Galatasaray'ın 'tarihi' maçı: Avrupa'da rüyadan kabusa
Okan Buruk'un sözleriyle; Galatasaray, Tottenham karşısında 'Türk futbol tarihinde bir İngiltere Premier Lig takımına karşı oynanan en baskın oyunlardan biri'ni sergiledi. Teknik direktörünün 'tarihi' olarak nitelendirdiği galibiyet sonrası Galatasaray kenetlenip, final hedefi perçinlense de bu tarihten itibaren ortaya Avrupa'da iyi oyun ve galibiyete hasret bir takım fotoğrafı çıktı.
Haftalar öncesine kadar UEFA Avrupa Ligi'nde favoriler arasında gösterilen Galatasaray, 14 Şubat'ın ilk saatleri itibariyle son 16 turu şansını neredeyse mucizelere bırakan bir takım haline geldi.
Bu sezon grup aşaması yerine lig formatında düzenlenen organizasyonda, ilk 8 takım içinde yer alıp direkt tur atlama avantajı 2-1 sonuçlanan Ajax deplasmanında kaybedilmedi. Taraftarı önünde RFS ve son sıradaki Dinamo Kiev'i yenemeyen, Malmö ve AZ Alkmaar deplasmanlarında basit hatalarla birer puana razı gelen sarı-kırmızılılar, bu müsabakalardan birini dahi kazanması halinde play-off'a mecburiyeti yaşamadan yoluna devam edebilecekti.
Teknik patron Okan Buruk, Hollanda'da oynanan ilk maçta takımındaki eksikleri görüp, gerekli dersleri alsaydı; AZ Alkmaar'a karşı dış sahadaki ikinci karşılaşmada 4-1'lik farklı mağlubiyetten bağımsız, oyun anlamında bu kadar geride bir görüntü verilmeyecekti. Nasıl ki Kupa 2'nin ilk aşamasında 8 takım dışında kalmanın sadece sürpriz Dinamo Kiev beraberliğiyle ilgisi yoksa, Alkmaar kabusuna kadar gelinen süreç de öncelere dayanıyor.

3-2'NİN UNUTTURDUĞU GERÇEKLER
7 Kasım'da 4'lü savunma oynayan bir takıma karşı ilk kez 3'lü savunmayı deneyen Galatasaray, Tottenham'a karşı bu planında başarılı oldu. Ali Sami Yen'de taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan cesaretli ve temposu hiç düşmeyen anlayış, özellikle ikinci yarının yarım saate yakın bölümünde rakibe adeta nefes aldırmadı. Skor tabelesisında yazan 3-2, İngiliz ekibi adına bir futbol şansı; Galatasaray içinse böylesine üstün olduğu bir karşılaşmada bile ne kadar kolay goller yediğinin göstergesiydi.
Okan Buruk'un sözleriyle; Galatasaray, Tottenham karşısında 'Türk futbol tarihinde bir İngiltere Premier Lig takımına karşı oynanan en baskın oyunlardan biri'ni sergiledi. Teknik direktörünün 'tarihi' olarak nitelendirdiği galibiyet sonrası Galatasaray kenetlenip, final hedefi perçinlense de bu tarihten itibaren ortaya Avrupa'da iyi oyun ve galibiyete hasret bir takım fotoğrafı çıktı.
Tottenham galibiyetinin ardından Avrupa sahnesinde 5 maça çıkan sarı-kırmızılılar, ne içeride ne de dışarıda kazanamadığı gibi kalesinde 12 gol gördü. 7 Kasım'da takımdaki tüm zaafları o an için silen mücadele gücü, önde baskı ve rakibi boğan ofansif anlayış sayesinde Galatasaraylıların hayalinde belirginleşen Avrupa Ligi finalinin yerini son bölümlerde 'bir gol daha yemeden bitirelim' denen maçlar aldı.

LİSTE UZAR GİDER...
Yaşanan hayal kırıklığı için bir çok etken sıralanabilir. Kış transfer döneminde sadece 3 güncellemeye hak tanınan UEFA listesi için yanlış oyuncu seçimleri, yine/yeniden savunmaya yapılan takviyelerde geç kalınması son günlerin popüler itirazları.
Bağlantı oyununda başarısızlık, Torreira'ya fazla yük binmesi, 37 yaşındaki Mertens'in yorgunluğu, Muslera'nın sezon geneline yayılan formsuzluğu, buna rağmen Uruguaylı kalecide ısrar edilmesi, bir türlü sağ bek ve sol bekte istikrar sağlanamaması, yoğun maç takviminde artan sakatlıklar, gereksiz kartlar ve cezalar... Geçen yıl Sparta Prag elemesinde gördüğü kırmızı kartla umutları tüketen Kaan Ayhan'ın Hollanda'da neredeyse aynı pozisyonda yine takımını 10 kişi bırakması, maç içinde sürekli değişen dizilişler cabası. Sebep-sonuç ilişkisinde liste uzayıp gidiyor.
OKAN BURUK'A YAZAR
Türkiye'ye geldiği günden beri saha içinde klasik bir 9 numaradan çok farklı işlere imza atan Icardi'nin hücumdaki yokluğunda, Galatasaray için savunmada 3'lü dizilişin tüm büyüsü sanki bozuluyor, sıradanlaşıyor. Nitekim 1-1 tamamlanan ilk maçta genç oyuncularıyla defans arkasına koşular atıp, sarı-kırmızılıları eksik yakalayan ve stoperlere zor anlar yaşatan Hollanda temsilcisine karşı Okan Hoca'nın bir önlem alması gerekirken, 3'lü dizilişte ısrar etmesi bir anlamda sonu kötü bitecek gecenin habercisi oldu. Hollanda'da oyun planı olmadığı gibi teknik/taktik amiyane tabirle çorbaya döndü.
Galatasaray, sezon başı ve ortasında milyon eurolar ödemekten kaçınmayıp, kadroya büyük yatırımlar yapmasına rağmen yine bir elemede hayal kırıklığı yaşadı. Play-off turunun ilk ayağı farklı kaybedildi. Okan Buruk için cezalı ve sakat oyuncuları hesaba katıp, 'yeni dönem öncesi en zorlu maç' olarak gördüğü sınavda hanesine çok sayıda eksi yazdı. Gözler gelecek hafta 50 bin taraftarın desteğiyle İstanbul'da oynanacak rövanşta. Türkiye'de çok az antrenörün çalışma imkanı bulacağı bir kadro kuran Galatasaray, hem prestij hem de ülke puanı adına tüm umutları zorlamalı.