Washington Post: Türkiye'nin cihatçılara yönelik tavrı şizofrenik

Washington Post gazetesi, Türkiye'nin cihatçı terör konusunda 'ikili' oynadığını yazdı. Pulitzer ödüllü gazeteci Joby Warrick'in kaleme aldığı makalede, IŞİD'e karşı yeni önlemlere rağmen Ankara'nın 'radikal cihatçı unsurlara hâlâ kol kanat gerdiği' belirtildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - ABD'nin saygın gazetelerinden Washington Post'ta yayımlanan bir makalede, Türkiye'nin bazı El Kaide bağlantılı radikal İslamcılara, ABD gibi müttefiklerinin terör listesinde bulunmalarına rağmen ev sahipliği yaptığı öne sürüldü. Pulitzer ödüllü gazeteci Joby Warrick'in imzasını taşıyan makalenin başlığı şöyle: "İkili oyun mu? Türkiye, IŞİD'le savaştığı sırada bile diğer aşırılıkçıları barındırmaya devam ediyor."

Haberde, Amerikalı terör uzmanlarının Türkiye'nin cihatçılarla mücadeledeki 'ikili' tavrını 'şizofrenik' bulduğu belirtildi.

ANKARA'NIN KUCAK AÇTIĞI RIFAİ AHMED TAHA KİMDİR?

Warrick'in haberinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Mısır'daki darbenin ardından Müslüman Kardeşler'in El Kaide bağlantılı kanadı Cemaati İslami'nin liderlerine Türkiye topraklarını açtığı vurgulanıyor. Örnek olarak da, Rifai Ahmed Taha'nın hikâyesi anlatılıyor.

1997'de Mısır'ın Luksor kentinde 77 turistin öldürüldüğü katliamın sorumlusu olan Taha, 1990'ların sonundan bu yana ABD'nin terör listesindeydi. 61 yaşında olmasına rağmen El Kaide içinde ona saygı gösteriliyordu. Taha, Amerikalı savcılar tarafından dünya çapında bir dizi Amerikan hedefine saldırı planı yapmakla suçlanıyordu. Ve, bir süre Türkiye'de yaşadıktan sonra cihatçı gruplar arasında arabuluculuk için gittiği Suriye'de, ABD tarafından öldürüldü.

'TÜRKİYE İÇİN SEVİMLİ, ABD İÇİN TERÖRİST'

Taha'nın hikayesinin yanı sıra bir dizi eski yetkilinin yorumlarına yer verilen haberin öne çıkan unsurları şöyle:

  • Washington Post, Taha'yı şöyle tanımladı: "Türkiyeli ev sahiplerine göre, fazla büyük bir sakalı ve renkli bir geçmişi olan, küçük, elf gibi bir adamdı. Amerikalı yetkililer içinde, eğer Türkiye'deki sığınağını terk ederse, izlenip hedef alınması gereken bir terörist." Buna göre, ABD için beklenen fırsat Nisan başında, Taha El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi'yle bir başka İslamcı grup arasında arabuluculuk yapmak için Suriye'ye gittiğinde geldi. Taha, sınırı geçtikten beş gün sonra, 5 Nisan'da, İdlib yakınlarında benzin aldığı sırada, arabasına insansız hava aracıyla düzenlenen saldırıda yanındaki dört başka cihatçıyla birlikte öldürüldü. Washington Post, Taha için İstanbul'da cenaze namazı kılındığını yazdı.

'TÜRK ŞİZOFRENİSİ'

  • Warrick, Taha'nın Türkiye'de barınması hakkında şu yorumu yaptı: "Bu saldırı Usame bin Ladin'in müttefiki olan, yakın zamanda da el Kaide bağlantılı Suriyeli cihatçılara danışmanlık yapan bir adamın kariyerine son verdi. Aynı zamanda, Amerikalı terör uzmanlarının vahşi cihatçılarla savaş konusunda 'Türk şizofrenisi' diye nitelediği durumun da altını çizdi: Türkiye IŞİD'le mücadelesini hızlandırdığı sırada bile, Batılı hükümetlerin terörist listesinde yer alan başka İslamcıları hoşgörmeye, hatta korumaya devam ediyor."

