Fırat: Erdoğan 'Kıblemizin aynı olduğu insanlardan bize zarar gelmez' dedi

Kuruluşundan itibaren Ak Parti yönetimi ve hükümetlerinde önemli görevler üstelenen Dengir Mir Mehmet Fırat, cemaat konusunda Erdoğan'ı uyardığını söyledi. Fırat, Erdoğan'ın kendisine "Kıblemizin aynı olduğu insanlardan bize zarar gelmez" dediğini iddia etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - AKP'nin Kurucu isimlerinden Dengir Mir Mehmet Fırat, Hükümetin de Cemaatin de masum olmadığını söyledi. Fırat, cemaati, hükümetin Emniyet istihbarat, TSK ve MİT'e karşı kritik noktalara yerleştirdiğini söyledi.

Ak Parti'nin kurucu isimlerinden Dengir Mir Mehmet Fırat, Camaat'in devletin kritik kurumlarına nasıl yerleştirildiğine ilişkin iddialarda bulundu. 1 Kasım seçimlerinde HDP'den mersin milletvekili seçilen Fırat, Bugün gazetesine konuştu.

PARTİ KAPATILACAK TEHDİDİ

Hükümetin de cemaatin de masum olmadığını söyleyen Fırat şunları anlattı:

"İlk yıllarda Sayın Başbakan (Recep Tayyip Erdoğan), 'Bürokratik devletten, demokratik devlete geçeceğiz' demiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde birçok tehdit aldı. Yeni bir anayasa çalışması yapıldığında, AB’ye tam üyelik için imzalara atıldığında, bunlardan vazgeçilmesi için bunlardan vazgeçmesi talepleri iletildi. Bu olmadığı takdirde, partinin kapatılacağı söylendi bize."

'BÖYLE SAÇMALIK OLUR MU?'

Fırat, "Bunları söyleyen askerler miydi?" sorusuna şu karşılığı verdi:

"Askerlerdi; ama bugünkü bir bakanımız tarafından bize iletilmişti. Bunu Başbakan’a götürdüm. 'Böyle saçmalık mı olur? Bizi niye kapatsınlar?' dedi. Aynı kararlılıkla devam ettik; ama çok kısa süre sonra kapatma davası geldi. Kuyruğu zor kurtardık! Bir mücadele gerekiyordu ve bunu hukuk içinde yapabilmek pek mümkün değildi. Çünkü karşınızdaki, hukuki bir yapılanma değildi. Bir altyapı hazırlanmaya başladı."

'BAŞBAKAN'I UYARDIM'

Fırat, o dönem yakından tanık olduğu gelişmeleri şöyle anlattı:

"MİT o gün askerin denetimi altındaydı. Sivil iktidarla hiçbir ilişkisi yoktu. Emniyet içinde bir istihbarat örgütünün hem hukuken, hem personel olarak güçlendirilmesi hedeflendi. O mekanizmanın aynı ideolojiyi, aynı inancı paylaşan insanlardan oluşmasının doğru olmadığı kanısındaydım. Sayın Başbakan’a, bunun yarın komplikasyonlar yaratacağını söylediğimde, 'Kıblemizin aynı olduğu insanlardan bize zarar gelmez' demişti. O gün destek verilen kişilerle, bugün düşmanlık seviyesinde, hukuk dışı bir mücadele içine giriliyor. Bu insanları atayan, Başbakan’ın ifade ettiği gibi, Pennsylvania değil! Üçlü kararnameyle yapılan o atamalarda İçişleri Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın imzaları var."

'PENNSYLVANIA'DAN DEĞİL MECLİS'TEN GEÇTİ'

Bu insanlara Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerle, bilinçli olarak, hukukun dışında teknik takip, ortam dinlemesi gibi imkânlar verildiğini belirten Fırat, şunları da söyledi: "Türkiye öyle bir hal aldı ki, sokaktaki ayakkabı boyacısı bile devletin kendisini dinlediği korkusuna kapıldı. İkisi de masum değil aslında. Cemaat’e mensup polisler, Emniyet’in önemli birimlerinde bir hâkimiyet sağladılar, bu doğru. Ama oraya yerleştiren, üçlü kararname; Pennsylvania değil. Kanunlar da Pennsylvania’da değil, Meclis’te çıkarılır. Çünkü orada hukukun ihlal edilerek, denetlenemeyecek yetkilerin verilmesi, Meclis’ten geçti. Belki ben de oy vermişimdir, bilmiyorum! Ama o zaman bunun yanlış olduğunu ifade ettim."