Grev fakültesinden mezun olan işçilerin romanı: Özgürlüğe Doğru

Rıza Tekin’in ikinci kitabı 'Özgürlüğe Doğru' romanı raflardaki yerini aldı. Kitapta, Yusuf’un gelişen sınıf bilinciyle birlikte tarikatlara, kapitalizme karşı verdiği mücadele anlatılıyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Yazar Rıza Tekin’in ikinci kitabı “Özgürlüğe Doğru” Yar Yayınları tarafından raflardaki yerini aldı. “Özgürlüğe Doğru” yazarın ilk kitabı “Karanlık Menzil”in devamı niteliğinde… İlk kitap, köyden İstanbul’a taşınan bir ailenin kapitalizmin vahşi çarkları arasında her şeyini kaybedip tarikatlarla yollarının kesişmesini, ikinci kitap ise evin büyük oğlu Yusuf’un gelişen sınıf bilinciyle birlikte tarikatlara ve kapitalizme karşı verdiği mücadeleyi ve devrimci dönüşümü ele alıyor.

Evrensel'den Engin Karaman'ın haberine göre, babası Suriye’de ‘cihat’ için ölen, eşini kaybeden, annesinin zorla bir sofuya kuma olmasını razı gören ve kız kardeşi Bahar’ı tarikat denetimindeki yurda bırakarak, babasının yarım kalan işi için sırasını bekleyen Yusuf, kısa bir süreliğine aynı tarikata mensup bir patronun tekstil fabrikasında işe başlar. Patronun onu işe alma nedeni ise sendika örgütlenmesi yapan işçiler arasında istihbarat ve bilgi akışı sağlamasıdır. Öyle ya yılanın başı küçükken ezilmelidir. Ancak sonda söyleyeceğimizi baştan söyleyelim, kadın işçilerin nasırlı elleri afili bir yumrukla patronu yere serer.

Her ne kadar günümüz Türkiye’sinde sınıf bilinci ve örgütlü mücadele pratiği açısından kesat bir dönemde olsak da, zengin bir külliyat ve zafer deneyimlerine sahibiz. Kavel direnişinden Bahar eylemliliklerine, Telekom grevinden Gezi direnişine kadar muazzam sevinçler yaşadık. Kitabın büyüleyici yanı da burada çıkıyor karşımıza. Yusuf’un ilk zamanlar anlam veremediği çelişkiler, grevin öncülerinden Sibel’in dinmek bilmeyen mücadele azmi, patron-devlet-tarikat iş birliği ve devrimcilerin örgütlenme yöntemleri okuyucuyu adeta esir alıyor.

Kurgu ve tempo çok yerinde oluşturulmuş romanda. Bu özellikler eserin edebi yönü açısından olumlu bir değerlendirme olmakla birlikte, kitabın en ayırt edilir yönü devrimci çalışma ve pratik açısından bir grevin nasıl örgütlenmesi gerektiği üzerine bir ders kitabı olması. Tamamen işçiler arasında gizliden örgütlenen yatay ve dikey ilişkiler, devrimci yapının dışarıdan desteği, patron ve iş birlikçilerinin her hamlesinin öngörülerek planlama yapılması ve bu esnada yaygın eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarıyla işçilerin siyasallaştırılması ve nihayetinde sendikal bürokrasiyle mücadele…

Anlatılan her şey sınıf mazisindeki birçok anıyı tekrardan önümüze seriyor. Gerçi “anı” terimine romandaki devrimci kadın karakter olan Emine abla “Devrimcinin anısı olmaz. Siyasal değerlendirmesi olur.” diyerek karşı çıkıyor ama olsun.

Son olarak, yazar mekân olarak kadın yoğunluklu bir üretim alanında geçen olaylar dizisinde, mücadelenin zeminini tamamen sınıfsal temele oturtmuş ve olayları cinsiyet rol çatışması tuzağına düşürmemiştir. Kendilerine reva görülen kısır bir döngüye hapsolmuş çaresiz kadın işçilerin grev fakültesinden mezun olarak nasıl üretken bir kolektifin üyesi olduklarına tanıklık ediyoruz. Kendi hayatlarına bile müdahale edemeyen biçare insanların artık başka fabrikalarda grev örgütlenmesi yapabilecek sınıfsal yetkinliğe ulaşmasını anlatıyor “Özgürlüğe Doğru” eseri. Ayrıca meraklısı için bilgilendirme “Bu aynı zamanda bir aşk romanıdır." (HABER MERKEZİ)