Kimse dur demese

Ama şiddete maruz kalsam ve bu esnada birileri bunu görüp kayıtsız kalsa, her şeyden önce benliğim, maruz kaldığım şiddete ek olarak bir de bu sessizlik ve umursanmazlık karşısında yara alır. Hem zaten dayanışma, insanın insana vereceği en kıymetli şeylerin başında olduğundan dur denmesi önemlidir.

Google Haberlere Abone ol

Özlem Durmaz

Olaylar göründüğü kadar, söylenenler duyulduğu kadar değildir gerçekten. Anın andan ibaret olduğunu sanmak ise çoğunlukla büyük bir yanılgıdan ibaret.

Yakın zaman önce bir kadın sevgilisinin fiziksel şiddetine maruz kaldığı sırada (olayın oluş şeklini bütünlüklü olarak elbette bizler bilemeyiz ama, iyi kötü benzer olayların kafamızda oluşturduğu bir meydana geliş sırasından hareketle olayı tahmin etmemiz mümkün), başka bir gencin şiddete dur demesi ile başlayan olaylar silsilesinde kadının sevgilisi olan erkek hayatını kaybetti. Ardından kadın açıklama yaptı: "Olay günü alkollüydü. Evde kavga ettik. Evden çıkıp parka gittim. ‘Aramızdaki sorunu konuşup, halledelim’ dedim, yanıma geldi. Bağrışmaya başladık, kameriyeyi yumrukluyordu. O sıra yanımıza ismini sonradan öğrendiğim Kadir (Şeker) geldi. Muhtemelen bizim kavga ettiğimizi düşündü." Bunları söylerken arada sürekli partnerini ne kadar sevdiğine dair izahlara yer veriyor. Doğrudur sevmiştir, kadınları en çok sevdikleri öldürmüyor mu zaten? İfadesine Kadir Şeker'i kötüleyen yorumlarla da devam ediyor. Ama Kadir'in aslında kendisinin şiddete uğradığı düşüncesiyle müdahale ettiği gerçeğini teslim etmekten de geri duramıyor.

Kadına yönelmiş bir şiddet vakasında, şiddete maruz kalan kadının bu ifadeleri kullanması, elbette bir kadın olarak beni derinden yaralıyor. Fakat dediğim gibi deneyim andan ibaret değil. O kadının bu söylemleri, sonuçları bakımından beni yaralıyor olabilir, üstelik söylenenleri ve söyleniş biçimini temelinde haksız da bulabilirim. Ama sebepleri bakımından neyin nasıl olduğunu bilmezken, şu anda pek çok insanın yaptığı gibi öfkemi erkekten döndürüp o kadına yöneltmeyi de çok sorunlu buluyorum. Tutuklamaya karşı çıkanların kimi söylemlerini sorunlu bulduğum gibi.

Evet, Kadir Şeker'in tahliye edilmesini isteyenlerdenim. Her şeyden önce bir hukukçu olarak tutuklamaya karşıyım. Zira tutuklama bir emniyet tedbiri ve bir tedbir, kişinin özgürlüğünden mahrum olmasına sebep olacak kadar ağır bir kişilik hakkı ihlali olmamalı. Üstelik bu tip kamuya mal olmuş ve toplumsal duyarlılıklar üzerinden pek çok tartışmaya sebep olacak bir vakada tutuklama, emniyet tedbirinin uygulanmasının öngörülemeyen sakıncalara sebep olması da mümkün.

Gelelim Kadir Şeker'in kahraman olup olmadığına. Kendi adıma söylemek gerekirse, bu gibi durumlarda kahramanlık öyküleri yazmayı her zaman sorunlu buluyorum. Şahit olunan şiddete 'dur' demek için kahraman olmaya gerek yok, doğru ve insani bir davranış için yapanın kahraman olmasını öngörmek ya da yapanı kahraman ilan etmek bence sorunlu. Şahit olduğumuz bir şiddet varsa zaten hepimizin sıradanlıkla buna müdahale etmesi gerekiyor, dur demek için kahraman olmaya gerek yok, kimse dur dediği için kahraman da değil bence.

