AP raportörü: 'Barış' deyince PKK'li sanılmak akıl dışı

Türkiye'nin AB'yle üyelik müzakerelerinin dondurulmasını öneren Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, önerisinin ayrıntılarını anlattı. Piri, "Böyle bir ülkeye hemen kapıyı kapatmamız gerekmiyor ama siyasi bir sinyal vermemiz şart. Türkiye’de son haftalarda ve aylarda hiçbir şey olmamış gibi yola devam edemeyiz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 15 Temmuz sonrasındaki uygulamalar nedeniyle Türkiye'nin AB'yle üyelik sürecinin askıya alınmasını önerdiği için Ankara'da adeta 'istenmeyen kişi' ilan edilen Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, Hürriyet ve Cumhuriyet gazeteleriyle birer söyleşi yaptı. Piri, Türkiye'ye yönelik eleştirileri hakkında "Ben bir gecede sağcı bir siyasetçiye dönüşmedim... Türk hükümetinin maalesef bizim hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğüyle ilgili anlayışımızdan çok uzak bir yerde olduğunu görüyorum" dedi. Piri, iktidarın Kürt sorununa bakışına da, "Kürt sorununun siyasi bir çözümü olmalı. Ancak barış görüşmelerinden yana olduğunuzda, hükümetin insanları havaya uçuranlarla değil ama ılımlılarla bir diyaloğa girmesini savunduğunuzda bir anda PKK’ya yakın biri gibi görülmeye başlıyorsunuz. Açıkçası ben bunu son derece akıl almaz buluyorum" eleştirisi getirdi.

Piri'nin Hürriyet'ten Cansu Çamlıbel ile söyleşisinde öne çıkan bölümler özetle şöyle:

HDP DEĞİL, HERKES İÇİN AYNI TEPKİYİ VERİRDİK

"...Devamlı benim objektif olmadığım, bazı partilere çok yakın olduğum ileri sürülüyor. TBMM’deki hangi partiye o şekilde muamele yapılmış olsa Avrupa Parlamentosu aynı tepkiyi verirdi. Verdiğimiz tepkinin, partinin siyasi tandansıyla ilgisi yok. 142 gazeteci hapisteyken, seçilmiş siyasetçiler iddianame olmadan hapse atılmışken ben o milletvekilleri hangi partiden diye düşünmeden endişelenirim. Dolayısıyla da bugüne kadar yaptığım hiçbir açıklamadan pişman değilim. Benim işim Türkiye’deki iç tartışmaların parçası olmak değil. Ben Türkiye AB kriterlerine yakınlaşıyor mu, uzaklaşıyor mu ona bakıyorum. Bir gün gururla Türkiye’nin yeniden AB ile yakın bir ilişkiye doğru yol aldığına dair olumlu bir rapor yazabilmeyi umut ediyorum."

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ, ÇÖZÜM SİYASİ

kati-piri

"PKK konusunda Avrupa Parlamentosu’nda farklı düşünen sadece küçük bir azınlık var. Yedide bir temsil oranındaki bu grup, PKK’nın AB terör listesinden çıkmasını savunuyor. Ancak Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin çok büyük bir bölümü –ben de dahil– bunun doğru bir yol olmadığını düşünüyoruz. Ancak öte yandan parlamentomuzun büyük çoğunluğu askeri tedbirlerin de soruna bir çözüm olmadığını ve yaşanan acılara rağmen tarafların bir araya gelip konuşması gerektiğini düşünüyor. Kürt sorununun siyasi bir çözümü olmalı. Ancak barış görüşmelerinden yana olduğunuzda, hükümetin insanları havaya uçuranlarla değil ama ılımlılarla bir diyaloğa girmesini savunduğunuzda bir anda PKK’ya yakın biri gibi görülmeye başlıyorsunuz. Açıkçası ben bunu son derece akıl almaz buluyorum. Benim Türkiye’de siyasi partiler arasında bir tercihim olamaz. Hollanda’dan bir Avrupa Parlamentosu milletvekili olarak böyle bir rolüm yok. Benim rolüm Avrupa Parlamentosu adına Türkiye’yi izlemek."

