Sosyal bilimcilerin ve gerontologların problemi: Metodoloji

Sosyal bilimciler gerçekliği, metodologlar sosyal bilimcileri gözlemler. Birincisi bir şey yapar, diğeri onun ne yaptığına ve nasıl yaptığına bakar. Sosyal bilimci metotçudur. Metodolog metotçunun metotlarını inceler. Bilim kuramına uygun olup olmadığını denetler.

Google Haberlere Abone ol

İsmail Tufan*

Gerontolojiden yaşlanma ve yaşlılıkla ilgili sorulara çözüm ve politikaya yaşlanan toplumla ilgili ödevlerini yerine getirmede yardımcı olması beklenmektedir. Ama gerontologlarımız bu beklentiye cevap verebilecek durumda mıdır? Bu soru bizi başka bir soruya yönlendirmektedir: Gerontologlar nasıl çalışır? Aslında bunu 'sosyal bilimciler nasıl çalışır', şeklinde genişletmek gerekir. Çünkü gerontoloji öncelikle sosyal bilimsel çalışmaların gerçekleştirildiği bir alandır.

Bu sorunun cevabını metodoloji veya bilim kuramı vermektedir. Gerontologlar arasında çok sık kullanılan metodoloji kavramının genellikle metot kavramıyla karıştırıldığına hiç de ender şahit olmadığımı özellikle vurgulamak isterim. Metodoloji veya bilim kuramı (ikisi birbiriyle denk kavramlardır) ne yapar? Metodolojinin amacı nedir?

Bunun şu örnekle açıklayabiliriz: Sosyal bilimciler gerçekliği, metodologlar sosyal bilimcileri gözlemler. Birincisi bir şey yapar, diğeri onun ne yaptığına ve nasıl yaptığına bakar. Sosyal bilimci metotçudur. Metodolog metotçunun metotlarını inceler. Bilim kuramına uygun olup olmadığını denetler. Bunun için özel bir denetleyici kurum olmadığından sosyal bilimci, bunun sağladığı rahatlıkla hareket etmektedir. Sosyal bilimcinin ne yaptığını bilmeyen okuyucudan metotoloğun bilgisine sahip olmasını bekleyemeyiz.

Sosyal bilimciyi denetleyen kurum yoktur, ama onun nasıl denetlenebileceğini belirten bilim vardır: Metodoloji. Genellikle sosyal bilimcilerin mesleki eğitimlerinden dolayı, metodoloji üzerine bilgileri yoktur. Ayrıca metodoloji ile ilgilenmek isteyen sosyal bilimcilerin önüne de çeşitli engeller çıkar.

*Metodoloji üzerine literatürün çoğu doğa bilimlerinin problemlerine odaklanmıştır. Bu yüzden bu literatürü okuyan bir sosyal bilimcinin, belirtilen konuları kendi alanına transforme etmesi gerekir. Sosyal bilimci için bu transformasyon genellikle büyük zorluklarla bağlantılıdır.

*Sosyal bilimcilerin çalışmalarıyla doğrudan bağlantılı metodolojik çalışmaları anlamak için mantık ve matematik üzerine temel bilgilere ihtiyaç vardır. Fakat sosyal bilimcilerin çoğunda bu bilgiler mevcut değildir.

*Metodoloji üzerine kaleme alınmış sosyal bilimsel çalışmalar o kadar üstünkörü yazılmıştır ki, bunlardan hareket ederek, sosyal bilimcilerin çözmek istedikleri problemler açısından metodolojinin anlamı genellikle karanlıkta kalmaktadır.

*Ayrıca sosyal bilimcilerin sorularıyla ilgili metodolojik analizlerde de büyük eksiklik vardır.

Bu problemler bir araya gelince– ki bir araya gelirler – metodoloji ile ilgilenmenin önemli olduğunu düşünen sosyal bilimcilerin eli kolu bağlanmaktadır. Sonuçta ortaya çıkan çalışmalar sosyal bilimciler açısından kendilerine yöneltilen sıkıntı verici sorularla bağlantılıdır. Neden bunu böyle yaptın, sorusuna genellikle tatmin eden cevap verememelerinin nedeni, metodoloji hakkında bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Gerontoloji dikkate alındığında sorun daha vahim boyutlara erişmektedir. Çünkü gerontoloji öğretiminde de mantık ve matematik üzerine temel bilgiler verilmemektedir. Sadece istatistik dersleri ile yetinilmektedir. Öğrenciler, istatistiği öğrense de – ki genellikle öğrenemiyorlar – istatistiğin temeli olan matematik hakkında bilgi eksikliğinden dolayı, neyi neden yaptığını bilememektedir. Bu ayrıca gerontologlarımızın çoğu için de geçerlidir. Belirtilen sebeplerden dolayı gerontoloji eğitiminin yeniden yapılandırılmasında fayda vardır. Çünkü ne yaptığını bilmeyen gerontologlarla yaşlanan insanın ve yaşlanan toplumun geleceğini yapılandırma ve güvence altına alma girişimleri daima eksik ve hatta hatalı olacaktır.

* Prof. Dr., Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Gerontoloji Bölümü