Gazeteciyi öldürmek hikayeyi öldürmüyor  

Le Monde, The Washington Post, The Guardian ve El País gibi ileri gelen 25 yayın kuruluşundan 60 gazeteci, 2012 yılında Meksika'nın Veracruz eyaletinde öldürülen Proceson dergisinin muhabiri Regina Martínez’in hikayesinin izini sürmek için bir araya geldi. Proje kapsamında, Veracruz'daki uyuşturucu kartelleri ve yolsuzluk ortamı araştırıldı.

Google Haberlere Abone ol

Filiz Yavuz

DUVAR - İçine düştüğümüz çukura o kadar alıştık ki aksini görünce şaşırıyoruz ama gazeteciler dünyanın hatırı sayılır bir kısmında hala muteber insanlar. Sözlerine güveniliyor, kamu adına iktidar odaklarına yaptıkları eleştirilerin kamuda da bir karşılığı oluyor. İnanmayacaksınız, gazetecilik yaptıkları için suçlanmıyorlar da. Evet, siyasetçiler genellikle gazetecilerden pek hoşlanmıyorlar. Belki de siyasetçiliğin şanından bu! Ama temsiliyetlerinden dolayı onlara 'tahammül ediyor', saygı duyuyor ve illa ki bir gözleriyle bu 'baş belalarının' yazdıklarını, söylediklerini ve eylediklerini izliyorlar.

Bazı ülkelerdeyse politik zemin, yasa dışı işlerin vaka-i adiyeden sayılması, cezasızlık ve yolsuzluk kültürüyle paralel olarak bu hoşlanmama hali nefrete, gazetecileri uyuşturucu ticaretine örneğin engel olarak görmeye ve bunun sonucunda da büyük baskılara dönüşüyor. Devreye zaman zaman 'yasal yöntemler' giriyor önce; gözaltılar, davalar ve hapishaneler... Zaman zaman ise yılmayan, halkın haber alma hakkını savunan ve ille de gerçeğin peşine düşen gazeteciler doğrudan ölüm tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Üzerinde çalıştıkları dosyalara bir süre ara verirlerse şayet ve dahi şanslılarsa kurşunlar teğet geçiyor. Değilse…

Bir gazeteciyi öldürmek onun sesini kesmek, onu susturmak anlamına geliyor. Ulaştığı bilgileri, çözdüğü ilişkiler ağını, minik minik parçaları birleştirerek tamamladığı 'puzzle'ı karanlıkta tutmak, gün yüzüne çıkmasını engellemek demek oluyor. O ilişkiler ağı öyle geniş, öyle sıkı ki zaten nasılsa bu cinayetten dolayı kimse suçlanmıyor, suçlansa da suçlamalar ispat edilemiyor, kanıtlar kayboluyor. Ve sonra geçtim azmettirenleri, tetiği çekenler dahi ellerini kollarını sallaya sallaya sokakta dolaşmaktan imtina etmiyorlar. Üstelik bu cinayetle asıl katiller, böylesi netameli meseleleri araştırmaya meyleden diğer gazetecilere de mesaj vermiş, “Vazgeç bu sevdadan, yoksa senin sonunu da kurşunlar getirir” demiş oluyor. Lakin işte ne cinayet ne de bu mesaj işe işe yarıyor; gazeteciler yazmaya devam ediyor, gazetecileri öldürmek hikayeyi öldürmüyor.

MARTINEZ'İN ÜZERİNDE ÇALIŞTIĞI KARTELLER ARAŞTIRILDI

İşte tam da bunu cümle aleme göstermek isteyen 18 ülkenin Le Monde, The Washington Post, The Guardian, El País ve Süddeutsche Zeitung gibi ileri gelen 25 yayın kuruluşundan 60 gazeteci, 2012’de Meksika’nın Veracruz eyaletinin başkenti Xalapa’daki evinde öldürülen Proceson dergisinin muhabiri Regina Martínez’in hikayesinin izini sürmek için “Forbidden Stories” (Yasak Hikayeler) organizasyonu çatısı altında bir araya geldi. "The Cartel Project" adını verdikleri proje kapsamında gazeteciler tam 10 ay boyunca Martínez’in öldürülmesini odağa alarak onun üzerinde çalıştığı Veracruz eyaletindeki uyuşturucu kartellerini, bu kartellerin şimdi cezaevinde olan dönemin valisi Javier Duarte’yle ilişkilerini, ülkedeki yolsuzluk ortamını, kara para aklama sistemini, silah kaçakçılığını, uyuşturucu üretimini ve kartellerin gazetecileri gözetlemek için kullandığı ekipmanları araştırdı.

POLİTİKACILARIN, SUÇ ÖRGÜTLERİYLE BAĞLANTILI OLDUĞU TESPİT EDİLDİ

60 gazeteci, Martínez’in öldürülmesini önce basit bir hırsızlığa, sonra da 'tutku cinayeti'ne bağlayan Veracruz’daki politikacıların organize suç örgütleriyle bağlantılı olduklarını ve bazı yetkililerin araştırmaları engellemeye çalıştığını ortaya koydular. Ve bu ortak çalışma projeye katılan yayın organlarında Martínez’in öldürülmesinin arkasındaki detaylarla 6 Aralık Pazar günü dünya genelinde yayımlamaya başlıyor.

Meksika'da son 20 yılda 119 gazeteci öldürüldü. Gazeteci cinayetlerinin neredeyse hiç biri aydınlatılmadı. Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Meksika’yı gazeteciler için yarımküredeki en tehlikeli ülke olarak tanımlıyor.

 “Forbidden Stories” (Yasak Hikayeler), Fransız Charlie Hebdo baskınının ardından, öldürülen gazetecilerin yarım kalan hikayelerini tamamlamak amacıyla kuruldu. Organizasyon Panama Belgeleri’ni araştırdı ve bu araştırmaya katılan gazeteci Daphne Caruana Galizia'nın öldürülmesinin ardından Malta’da onun araştırdığı yolsuzlukla ilgilendi.