Cem Özdemir: Merkel’den daha güçlü bir duruş beklerdim

Almanya'nın Ermeni soykırımını tanımasının ardından sert bir dille eleştirilen Cem Özdemir, "Meclis’te parlamenterler kendi iradelerini ortaya koydular" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Almanya Federal Meclisi’nde kabul edilen Ermeni soykırımını tanıyan tasarının ardından Türkiye'deki devlet yetkililerinin sert açıklamalarıyla karşılaşan Yeşiller Partisi Eşbaşkanı ve milletvekili Cem Özdemir, 2 Haziran’dan sonra yaşanan gelişmeleri Agos'tan Karin Karakaşlı'ya anlattı.

"Vatandaşlıktan çıkarmaktan tutun da, kan testine varana kadar günden güne daha da absürdleşen çağdışı söylemlerin yaratıcılıkta sınır tanımadığını" belirten Özdemir, "kararın bu soykırımdaki Almanya’nın sorumluluğunun daha çok tartışılmasını sağladığını" söyledi.

Özdemir şöyle konuştu: "Bugüne kadar Almanya’da aşırı sağcılığın ve milliyetçiliğin patentini iyi kötü elinde bulunduran kesimlere, başka bir coğrafyadan -biz de hiç fena sayılmayız- diyen nur topu gibi bir rakip çıktı. İroni bir yana, yıllardır Almanya’da aşırı sağcılıkla nasıl mücadele ederiz, Pegida türü hareketlerin beslendiği siyasi iklimi nasıl değiştiririz derken, Almanya’daki Türkiyeliler arasında, Türkiye’deki mevcut iktidarın yıllardır organize bir şekilde yönettiği, İslami ve milliyetçi referanslardan beslenen ve buradaki birlikte yaşam adına kaygılanılması gereken bir kesimin varlığı ciddi ciddi tartışılır hale geldi."

'BU SES KARŞILIĞINI BULDU'

Kararın Meclis’te grubu bulunan bütün partilerin katılımı ile alındığını söyleyen Özdemir, "Parlamenterler karara el kaldırırken, bunu iddia edilenin ve Türkiye’deki uygulamanın aksine ne bir üst aklın yönlendirmesi ile ne de siyasi bir art niyet ile yaptı. Özgür ve demokratik bir ülkenin, hukuka ve vicdana göre işleyen parlamentosunun temsilcileri olarak, başka bir ülkenin keyfine ve baskısına aldırmadan kendi iradelerini ortaya koydular. Başta Meclis Başkanı Sayın Lammert olmak üzere siyasi uyuşmazlıkları bir kenara bırakan bütün partiler 'Alman Meclisi yeri geldiğinde çekinmeden her konuyu tartışır, tartışacaktır' mesajını vererek, parlamenter siyasetin hele ki en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Kamuoyundan gelen olumlu tepkiler de bu sesin karşılık bulduğunun en önemli kanıtı" dedi.

'DURUMU GEÇİŞTİREN SÖZLERİ YAKIŞMADI'

Bütün bu tepkiler arasında Merkel'den daha güçlü bir duruş beklediğini de ifade eden Özdemir, "Gelen tehdit ve hakaretlere daha güçlü bir tepki beklerdim. Toplumun büyük kısmı biz parlamenterle dayanışma gösterip, tavrımız ve cesaretimiz için bizleri desteklerken, 'kabul edilemez' gibi durumu geçiştiren sözleri parlamentonun göstermiş olduğu iradeye yakışmadı" diye konuştu.

'O COĞRAFYA ACILARINI KONUŞAMADI'

Kendisinin ve arkadaşlarının bu tür tepkileri öngördüklerini belirten Cem Özdemir şunları anlattı: "Bu tür tepkilerin geleceğini öngörmüş olsak da, Erdoğan’ın başını çektiği ve muhtemelen başka bir hususta bir araya gelmesi mümkün olmayan bir koronun organize bir şekilde bizleri hedef göstermiş olması yeni bir durum. Siyasetçi olarak kimi zaman üzse de, tepki almak, eleştirilmek iş tanımımızın gereği. Tabii ki gündelik işleyişinizi ve hayatınızı, gelen ölüm tehditleri yüzünden değiştirmek de hoş bir şey değil. Ölüm tehditlerini ve hakaretleri bir yana bırakırsak, biz Alman parlamenterler, Türkiye’deki meslektaşlarımızın aksine sadece ve sadece düşüncelerimizi dile getirdiğimiz için ne tutuklanıyoruz, ne de dokunulmazlığımız kaldırılıyor. Ne de kardeşim Hrant ve birçok cesur insanın başına geldiği gibi sokak ortasında katlediliyoruz. Zor şartlar altında bu mücadeleyi gösterenler ve asıl saygı duyulması gereken aslen onlar. Lakin tepki gösterenlerin hepsini kategorik olarak yargılamak da doğru değil. Yıllardır Türkiye’deki resmi söylem, soykırımı tabu saydı. Yaşananlar konuşulmadı, konuşulamadı. İnkardaki ısrar, Ermenilerin değil, o coğrafyadaki birçok halkın acılarının konuşulmasını da engelledi. Olanlar olduğu gibi anlatılamadı, yazılamadı. Aksine yanlış kişiler örnek gösterilip, siyasi hamaset söylemlerine teslim olundu."