansa götürüldü.

Müşteki Elif Zavar, “Polis hiçbir tedbir almamıştı. Arkadaşımla buluştuk, çay içmek için otururken ilk bomba patladı. Bunu hatırlayınca ömrümün en büyük ızdırabını yaşıyorum… Gaz atılırken kızımın üstüne kapanmama neden olan bir şey vardı. Orada silahlarla ateş açıldı. Umarım bunu mahkeme çözer” şeklinde konuştu.

'ÇEVİK KUVVET POLİSLERİNE GÖREV VERİLMESİN'

Müşteki avukatı Kâzım Bayraktar, “Buraya gelen çevik kuvvet polislerini izledim. Çok az sayıda profesyonel bakışla izleyen memur gördüm. Birçoğu sanıklarla benzer bakışlara sahipti. Bundan sonraki duruşmalarda çevik kuvvet polislerine görev verilmemesini talep ediyoruz” dedi.

10 Ekim davasının duruşması yarın, saat 12.00’de görülecek. 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği, duruşmayı izlemek isteyenlere, "11.30’da Ankara Adliyesi önünde buluşalım" çağrısı yaptı. (DUVAR)