Doğrudur, böylesine olması gerekeni ve sıradanı eylemek, sonuçları bakımından bir takım kahramanlık erdemleri gerektiriyor. Ama müdahale etme edimi sıradışı olduğu için değil, üzerinde yaşanan coğrafya bu konuda sıkıntılı ve dahil olunan toplum bu konuda çok eksikli olduğu için.

Diğer sorun gördüğüm söylemlere gelince... Kadir, tıp fakültesine hazırlanan, hiç sabıka kaydı olmayan bir genç. Doğrudur, yolunun açık olmasını, böyle devam edebilmesini dilerim. Ama böyle olduğu için değil, şiddete sessiz kalamayan bir yüreğe sahip olduğu için kıymetli olmalı bence Kadir. Yani mesela geçmişte suça sürüklenmiş birisi olsaydı ya da o anda akademik karşılığı olmayan herhangi bir işte, mesela tezgahtar ya da tamirci çırağı olarak çalışan bir genç olsaydı özgürlüğü bu kadar hak etmeyecek miydi?

Olayın diğer tarafından baktığımda gene sorun görüyorum. Şiddet uygulayan kişi, geçmişte başkaca ve çok fazla suça karışmış birisi değil de sadece kadına şiddet uygulayan bir erkek olsaydı daha mı az hak edecekti kendisine müdahaleyi? Mesela dünya kendi etrafında tam bir dönüşünü tamamlamadı daha, bir doktor, avukat karısını yol ortasında katlettiğinden beri. Ama adliyede ifadesine başlaması söylenirken "doktor bey" diye hitap edildi kendisine.

Televizyonda bir kamu spotu gördüm geçende. Evlerinde otururken komşu dairelerden birisinden bariz bir şekilde kadına yönelik şiddet patırtısı ve bağırışları duyuyor bir aile. Herkeste bir telaş, birisi telefona sarılıp 183 sosyal destek hattını arıyor -akut bir şiddet vakasında polis imdat değil de neden o arandı bilemedim, nihayetinde işlenmekte olan bir suç var ortada- ailenin başka bir ferdi koşarak apartman girişine gidiyor, 'ne oluyor' diyorum ben tabi, anlamıyorum haliyle, aşağı inen kişi apartmanın ana şalterlerini indiriyor, apartmandaki elektrik kesiliyor. Sonra gidip kadını döven adamın yaşadığı dairenin kapısı çalınıyor ve "Komşu komşu elektrikler kesildi" falan diyorlar. "Aaaaa bak kuş" diyerek dikkatini başka yere mi çekmek gerekiyor yani bir erkek bir kadına şiddet uygularken? "Karını dövmek suçtur ve yapamazsın" demek yerine bu kamu spotundaki gibi bir yaklaşım mı tavsiye edilen toplumsal "duyarlılık".

Bir kadın olarak korunmaya muhtaç olduğumuz için değil, bizi korumanın tek yolu bir erkeğin müdahalesi olduğu için değil. Ama şiddete maruz kalsam ve bu esnada birileri bunu görüp kayıtsız kalsa, her şeyden önce benliğim, maruz kaldığım şiddete ek olarak bir de bu sessizlik ve umursanmazlık karşısında yara alır. Hem zaten dayanışma, insanın insana vereceği en kıymetli şeylerin başında olduğundan dur denmesi önemlidir.

Ayrıca her şeyi geçtim, o şiddetin sonucu sadece duygusal ve psikolojik değil fiziksel olarak da çok büyük zarar görme riskine maruz kalabilirim. Düşünsenize, ölebilirim. Birileri engel olmazsa, kimse dur demezse, ölebilirim. Her gün haberlerde okunan haberlerden birisi olabilirim.

İşte bu yüzden, benim için bu mesele son derece basit. Olabildiğince düz görüyorum ben olayları. Ve diyorum ki; Ben şiddete maruz kalsam mesela ve birileri bunu görse, ama sessiz kalsalar, dur demese buna kimse... Yanıtlar bir anda parlıyor gözümün önünde.