Cerrah'tan Dink davasında Tatlıses'li savunma

Hrant Dink'e katledildiği dönem İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, duruşmada verdiği ifadede, suikastte hiçbir sorumluluğu olmadığını belirterek, Trabzon istihbaratı ile İstihbarat Daire Başkanlığı'nı suçladı. Cerrah'ın kendini savunurken, İbrahim Tatlıses'e yönelik suikast örneğini vermesi dikkat çekti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Hrant Dink davasının bugünkü duruşmasına dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın açıklamaları damga vurdu. Cerrah bugün mahkemeye gelerek ifade verdi. Dink’e yönelik koruma tedbiri almak gibi bir görevi ya da yetkisi olmadığını savunan Cerrah, şarkıcı İbrahim Tatlıses’e yönelik bir suikast girişimini de durduklarını ancak, kendisi görevden alınınca Tatlıses’in vurulduğunu söyledi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin de yargılandığı 2’si tutuklu 35 sanıklı davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile hükümlü Ogün Samast da getirildi. Tutuksuz sanıklardan dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile sanık avukatları ve Dink ailesinin avukatları da duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya bir kısım sanıklar da SEGBİS aracılığıyla görüntülü ve sesli olarak katıldı.

'KORUMA YETKİM YOK' İDDİASI

Cerrah savunmasında, Hrant Dink’e karşı koruma tedbirleri başlatma gibi bir görevi ya da yetkisi olmadığını söyleyerek, “Trabzon istihbaratı cinayete ilişkin aldığı bilgiyi İstihbarat Daire Başkanlığı ile paylaşmalıydı. İstihbarat Daire Başkanlığı da İstanbul ve Trabzon arasında koordinasyon sağlamalıydı. Ama iki yer de üzerine düşeni yapmamıştır” dedi. Dink’in öldürülmesinde hiçbir kusuru olmadığını söyleyen Cerrah, beraatini talep etti.

CERRAH'A ÇAPRAZ SORGU

İfadesinin ardından çapraz sorgusuna geçilen Cerrah’a mahkeme başkanı ve üye hakimler soru sordu. Üye hakim Cerrah’a, “Koruma ile ilgili sorumluluğun valilikte olduğunu söylediniz? Ancak siz de İl Koruma Komisyonu’na üyesiniz. Bu kapsamda tüm sorumluluğu valiliğe yüklemek doğru mu?” diye sordu. Cerrah bu soru üzerine, “Komisyonda söz sahibi vali beydir. Biz koruma verilsin desek bile o hayır derse koruma verilmez. Ayrıca koruma verilecek kişi ile ilgili MİT’ten ya da diğer istihbarat birimlerinden bilgi gelmelidir” dedi.

'BİZ GİTTİK, TATLISES'İ VURDULAR'

Kendi döneminde hayati tehlike yönünde istihbarat aldıklarında hemen harekete geçtiklerini anlatan Cerrah, şarkıcı İbrahim Tatlıses’e yönelik bir eylemi de durduklarını söyledi. Cerrah, ‘İbrahim Tatlıses vurulacak’ bilgisini aldıklarını ve hemen Tatlıses’i uyararak araştırma yapmaya başladıklarını anlattı.

Tatlıses’i vurmasından şüphelendikleri kişi olan Abdullah Uçmak’ın telefonlarını da dinlemeye aldıklarını söyleyen Cerrah, “Ne zaman ki şahıs kaleşnikofu aldı hemen operasyon yaptık. Adam tutuklandı. Zamanını hatırlamıyorum ama 7 yıl filan yattıktan sonra çıktı. Biz de görevi bırakmıştık ve eylemi gerçekleştirdi. Tatlıses’i vurdu” dedi.

hrant

'BANA BİLGİ GELSEYDİ DİNK İLE KONUŞUP KORUMA VERİRDİM'

Hrant Dink’in öldürüleceği bilgisinin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü tarafından Trabzon Valisi’ne iletilmesi gerektiğini anlatan Celalettin Cerrah, “Ancak Vali Beye bilgi verilmemiş ki kanuna göre bilgi verilmeliydi. Eğer bilgi verilse vali bunu hemen üst yazı ve kişiye özel olarak ilgili ilin valisine gönderecekti. Göndereceği kişi o zamanın İstanbul Valisi Muammer Güler. Güler de bana bilgi verecekti. Ben ne yapacaktım? Hrant Dink ile iletişime geçecektim ve koruma vermeyi teklif edecektim” dedi.

