Feyzioğlu: İdam tartışmasında asıl hedef kimler?

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, idam tartışmalarına tepki gösterdi: Birisinin Erdoğan'a 'idamı geriye doğru yürütemezsiniz' demesi lazım... 15 Temmuz'a karışanları asamazsınız. O zaman kimdir hedef? Ben bunu öğrenmek istiyorum...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, idamın geri getirilmesine yönelik tartışmalara değinerek, "Biz ilk günden beri bunu söylüyoruz. Çok rica ediyoruz, birisi sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'idamı geriye doğru yürütemezsiniz' demesi lazım" dedi.

TBB Başkanı Feyzioğlu, Tekirdağ Barosu'nun yeni hizmet binasının açılışına katıldı. Açılışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Feyzioğlu, idamın geri getirilmesine yönelik tartışmalara değinerek idam kararın geriye doğru işletilemeyeceğini söyledi. Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu belirten Feyzioğlu, "Bizim kendi anayasamız, bizim bağlı olduğumuz uluslararası kurallar ve dünya insanlık tarihi ve sonra kurulan bir ağır cezanın geriye yürütülemeyeceğini söylüyor. İnsanlık tarihi bunu söylüyor. Ha bunun aksine uygulamalar var mıdır? Evet kabile devletlerinde eminim vardır. Ama Türkiye Cumhuriyeti, kabile devleti olmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nden önce Türk Milletinin kurduğu hiçbir devlet de kabile devleti olmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'ni kabile devleti standartlarında tanıtacak her türlü ifadeden kaçınmak lazımdır. İstirham ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’na birisi nasıl söyler bilmiyorum. Bu idam cezasını geçmişe dönük yürütemezsiniz diye anlatsın" dedi.

'15 TEMMUZ'A KARIŞANLARI ASAMAZSINIZ'

15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin sanıklarını geçmişe dönük cezalar vererek asılamayacağını ifade eden Feyzioğlu, idamı isteyenlere 'Kimi asmayı düşünüyorsunuz?' diye sordu. Asıl hedefin kimler olduğunu öğrenmek istediğini kaydeden Feyzioğlu şunları söyledi:

"Kimdir hedef? Ben bunu öğrenmek istiyorum. Aklınızda kim var. Mesela biliyor musunuz ki, eğer Ergenekon, Balyoz ve casusluk davası gibi kumpas davalarında idam cezası o tarihte olmuş olsaydı. Bugün geriye ordu mordu kalmamıştı. Çünkü bugün ordunun bel kemiğini oluşturan subayların anlamlı bir kısmını derhal en hızlı tarafından, idam etmiş olacaktılar. Böyle bir sorumsuzluk olabilir mi? Burada neyi anlatmaya çalışıyoruz? İdam, telafisi mümkün olmayan bir cezadır. Bir yanlışlık yapıldığı ortaya çıktığında, 'pardon' demeniz yetmiyor. İkincisi, biz Avrupa Konseyi'nin çatısı altındayız. ABD’de idamın olması bizi hiç ilgilendirmiyor. Avrupa Konseyi'nin çatısı altındaki ülkelerde idam yok artık. Kıta Avrupa'sı sistemine dahil olan Avrupa devletlerinde idam yok artık. Ve bizde uluslararası anlaşmalarla, idamı kaldırdık. Bugün idamı almamız, kabul etmemiz geçmişe doğru yürütmekten söz etmiyorum. Zaten onu yapamazsın.

'AMAÇ AVRUPA KONSEYİ'NDEN ATILMAK MI?'

İdamı bugün kabul ederseniz 'ilk olarak kimi asmayı düşünüyorsun?' diye sorarım. İkincisi, Avrupa Konseyi'nden atılırız. O zaman ben Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten ekibin ve bu devlet insanlarının bu sonucu bilmediğini düşünmüyorum, düşünemiyorum. Ve ister istemez şu soruyor, sordurtuyor bize. Acaba idamı getireceğiz zorlaması Türkiye’nin Avrupa Konseyi'nden atılması için midir? Bu soruyu bugün haklı olarak sormak durumundayız. Avrupa Konseyi'nden eğer atılırsak yada askıya alınırsa üyeliğimiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin parçası olmaktan da çıkıyoruz. Ve o zaman vatandaşımız 'Avrupa'ya giderim, Avrupa İnsan hakları Mahkemesine giderim' diyemeyecek. Diyemeyeceğini gördükçe içerde birileri, yargı eliyle işçinin hakkı sınırlanacak, kadının hakkı sınırlanacak, gücün karşısın da güçsüzün hakkı sınırlanacak."

(TEKİRDAĞ-DHA)