'Bu mühür 32 bin kişiyi aç bırakabilir'

Diyarbakır'da yoksullukla mücadele için kurulan Sarmaşık Derneği'nin faaliyetleri durduruldu. Kurucuları arasında AK Parti milletvekili Galip Ensarioğlu'nun da yer aldığı dernek, yaklaşık 32 bin kişiye yardım ediyordu.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, 2011 yılında Mazxana (Büyük Ev) adlı bir fotoğraf sergisi ve albümü hazırlamıştı. Hüsamettin Bahçe’nin çektiği ve Diyarbakır’ın yoksulluğunu görünür yapan fotoğraflara yazarlar, siyasetçiler, müzisyenler birer metin yazmıştı.

Albümde, Türkçenin en büyük yazarlarından biri olan Yaşar Kemal de, bir yazısıyla yer alıyordu. Bir fotoğraf için yazılmış gibi görünen, ancak bütün fotoğrafları ifade eden kısacık yazısında şöyle diyordu Yaşar Kemal: “İnsanın başına gelmiş ve gelecek olan en büyük felaket, yoksulluktur.”

Diyarbakır, Yaşar Kemal’in sözünü ettiği "yoksulluk felaketini" en şiddetli şekilde yaşayan şehirlerin başında geliyor.

Göç, yoksulluğun yaşanmasına zemin hazırlayan temel sorunların başında geliyor. Ve Diyarbakır, 1990’lı yıllarda köylerini boşaltmak zorunda bırakılan insanların ilk durağı oldu. Bu ilk duraktan sonra eli iş tutanlar başka şehirlere gitti. Köylerinde çiftçilik ve hayvancılık yaparak geçinen insanlar, göçle birlikte yerleştikleri şehirlerde işsiz kaldı, derme çatma evlerinde kimi zaman aç uyumak zorunda kaldı.

Diyarbakır’da yoksulluk, Ayşegül Devecioğlu’nun Mazxana albümünde yazdığına benzer bir şey oldu: “Diyarbakır’da yoksulların oturduğu evler, kolayca çamura, toprağa ve hayale dönüşebilir. Bir kediciğin hafif adımı gibi, sur dibinde ot gibi, ‘bugün var, yarın yok’ gibi… her şey kolayca çevrilebilir hayatın o ilk malzemesine ki; bir kışla, bir anıt, bir zindan böyle iz bırakamaz ardında…”

BİR DERNEK, BİR DAVA VE BİNLERCE YOKSUL

İşte Diyarbakırlı siyasetçiler, akademisyenler, sivil toplum örgütleri, yoksullukla mücadele için bir dernek kurdular. Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, açlık sınırındaki 5000 aileye, yani yaklaşık 32 bin kişiye yardım eli uzatmak ihtiyacıyla kuruldu.

Ancak 2006’dan bu yana faaliyetlerini sürdüren dernek, kimi zaman yoksullara yardım projeleriyle değil, karşılaştığı yasal engellerle gündeme geldi.

Sarmaşık Derneği, artan engellemelere dikkat çekmek amacıyla 2012 yılında geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenledi. Dernek başkanı Selçuk Mızraklı’nın yanı sıra, derneğin kurucu üyelerinden AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir ve iş çevrelerinden çok sayıda kişi katılmıştı toplantıya.

Onları basın toplantısında bir araya getiren ise, emek vererek kurdukları Sarmaşık Derneği’nin, KCK ile ilişkilendirilmesi ve bu nedenle bazı üyelerin ifade vermek üzere savcılığa çağrılması olmuştu.

Basın toplantısına katılan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ise, Sarmaşık Derneği ile yoksullukla mücadele etmeye çalıştıklarını ifade etmişti. Ensarioğlu, söz konusu toplantıda şunları söylemişti: “Buraya davet edilişimizin amacı siyasi polemik, siyasi açıklama değil. Sarmaşık Derneği’ne destek için buradayız. Diyarbakır’ın içinden geçtiği süreç hepimizin malumu; yaşanan göç, sıkıntılar ve yoksul yığınlar. Burada sorumluluk sahibi herkesin yapması gereken bir takım şeyler var. Bu anlamda, bu çerçevede kurulmuş bir derneğin, bugüne kadar yaptığı çok değerli çalışmalar var. Türkiye’nin içinden geçtiği süreci çok iyi algılamayan, çok iyi okumayan, Türkiye’nin normalleşme sürecine uygun davranmayan kim olursa olsun, siyasetçi, kamu kurumundan yetki sahibi insanlar, herkes bu süreci çok iyi okumak, algılama ve sürece uygun davranmak durumundadır. Burada böylesi değerli bir çalışma yapan Sarmaşık Derneği’nin çalışmaları, insanların siyasi aidiyetlerine bakılarak değerlendirilemez. Sarmaşık Derneği ve Diyarbakır’da bu anlamda çalışan farklı dernekler de var. Farklı siyasi aidiyetleri olan bu derneğin mensupları var. Bizi ilgilendiren bu derneğin çalışmaları, yaptığı değerli işleridir. Biz bu değerli işlere sahip çıkma adına buradayız.”