BİR GECEDE AŞIRI SAĞCIYA DÖNÜŞMEDİM

"Birdenbire neden Türkiye ile müzakere ediyoruz diye düşünmeye başlamadım. Birdenbire Türkiye’nin diğer AB üyesi ülkelerden farklı bir kültüre sahip olduğunu düşünmeye başlamadım. Birdenbire aşırı sağcı siyasi partiler gibi Müslüman bir ülkenin AB içinde olmadığını söylemeye başlamadım. Birdenbire Türk halkının Alman ya da Fransız halkından farklı olduğuna kanaat getirmiş de değilim. Bir gecede aşırı sağcı popülist bir siyasetçiye dönüşmedim. Ama bir yandan da geldiğimiz noktada Avrupa Birliği’nin güvenilirliğinin tehlikede olduğunu düşünüyorum. Türk hükümetinin maalesef bizim hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğüyle ilgili anlayışımızdan çok uzak bir yerde olduğunu görüyorum. Yani Türkiye ile ilgili fikrim değişmedi ama Türkiye’deki gelişmeler bizi AB’nin güvenilir bir aktör olarak kalabilmesi için şu anda üyeliği konuşmanın anlamsız olduğunu söylemeye zorunlu kılıyor."

BALKANLAR'DAN BİR ÜLKE OLSA AYNISINI ÖNERİRDİM

"... Söylediğiniz şeyi anlıyorum. Ama düşünün ki karşımızdaki ülke Balkanlar’dan bir aday ülke ve bu ülkede yüzlerce gazeteci tutuklanıyor, ülkenin ikinci muhalefet partisinin liderleri tutuklanıyor. Böyle bir ülkeye hemen kapıyı kapatmamız gerekmiyor ama siyasi bir sinyal vermemiz şart. Türkiye’de son haftalarda ve aylarda hiçbir şey olmamış gibi yola devam edemeyiz."

AB DE HATALAR YAPTI

"... AB de Türkiye’nin müzakere sürecinde büyük hatalar yaptı. Biz bu süreçte inandırıcı ve net olmadık; müzakereyi neden yaptığımız konusunda hep muğlak davrandık. 10 yıldır Türkiye AB için daha az önemliydi ancak mülteci krizi patlayınca birden yüksek düzeyli diyalog mekanizması kurmak istedik. Bütün bunlara bakınca Türkiye halkının AB’nin eylemleri ve tepkileri yüzünden neden hayal kırıklığı içinde olduğunu görebiliyorum. Tekrar vurgulamak isterim; önerdiğimiz müzakerelerin resmen askıya alınması değil. Resmen askıya almak demek müzakereler muhtemelen bir daha hiç başlamayabilir demek. Ama müzakerelerin katılımla ilgili boyutunu dondurmak Türkiye’ye işlerin gidişatını değiştirmesi gerektiği yönünde siyasi bir uyarıdır. Ama yeniden söylüyorum, kalıcı değil geçici bir tedbirden bahsediyoruz."

TÜRKİYE 'DÜŞÜŞTE'YKEN OLUMLU SİNYAL VERMEYİZ'

Piri söyleşide, Türkiye'yle üyelik müzakerelerinin tamamen askıya alınmasını değil, 'katılım boyutunu dondurmayı önerdiğini söyledi. Piri, "Biz üye ülkelerin liderlerinden oluşan AB Konseyi’nden aralık zirvesi sırasında Türkiye’ye işlerin son haftalarda olduğu gibi kötü bir istikamette ilerlemesi durumunda müzakerelerin olağan şekilde devam edemeyeceğine dair siyasi bir sinyal göndermesini talep ediyoruz. Türkiye bugün tüm hukukun üstünlüğü, ifade özgürlükleri, basın özgürlükleri endekslerinde sert bir düşüşte. Bu düşüşten bir geri dönüş emaresi görünceye kadar da müzakerelerde yeni fasıl açmaktan bahsetmek inandırıcı değil" dedi.

Kati Piri, Cumhuriyet gazetesiyle söyleşisinde de, Avrupa Parlamentosu'ndaki partiler arasındaki eğilimin Türkiye'yle müzakereleri dondurmak yönünde olduğunu yineledi. AP'nin AB adına karar verme yetkisi bulunmasa da, kararları tavsiye niteliğinde görülüyor. (Haber Merkezi)