'Gezi 9 Yaşında' belgeseli izleyicilerle buluştu

"Gezi 9 Yaşında" belgeseli, Youtube'da yayınlandı. Aslı Atasoy imzalı belgeselde Foti Benlisoy, Güneş Duru, Gürcan Öztürk, Haluk Kalafat, İbrahim Aydın ve Özgür Karaduman'ın konuşmaları yer alıyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci Aslı Atasoy’un hazırladığı "Gezi 9 Yaşında" belgeseli, izleyicilerle buluştu. Gezi sürecini tanıklıklarla anlatan belgeselde müzisyen Güneş Duru, foto muhabiri Gürcan Öztürk, yazar Foti Benlisoy, gazeteci İbrahim Aydın, gazeteci Haluk Kalafat ve avukat Özgür Karaduman yer alıyor.

Belgesele ilişkin konuşan Atasoy, "Yakın tarihin en önemli özgürlük eylemine tanıkların gözünden kısa bir bakış atmak istedim. İnsanların düşüncelerini, bedenlerini ve yaşam alanlarını korumak için bir araya geldikleri Gezi, romantik bir eylemden ziyade yeni bir yaşam enerjisinin ortaya çıkışıdır. Bu çalışma, şimdiden o güne bakarak hafızamızı tazelemek için yapıldı" ifadelerini kullandı. 

'GEZİ, BİR GECEDE ORTAYA ÇIKMADI'

O dönem Mis Sokak’ta mekan işleten Avukat Özgür Karaduman, belgeselde Gezi’nin aslında İstiklal Caddesi’ne çok önceden geldiğini belirterek, "1 Mayıs 2009 ve 1 Mayıs 2010 eylemleri, İnternetime Dokunma eylemi gibi çok geniş katılımlı etkinlikler, Türkiye’deki toplam muhalefetin artık eskisi gibi sessiz kalmayacağını gösteren bir sürü işaret fişeği idi. Gezi bir gecede ortaya çıkmadı” dedi.

'GEZİ, BİR SAHNEYDİ'

Müzisyen ve arkeolog Güneş Duru da, 2013’te yaşanan Gezi ortamına ilişkin, "Bir tür kolektif olarak farklı dertlerin ifade edildiği bir ortamdı. Gezi, aslında hepimizin farklı tepkilerini, rahatsızlıklarını bir arada dile getirdiği bir yerdi. Orası bir sahneydi. Bir kamusal ifadeydi. Sadece İstanbul’da değil farklı kentlerde de süregelen rahatsızlıkların ifadesiydi" şeklinde konuştu. 

'GEZİ, İNSANLARIN KENDİ KADERİNE SAHİP ÇIKTIĞI BİR GİRİŞİMDİ'

Belgeselde konuşan yazar ve aktivist Foti Benlisoy ise, “Gezi, insanların kendi kaderine sahip çıktığı bir girişimdi aslında. Nasıl bir ülke istiyoruz sorusuna pratikte verilmiş bir yanıttı. Yanıt verilirken onun parçası olmak, o gün olduğu gibi bugün de heyecan verici” dedi.

Benlisoy, “Üç beş ağaç derken küçümsenen mesele aslında başlı başına siyasal bir meseledir. Gezi’nin başlangıcındaki itirazı unutmamak gerekiyor. Hükümet karşıtı protestoyu, siyasal iktidarın özellikle mekan ve beden politikalarına karşı gençlik temelli bir direniş olarak düşünmek mümkün. Gezi, Occupy Wall Street gibi meydan işgallerinin de bir parçasıydı. Aynı zamanda uluslararası toplumsal mücadelenin de bir parçası oldu” diye konuştu. 

'GEZİ RUHU HALA SÜRÜYOR'

Belgeselde konuşan isimlerden foto muhabiri Gürcan Öztürk, sürecin başından sonuna dek aktif olarak Gezi’de foto muhabiri olarak görev aldı. Öztürk, "Bu hiçbir şeye benzemiyordu. O güne dek yüzlerce eylemde bulundum ancak hiçbir barikatta bir türbanlı ile bir ülkücüyü, bir devrimciyi yan yana görmemiştim. Her kesimden insanlar vardı. O barikatın arkasındaki sivil itaatsizlik çok renkliydi ve başkaydı. Bunun nedeni de karşı taraftaki gücün bizim gibi insanların çok üstüne gelmesiydi" dedi.

Gezi ruhunun hala sürdüğünü söyleyen Öztürk, “Fırtına Vadisi’nde, Kaz Dağları’nda, Dersim Dağları’nda yani Gezi hala her yerde devam ediyor ve devam edecek. Etmemesi zaten mümkün değil" ifadelerini kullandı.

 'GEZİ, BİR BAŞARIDIR'

Belgeselde yer alan diğer isim ise Birgün Gazetesi'nden İbrahim Aydın oldu. Aydın, "Gezi’de, Türkiye’de meşru bir direnişin olduğunu net olarak gördüm. Orada, çok pasif ve kendi sorunlarına sahip çıkmayan bir toplum eleştirisine de bir yanıt vardı. Türkiye’de yaşayan herkes kendi sorununa sahip çıkabilecek güçte ve bunu bir eylemlilik ile açığa çıkardı. Ve bu ülkede çok sağlam eleştiri dinamikleri hala var. Gezi bir başarıdır. Kendimize bir güven oluşturdu. Türkiye’deki o güzel damarı açığa çıkardı. Kendi sorunlarına sahip çıkan bir inisiyatifin orta çıkmış olmasından daha büyük bir başarı olamaz" dedi.

'GEZİ, İYİ İNSANLARIN BİR ARADA TOPLANDIĞI İYİ BİR HİKÂYE'

Gezi döneminde Bianet Yayın Yönetmeni olan Haluk Kalafat ise Gezi’nin çok iyi izler bıraktığını belirtti. Kalafat, “Neredeyse hiç uyumadan çok ciddi bir gazetecilik yaptık. Genel olarak medya da ilk hafta gerçekten çok güzel habercilik yaptı. Herkes görmek zorunda kaldı. Sonrasında işler, 15 Haziran’dan sonra değişmeye başladı. Ciddi bir manipülasyon başladı. Ancak çok uğraşmalarında rağmen olayı Kürt meselesine bağlayamadılar. Gezi iyi şeyler bıraktı bize. Bu duruyor ve silemezler. Gezi iyi insanların bir arada toplandığı iyi bir hikâye" diye konuştu.