'ZENİT'İN GELMEMESİ SORUŞTURMAYI KESİNTİYE UĞRATTI'

Cerrah savunmasında ayrıca, Erhan Tuncel'in sorgusu sırasında yardımcı istihbarat elemanı olduğunun ortaya çıktığını belirterek, ona bu görevi veren emniyet görevlisi Muhittin Zenit'in bilgisine başvurulmak üzere İstanbul'a çağrıldığını belirtti. Cerrah, "Olayın biran önce aydınlatılması için Muhittin Zenit, İstanbul'a çağırılmıştır. Yargılama sırasında ortaya çıkan bilgilere baktığımda Muhittin Zenit'in İstanbul'a gelmemesi, o tarihte Erhan Tuncel'in sorgusuna katılmaması, soruşturmayı kesintiye uğratmış ve olayın jandarmayla ilgili boyutunun ortaya çıkmasını geciktirmiştir. Yardımcı İstihbarat Elemanı, kiminle görüşmüşse ona güvenir, bize güvenmez. Bu yüzden kendisinin gelmesini ve sorguya katılmasını istedik. Maalesef bir türlü kendisini getirtemedik" dedi.

CERRAH: KİMSİN SEN?

Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’a çapraz sorgusu sırasında eski İstihbarat Şube Müdürü tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer de sorular sordu ve ikili arasında gerginlik çıktı. Yılmazer, Cerrah’a, “Cinayetin arkasındaki gücü ortaya çıkarmak için bana ne gibi talimatlar verdiniz?” diye sorunca Cerrah, “Benim talimat vermem gerekmez. Sizin şube müdürü olarak bunları hazırlayıp getirmeniz lazım. Sizin göreviniz” yanıtını verdi. Cerrah’ın cevabı üzerine Yılmazer, “Talimat verilmediği için ben başbakana gitmek zorunda kaldım” dedi. Buna sinirlenen Cerrah, “Şube müdürü başbakana gidiyor. Kimsin sen. Daha ne itiraflarda bulunacak daha neleri çıkacak kim bilir?" dedi.

'FAİLİ BULUNCA ALNIMDAN ÖPTÜNÜZ'

Ali Fuat Yılmazer’in "Bugüne kadar hangi şube müdürünün alnından öptünüz?" sorusuna Cerrah, "Sen hariç, Ahmet İlhan Güler’in başarılı çalışmaları nedeniyle her gün alnını öperim" dedi. Bunun üzerine Yılmazer, "Devrimci Karargah Operasyonu sonrası 'Faili bulanın alnından öpeceğim’ dedi. Buldum. Alnımdan öptünüz" deyince Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar, "Demek ki aranızda iyi şeyler de yaşanmış" dedi. Bunun üzerine duruşmaya yeniden ara verildi.

'BEŞİR ATALAY İSTEDİ, KARAKOL POLİSLERİNİ İSTİHBARATÇI YAPTIK'

Yılmazer’in karakol polislerini istihbarat polisi yapmak istediğini ancak kendisinin izin vermediğini söyleyen Cerrah, “Karakol polisinden istihbarat polisi olmaz dediğim ve vermediğim için beni dönemin İçişleri Bakanı Beşir beye şikayet etti” dedi. Dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın bir toplantıda kendisine kızdığını anlatan Cerrah, “Daha sonra yine bir liste getirdi. Ben yine aynı nedenleri sununca Beşir bey beni Ankara'ya çağırdı. Yönetmelik var dedim. Vereceksin dedi. Ben de verdim. İstihbaratta ne kadar bilgili ve çalışmış eski polis varsa karakollara gönderdi. Kendi kadrosunu oluşturdu. Yalansa yalan desin" dedi. Bunun üzerine Yılmazer, "Yalan" diyerek cevap verdi.

(İSTANBUL-DHA)