Davutoğlu'ndan Rus uçağı açıklaması

Davutoğlu, 'Rus uçağının düşürülmesinde emri ben verdim' sözlerine ilişkin açıklama yaptı. Eski Başbakan, "17-14 saniye süren bir hava sahası ihlalinde, başbakanın o spesifik olay için emri vermesi mümkün mü? Burada kesin art niyet var" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Eski Başbakan AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, düşürülen Rus uçağı için yaptığı "Emri ben verdim" açıklamasına ilişkin darbe girişimi sonrası ilk kez konuştu.

Suriye sınırında Rus savaş uçağını düşüren pilotlar, darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturma sonucunda gözaltına alınmıştı.

'BAŞBAKANIN EMRİ VERMESİ MÜMKÜN MÜ?

NTV’de soruları yanıtlayan Davutoğlu "Rus uçağının düşürülmesine ilişkin 'Emri ben verdim' açıklamanız çok tartışıldı. Uçağı düşüren pilotların darbe girişimi sonrası gözaltına alınmaları paralel yapıya bağlı oldukları düşüncesini uyandırdı" hatırlatması yapılınca şunları söyledi:

"Bu sözden hareketle hükme varanlar devlet işleyişini bilmeyenler ya da art niyetlilerdir. Düşünün ki 17-14 saniye süren bir hava sahası ihlalinde, Başbakanın o spesifik olay için emri vermesi mümkün mü? Pilot duracak, silsile var. Hava kuvvetleri komutanı, genelkurmay başkanını arayacak, o da beni arayacak ben de vurun diyeceğim… Burada kesin art niyet var. Burada olan şey şudur. 19 Haziran 2012 uçağımız düştüğü zaman, silahlı kuvvetlere, o zaman başbakanımız, şimdi cumhurbaşkanımız Erdoğan, benim de katıldığım toplantıda değerlendirdik. Artık bundan sonra Suriye’den ülkemize yaklaşan uçak tehdit olarak görülmeli ve vurulmalı dendi. Yani Suriye’den uçan, hava sahası ihlali olmasa bile tehdit olsa dendi.

'BU ANLAMDA BEN VERDİM'

Eylül 2015’te Rusya sahaya girip, arka arkaya hava sahası ihlali yapınca, MGK’da istişare ederek bu angajman kuralını değiştirme ihtiyacı ortaya çıktı. 10 Ekim 2015 tarihinde, bu anlamda talimatı ben verdim diyorum. Genelkurmay başkanına yeni talimat verildi, sadece Suriye uçakları değil, hava ihlali yapan uçaklara angajman kuralları uygulanır dedi. Nihayetinde başbakan imzasıyla verildi.

11 Ekim’de de genelkurmay başkanımız hava kuvvetleri komutanına, o da filo komutanına verir. Yoksa Rus uçağı olduğunu bilip, başka ülke uçağı da olabilirdi. Alanda meçhul bir uçakta olabilirdi. Ama talimat istişareler sonucu, benim de verdiğim talimat, pilotlarımız şu şu şartlarda ihlal eden uçağı vurur.

'CUMHURBAŞKANIMIZ PUTİN'İ UYARDI'

Burada 24 Kasım günü, sonra da üç dört uçak oldu. Cumhurbaşkanımız Putin’i nazikçe uyardı, söylendi. 24 Kasım günü, o gün ben hükümeti kuracağım, 11’de cumhurbaşkanımızla buluşacağız. Genelkurmay başkanımız bilgiyi bana aktardı. Siz dışişleri bakanımızı, mit müsteşarımızı alın, tedbirleri geliştirin dedim. Cumhurbaşkanımızla görüştük, bu arada bunu da konuştuk. Cumhurbaşkanımız da o zaman öğleden sonra tekrar buluşalım dedi. Ben de bakanlar kurulunu açıkladım. Sonra bir araya geldiğimizde, tedbirleri geliştirdik. Sayın cumhurbaşkanımızın Putin ile görüşme talebine olumlu yanıt vermedi.

'GERİ ADIM ATMAM'

Ben herhangi bir şey varsa siyasi sorumluluğu üstlenme konusunda hiç geri adım atmam. Angajman kuralları uygulanması konusunda kimse sorumlu addedilemez.

Bu arada bu pilotla ilgili bazı şüpheler, kamuoyunda bazı tartışmalar vardı. Genelkurmay başkanımızın tetkik etmesini istedim. İrtibat tespit edilmedi. O arada hava sahası ihlal edilen ülke biziz. Biz suçlu değiliz.

Peki bu uçak başka uçak olsa, İskenderun’u bombalasa, hesaba çekilmez miydik hepimiz? Siyasi sorumluluktan kaçınmam. Ama şu anda yürütülen Rusya politikası doğrudur." (Haber Merkezi)