Ürdün’de korona günleri

Ürdün'de Hükümet Sözcüsü Amjad Al Adailah, korona virüsünün yayılımının engellenmesi amacıyla 19 Mart tarihinde ülke genelinde sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini ve ülke genelinde tüm iş yerlerinin de yarından itibaren kapatılacağını bildirdi. Bu tarih itibariyle Ürdün'de korona virüsü vaka sayısı 69, Türkiye’de ise 359.

Google Haberlere Abone ol

Cevdet Acu*

8 Mart tarihinden itibaren yaklaşık 10 milyon nüfusu olan Ürdün’deyim. Buraya mültecilerin ekonomik entegrasyonu üzerine olan doktora çalışmamın bir parçası olan gerekli görüşmeleri yapmak için gelmiştim. Amacım veri toplamak ve burada kendi çalışmama benzer çalışmalar yürüten akademisyenlerle bir network oluşturmaktı. Burada hayat 14 Mart’a kadar gayet normal bir şekilde ilerliyor, ve herkes hayatın olağan akışıyla yaşamına devam ediyordu. Henüz korona virüsü ile ilgili bir panik hali henüz başlamamıştı. Bunun en temel nedenlerinden bir tanesi bu tarihe kadar ülkede sadece bir tane korona virüsü vakası vardı. Aynı tarihlerde Türkiye’deki vaka sayısı ise sadece altıydı. Aralık 2019’da Çin'in Vuhan kentinde başlayan gözle görülmeyecek derece küçücük bir virüs önce Çin’i akabinde de başta İtalya olmak üzere hemen hemen tüm Avrupa ülkelerini etkileyerek ulus devlet anlayışının ve sınırların anlamsızlığını bize gösterdiğinde, henüz ne Ürdün’de ne de Türkiye’de kayda değer bir vaka sayısı yoktu veya çoğu zaman olduğu gibi bizim hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Ancak 15 Mart tarihinde Ürdün’de bir anda bu sayı 12’ye yükseldiğinde, aniden hayatın rengi değişmeye başladı ve bir dizi sıkı önlemler bu tarihten itibaren alınmaya başladı.

Ürdün’de alınan ilk karar Mart’ın 10’ununda itibaren ülkeye giriş yapan herkesin 14 günlüğüne karantinaya alınmasıydı. Bunun yanında tüm okullar kapatıldı ve eğitimin online şekilde devam edileceği belirtildi. Aynı tarihte 17 Mart’tan itibaren ülkeye giriş-çıkışın yasaklanacağı, bu anlamda tüm hava, kara, ve deniz bağlantılarının kapatılacağı bildirildi. Benim Ürdün’deki gönüllü/zorunlu kalma sürecim bu tarihten itibaren resmi olarak başlamış oldu. Yine aynı tarihte cami ve kiliseler de ibadete kapatıldı. Ürdün’de halkın yaklaşık olarak yüzde 97’si Müslüman, ancak akıl ve sağ duyu baskın gelmiş olacak ki caminin kapatılmasıyla ilgili güçlü bir protesto veya sorun yaşandığına tanık olmadım. Veya en azından korona virüsünün yayılımını engellemek adına camilerin ibadete kapatılması kararına karşı “keşke camide ölsem” gibi açıklamalarla akıl tutulması yaşayan bir gruba henüz rastlamadım.

Üstte sıralanan ve aslında daha detaylı bir şekilde getirilen yasaklar sadece bir günde, 15 Mart 2020 tarihinde, alındı. Bu tarihe kadar herkesin normal bir şekilde hayatına devam ettiği Ürdün’de doğal olarak bir anda bir panik havası oluştu. Örneklemek gerekirse: Bu kararların alındığı gün kaldığım yerin yakınındaki bir markete gittiğimde içerisi ağzına kadar insan doluydu, insanlar oradan oraya koşuşturup markette önüne gelen ürünü alma yarışına girmişti adeta. Haliyle, saatlerce sürecek bir sıra olduğu için direkt içeri girmeden geri dönmüştüm. Ancak daha kötü bir manzarayı fırınların önünde görüyordum, herkes yine bir telaşla bir süreliğine kendini ve ailesini idare edebilecek kadar ekmek almaya çalışıyordu. Hayatımda ilk defa böyle bir manzaraya gözümle şahit olmanın şaşkınlığıyla acaba bu gerçek mi yoksa bir kâbusun içerisinde miyim diye ara ara kendimi yokluyordum. Çünkü bu tarz görüntüleri şimdiye kadar bir tek distopik filmlerde görmüştüm.