'CİHAT BAĞLANTILARINI TÜRKİYE'DEN SÜRDÜRDÜ'

  • Haberde Türkiye'nin, tüm yetkileri başkanlık makamında toplaması üzerine darbeyle devrilen Muhammed Mursi'nin Müslüman Kardeşler hükümetinin destekçilerine barınak sağlama politikasını bugüne dek savunduğu vurgulandı. 2013'ten bu yana Mısır'ın darbeci cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi'ye muhalif binlerce Müslüman Kardeşler üyesinin İstanbul'da yaşadığı ve bu kişilerin büyük çoğunluğunun şiddet yanlısı olmadığı belirtildi. Ancak haberde şu eleştiri getirildi: "Fakat Türkiye'de barınma imkânı verilenler arasında, Mısır'da 1990'larda turistlere karşı ölümcül saldırılar düzenleyen ve sonradan Ameikalıları öldürmeye yönelik bir dizi planla bağlantılı olduğu ortaya çıkarılan Cemaati İslami örgütünün liderleri de vardı. Amerikalı yetkililer, bu sürgündeki kişilerden bazılarının, Taha gibi Suriye'deki El Kaide yanlısı grupları desteklemeye devam ettiğini söylüyor. Taha, öldürüldüğünde El Nusra Cephesi'yle bir diğer İslamcı grup arasındaki bir anlaşmazlığı gidermeye çalışıyordu."

'KÜRESEL TERÖRİST'E KORUMA

  • Haberde, Taha'nın yanı sıra Batılı terörle mücadele yetkililerinin yakından tanıdığı bir diğer Cemaati İslam lideri olan Muhammed Şevki İslambuli'nin de Türkiye'de barındığı hatırlatıldı. Washington Post, Haziran 2015'te 'koruma altındaki bir siyasi mülteci' statüsü aldığını Facebook'tan duyuran İslambuli'nin El Kaide'nin öldürülen lideri Usame bin Ladin'in 1980 ve 90'larda yakın müttefiki olduğunu yazdı. İslambuli, cihatçı gruplarla ilişkileri nedeniyle Amerikan Hazine Bakanlığı tarafından 'küresel terörist' ilan edilmişti. BM onu terör listesinden geçen sene çıkarsa da, ABD'nin listesindeki yeri değişmedi.

'ZEVAHİRİ'NİN ÇEKİRDEK KADROSU'

  • Amerikan Hazine Bakanlığı'nın eski terörle mücadele yetkililerinden Jonathan Schanzer, Türkiye'de barınmasına izin verilen bazı Müslüman Kardeşler üyeleri için şu yorumu yaptı: "Bu kişiler, El Kaide lideri Eymen el Zevahiri'nin çekirdek kadrosundaydı. Durumu daha da endişe verici hale getiren şey, Türkiye'nin ortak bir düşmana karşı Batı'yla ittifak halinde olması gereken bir NATO üyesi olması."

'EL NUSRA'YA HÂLÂ YUMUŞAK'

  • Haberde Erdoğan'ın IŞİD'e karşı son dönemde daha sert önlemler aldığı belirtilse de, El Nusra Cephesi karşısında 'daha yumuşak bir çizgi'yi benimsediği vurgusu yapıldı.

HÜKÜMET YETKİLİSİ: ASIL İKİYÜZLÜ OLAN ABD

  • Gazetenin görüştüğü üst düzey bir diplomatsa, Washington Post'un deyimiyle 'politikalarının ikiyüzlü olduğunu' reddetti. 'ABD'nin de Türkiye'nin terör listesindeki Kürt gruplara silah ve para yardımı yaptığını' savunan diplomat, "Aradaki fark şu ki, Türkiye bu grupların hiçbirine silah ya da eğitim vermiyor" dedi.

'TEHLİKELİ POLİTİKA'

  • Haberde Erdoğan'ın terörizmi reddettiğini söylediği belirtilse de, şu yoruma yer verildi: "Bununla birlikte, Amerikalı yetkililere ve yorumculara göre, Türkiye'nin bazı 'misafirlerinin' şiddet içeren geçmişleri bu iddianın altını oyuyor. Bu durum, bir yandan bazı aşırılıkçılarla savaşırken, bazı aşırılıkçıları korumayı, hatta cesaretlendirmeyi öngören bir politikanın tehlikelerinin altını çiziyor."

MAKALENİN İNGİLİZCE TAM METNİ