YOKSULLAR İÇİN GIDA BANKASI

Yoksul ailelere gıda yardımında bulunan Sarmaşık Derneği’nin, Gıda Bankası adını taşıyan bir marketi var. Yoksul aileler, gıda ihtiyaçlarını buradan temin edebiliyor.

Söz konusu toplantıdan sonra Gıda Bankası’nı ziyaret etmiştik. Market alanında alışveriş yapan insanlarla karşılaşmıştık. Oturma salonu gibi bir yerde, alışveriş sırasının kendilerine gelmesini, kendi aralarında sohbet ederek bekliyorlardı. Sırası gelen, bir görevlinin yardımıyla, ihtiyaçlarını temin ediyor ve kasadaki işlemi tamamladıktan sonra, elindeki poşetlerle evinin yolunu tutuyordu.

Onlarla görüşme talebim, market çalışanları tarafından olumlu karşılanmamıştı. Yardım ettikleri kadınların ve çocukların, basın yoluyla deşifre olup ne mahallede ne de okulda rencide edilmesini istemiyorlardı. Mağrur insanların büyük çaresizliği dile düşmesin, alay konusu olmasın istiyorlardı.

Mehmet Şerif Camcı, derneğin kuruluş çalışması sırasında şehrin yoksulluk haritasını çıkarmaya çalıştıklarını hatırlatmış, elde ettikleri verilerin kendilerini dehşete düşürdüğünü söylemişti.

Sarmaşık Derneği’nin kadın ve çocuklara yönelik çalışmaları da vardı. Çalışabilecek durumda olan ve bunun için gönüllü olan kadınlara iş bulma konusunda yardımcı olan dernek, çocukların eğitimi için de kolları sıvamıştı.

DÖRT YIL SONRA TEKRAR BASIN TOPLANTISI

İçişleri Bakanlığı’nda alınan kararla 370 derneğin faaliyetleri üç aylık bir süre için durduruldu. Bunların arasında çok sayıda sanatçının yetişmesine olanak sağlayan kültür dernekleri ile Sarmaşık gibi yoksullukla mücadele etmeye çalışan dernekler de vardı.

Sarmaşık Derneği, kendileri hakkında alınan kararını kınamak için, bir kez daha toplantı düzenledi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nde gerçekleşen toplantıya, 2012’de Sümerpark Resepsiyon Salon’unda düzenlenen toplantının aksine katılım çok azdı. Toplantıya katılanların sayısı, dışarıda bekleyen polislerin sayısından daha azdı.

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, derneklerin kapatılmasıyla ilgili bir değerlendirme yaptıktan sonra sözü Mehmet Şerif Camcı’ya bıraktı. Camcı, basın metnini okuyarak derneklerin faaliyetlerinin durdurulmasına antidemokratik olduğunu vurguladı. Sarmaşık Derneği’nin kapısına mühür vurulması, 32 bin insanın aç bırakılması anlamına geldiğini söyledi.

‘BU SOFRA HERKESE AÇIK’

Toplantıdan sonra Camcı’ya, Galip Ensarioğlu’nun 2012 yılında dernekle ilgili söylediği övgü dolu sözleri hatırlattım.Ensarioğlu, iktidar partisinin milletvekiliydi ve belki 32 bin insanın açlığa mahkum edilmesi anlamına gelen karara karşı girişimleri olmuştur. Camcı, siyasal ortamı da hatırlatarak, aranmadığını söyledi. Camcı, “Oysa Avrupa’dan, Türkiye’nin her yerinden insanlar aradı, ne yapabileceklerini sordular.”

2006 yılında kurulan dernek, yoksulluğun kader olmadığını, istenirse üstesinden gelinebileceğini göstermeye çalışıyordu. Derneğin kapısına mühür vurulması ise, 2010 yılında yitirdiğimiz gazeteci Evrim Alataş’ın Mazxana albümündeki yazısını doğrular nitelikte:

“Efendim, susunuz, ‘ekmeğini yediği ülkesine ihanet etmek’ laflarını bırakınız. Çünkü siz, ülkenin ekmeğini yemiş olabilirsiniz, bilemem, ama Kürt dediğin, dayağını yemiştir bu ülkenin. Çok istiyorsan, gel sen de ye, bu sofra herkese açık.”