Ürdün’de bir anda alınan bu önlemlerde yumuşama beklenirken iki gün sonra (17 Mart 2020) yeni bir karar silsilesi açıklandı. Öncelikle şehirler arası geçişler yasaklandı ve bunun kontrolünü sağlamak için askerler göreve çağrıldı. Yine aynı tarihte Kral Abdullah, ülkenin Başbakanı’na bir mektupla Ulusal Savunma Kanunu uygulaması yönünde tam yetki verdi. Hemen bir satır arasıyla şunu hatırlatmakta fayda var: Anayasal monarşi ile yönetilen Ürdün'de, Kral devletin başı, silahlı kuvvetler başkanı ve anayasanın koruyucusudur. Zaten başbakan da Kral tarafında atanır. Ulusal Savunma Kanunu, halk ve ulusal güvenliği tehdit etme durumunda uygulanan olağanüstü bir düzenleme. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, sivil hukuk rafa kaldırılıp yerine Başbakan’a olağanüstü durumlarda tehlikeyi önlemek adına alabileceği tüm kararları verme yetkisi verildi. Bu yetki doğrultusunda Ürdün'de Hükümet Sözcüsü Amjad Al Adailah, korona virüsünün yayılımının engellenmesi amacıyla 19 Mart tarihinde ülke genelinde sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini ve ülke genelinde tüm iş yerlerinin de yarından itibaren kapatılacağını bildirdi. Bu tarih itibariyle Ürdün'de korona virüsü vaka sayısı 69, Türkiye’de ise 359.

Hükümet 23 Mart itibariyle sokağa çıkma yasağını kısmen gevşetmek zorunda kaldı. Çünkü sokağa çıkma yasağı demek bir anlamda devletin vatandaşlarına siz rahat olun ben sizin tüm temel ihtiyaçlarınızı gidereceğim demektir. Korona virüsü gibi büyük bir felakete hiçbir şekilde hazırlıklı olmayan ve son yıllarda ekonomik krizle boğuşan bir ülke için çok iddialı bir karardı. Açıkçası bugün dünyanın farklı kıtalarında yer alan zengin ve yüksek teknolojiye sahip olan ülkelerin bile bu sürece ne kadar hazırlıksız oldukları apaçık bir şekilde ortaya çıktı, bu bağlamda Ürdün’den bir sürpriz beklemek hayal olurdu. Bu yüzden Ürdün’de uygulama kısmen yumuşatıldı ve hükümet yeni bir açıklama yaparak sabah 10’dan akşam 6’ya kadar sokağa çıkma yasağını kaldırdı, ancak sadece yaşadığın bölgenin etrafında yürüyüş yapmana izin var. Şehirler arası yolculuk ve araç kullanmak hâlâ yasak, ancak hükümetten alınacak bir izinle araç kullanmak mümkün. Bu anlamda yol kontrolünü asker ve polis birlikte yapıyor. Kaldığım şehrin (Amman -ülkenin başkenti) birçok noktasında asker ve polis sürekli devriye halinde bu yüzden. Sokağa çıkma süreci hafifletildi ancak hâlâ hemen hemen her şey kapalı, sadece küçük marketler ve eczaneler açık. Bu da sadece insanların gündelik hayattaki temel besin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için.

Yine ayni tarihlerde Türkiye’de de “bazı önlemler” alınmaya başlanmış, ancak Ürdün’deki uygulamalara benzer bir politika uygulamak yerine daha esnek bir süreç izlenmiştir. 7 Nisan 2020 tarihi itibariyle, Ürdün’deki vaka sayısı 358 ve koronavirüsünden hayatını kaybedenlerin sayısı ise sadece 6; Türkiye’de ise 38 bin 226 vaka ve 812 kişi de hayatını kaybetti. İnsanlara sadece “evde kal” ve ellerinizi sabunla en az yirmi saniye yıkayın demekle korona virüsünün yayılımını engellemek çok mümkün olmasa gerek. Evde kalmak herkes için bir tercih değildir, sadece gündelik olarak yaptığı bir işle geçimini sağlayan milyonlarca insanın varlığından önce haberdar olmak ve gerekli önlemleri ona göre uygulamak gerekir.

Kaynakça:

Jordan confirms first case of coronavirus - state media (2020, 2 Mart)

2020 coronavirus pandemic in Turkey (2020, 7 Nisan)

2020 coronavirus pandemic in Jordan (2020, 7 Nisan)

Şanlıurfa’da bir grup Diyanet’in namaz kararına karşı çıktı: Camiye gideceğiz (2020, 17 Mart)

Jordan King Declares State of Emergency over Coronavirus as Egypt Reports 2 Deaths (2020, 17 Mart)

Round-the-clock curfew in Jordan to battle coronavirus outbreak (2020, 21 Mart)

Jordan eases lockdown after total curfew leads to chaos (2020, 26 Mart)

*Doktora öğrencisi, Exeter Üniversitesi Ekonomi bölümü