600 çocuk annesiyle birlikte cezaevinde yaşıyor

Türkiye cezaevlerinde 5 bin 871 kadın mahpus var. Ve 600 çocuk hapishanelerde anneleriyle birlikte 'ceza çekiyor'. Bu çocuklar için yeni bir yasal düzenleme isteniyor.

Google Haberlere Abone ol

ezgi-duman Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Kadın Mahpuslar Ağı Temsilcisi Ezgi Duman

DUVAR – Adalet Bakanlığı 21 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla Ceza İnfaz Kurumlarında 510 çocuğun annesinin yanında kaldığını açıkladı. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Kadın Mahpuslar Ağı Temsilcisi Ezgi Duman ise 2016'da 0-6 yaş arası yaklaşık 600 çocuğun annesi ile birlikte cezaevlerinde bulunduğunu belirtiyor. Cezaevlerinde annesiyle birlikte kalan çocukların bir çoğunun sağlık durumlarının kötü olduğunu, çocukların cezaevlerinde hak ihlallerine maruz kaldığını söyleyen Duman, bu çocuklar için cezaevleri şartlarının acil bir şekilde düzeltilmesi çağrısında bulundu.

Cezaevlerinde bulunan 0-6 yaş arası çocuklar tutuklu ya da hükümlü değil. Yasalar 0-6 yaş grubundaki çocukların dışarıda bakacak kimsesi olmadığı için annesiyle birlikte cezaevinde beraber kalmasına izin veriyor. Fakat cezaevi koşullarının çocuklarının kalabileceği bir ortam olmadığını söyleyen dernek çalışanları, çocuklarıyla birlikte cezaevlerinde kalan kadınların 'Denetimli Serbestlik Yasası'ndan yararlanması gerektiğini söylüyor.

'ANNESİYLE BİRLİKTE HÜCREYE GİRİYOR'

Annesiyle birlikte cezaevinde bulunan çocukların 6 yaşından sonra cezaevinden alınarak, 'Sevgi Evleri'ne ya da  Sosyal Hizmet Kurumlarına verildiğini söyleyen Ezgi Duman konuyla ilgili olarak şöyle konuştu: “Çocuğu olan kadınlar cezaevlerinde daha ağır şartlarda yaşamak zorunda. Eğer bir kadın disiplin cezası alıyorsa hücreye alınıyor. Çocuğunu yalnız bırakmak istemeyen anne çocuğuyla birlikte hücreye alınıyor. Bu durum çocuğun psikolojisini büyük oranda etkiliyor. Sincan Cezaevinde kalan bir kadın yüzde 60 engelli bir çocuk doğuruyor. Çocuk 4 yaşına geldikten sonra cezaevinden alınıp rehabilitasyona alındı. Annesi bize mektup göndererek geceleri uyumadığını, her dakika çocuğunu düşündüğünü yazdı. Bir başka kadın ise cezaevi yönetimiyle ters düştüğü için hücre cezası aldı. Çocuğunu yanında bırakacak kimse olmadığı için zorunlu olarak onu da hücreye alıyor. Bu şekilde çocuğuyla birlikte 3 gün hücrede kalıyor.”

'BABASINA DOKUNMAK İÇİN CAMA VURUYOR'

Çocuklarıyla birlikte cezaevlerinde kalan kadınların bir diğer sorunun ise kapalı görüş olduğunu söyleyen Ezgi Duman, şöyle devam ediyor:“Çocuklar hapishanede babalarıyla görüşebilmek için kapalı görüş yapmak zorunda kalıyor. Annesiyle birlikte cezaevinde kalan Muhammed Ali böbrek hastası. Babası görüşe gittiği zaman pencerenin arkasında babasını görüyor ve babasına dokunmak için cama vuruyor. Başka bir kadın da bize gönderdiği mektupta 4 yaşındaki çocuğu ile televizyon izlerken bağırdığını ve oraya gitmek istediğini yazmış. Bunun dışında çocukların yüksek güvenlikli cezaevlerinde olması uygun değil. Tüm bu olumsuz durumların gözden geçirilmesi ve yeni düzenlemelerin yapılması gerekiyor.”

YASAL DÜZENLEME ŞART

Hapishane ortamın küçük çocuklar ve anneler için her şekilde zararlı olduğunu belirten Duman, çocuklar için özel beslenme listelerinin oluşturulması, çocuklarının her zaman babalarıyla açık görüşüne izin verilmesi gerektiğini şöyle ifade etti:“Cezaevlerinde çocuklarıyla birlikte olmak isteyen kadınların çocuklarından koparılması ya da bu çocukların anneleri cezaevindeyken kendilerinin dışarda olması da büyük sorunlara neden oluyor. Bu yüzden her şeyden önce cezaevlerinde çocuklarıyla bilikte kalanların serbest bırakılması gerekiyor. Özeliikle hamile kadınların hapsedilmesi uygulamasına son verilmeli. Eğer devlet illa çocuklu kadınları hapsedeceğim derse kadınların bebeğiyle sağlıklı bir ilişki kurarak, bebeğin fizyolojik ve zihinsel gelişiminin sağlıklı bir şekilde tamamlayacağı ortamlar oluşturmalı. En önemlisi de çocukların kreşe gitme imkanı sağlanmalı. Bu kreşler cezaevinin bulunduğu ortamdan kesinlikle uzaktan olmalı. Öreneğin sadece Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde kreş bulunuyor. Fakat bunun da sağlıklı olabileceğini söyleyemeyiz.” (DUVAR)