Kılıçdaroğlu 'siyasetin finansmanı' demişken…

Siyasetin finansmanına ilişkin en sorunlu ve üzerinde en çok konuşulması gereken alan ise paranın siyasetle illegal ilişkisidir. Kılıçdaroğlu siyaseti kim finanse ediyor diye sorarken aslında bu alana yani paranın siyasetle ilişkisine işaret ediyordu.

Google Haberlere Abone ol

Ali Necati Koçak* - [email protected]

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’daki Maltepe Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmasında “siyasetin finansmanı” konusundaki vurgusu çok kritikti. AKP’nin 17 yıllık iktidarına eleştiri getirirken sorduğu “siyaseti kim finanse ediyor” sorusu aslında iktidarın kendisinden bile daha önemli bir noktadır.

Siyasetin finansmanı başta olmak üzere mali konular bizde siyasetin yumuşak karnıdır. Bunu konuşmaya başladığımızda konuyu kabaca üçe başlıkta ele alabiliriz. Birincisi siyasi partilerin finansmanı, ikincisi seçimlerin finansmanı ve kampanyalar, üçüncüsü ise “paranın gücü, gücün siyaseti” dediğimiz paranın siyasetle illegal ilişkisidir.

Siyasi partilerin finansmanı konusu görece diğerlerinden daha az sorunlu çünkü belli düzeyde denetlenebiliyor. Siyasi partilerin gelirleri başlıklar halinde; hazine yardımı, üye aidatları, seçim dönemlerinde adaylardan alınan başvuru ödentileri ve varsa partinin mal varlığından oluşan gelirler olarak özetlenebilir. Buradaki tartışmalı bölüm hazine yardımı bölümü çünkü hazine yardımı siyasi partilere genel seçimlerde aldıkları oy oranı üzerinden veriliyor ve bunun önünde yüzde 7’lik bir baraj söz konusu. Bu baraj bizde dünyadaki pek çok ülkeden yüksek bir oranda. Böyle olunca siyasi partilerin seçimlerde harcayacakları paralar büyük sorun haline geliyor. Özellikle meclisteki küçük partilerle meclise giremeyen diğer partiler televizyonlara çıkmak, alanlarda görünür olmak, sosyal medya harcamalarını karşılamak gibi sayısız harcama kalemini finanse etmek için para bulmaya girişiyorlar.

PARANIN SİYASETLE İLLEGAL İLİŞKİSİ

Siyasetin finansmanına ilişkin en sorunlu ve üzerinde en çok konuşulması gereken alan ise paranın siyasetle illegal ilişkisidir. Kılıçdaroğlu siyaseti kim finanse ediyor diye sorarken aslında bu alana yani paranın siyasetle ilişkisine işaret ediyordu.

Bu durumda sadece seçim kampanyalarında değil, seçimlerin arasında da paranın siyasete etkisi sürmekte ve paraya olan ihtiyaç kendini göstermektedir. Parasal kaynak, seçimlerde ekonomik gücü siyasal güce dönüştürdüğü gibi bu kaynağı elinde bulunduran kişi ya da grupların siyasette etkisini artırmakta ve güç oluşturma çabalarının da önünü açmaktadır.

Hükümetler, belediyeler gibi karar alma ve uygulama yetkisine sahip olan iktidarlar, işe adam alma, ihale verme başta olmak üzere ellerindeki kamu gücünü kullanarak aslında parasal olmayan kaynağı “siyasal nitelikte paraya” dönüştürebilmektedir.

SİYASAL NİTELİKTE PARA

Buradaki siyasal nitelikte para tanımı karar alma yetkisinde olan iktidarların aldığı kararlarla “kamu gücünü paraya dönüştürme” etkisini ifade etmektedir.

Siyasi partiler iktidar olmak için yarışırlar. Dolayısıyla iktidar olan her siyasi parti “hükümet olma” yoluyla devleti yönetmeye başlar. Bir taraftan da iktidarlarını sürdürmek üzere bir yapı kurmayı zorunlu gören bu hükümetler, devleti ve belediyeleri rant dağıtan bir mekanizma olarak yapılandırma yoluna gider. Türkiye’deki siyasal sistemin yozlaşmasına da neden olan en önemli faktör devletin rant dağıtan bir mekanizma olarak yapılanmış olmasıdır. Burada kritik nokta yeniden seçilebilmeyi güvence altına alacak kadar kaynak aktarımını sağlayabilmektir.

Bu nedenle siyasi partiler ellerindeki bazı mekanizmaları bu amaçla kullanırlar. Nedir bu mekanizmalar?

En bilineni kamu bankaları yoluyla kredi sağlanması ve çoğunlukla geri tahsil edilemeyen bu kredilerin birkaç cümlelik af kanunlarıyla üstlerinin kapatılmasıdır.

Diğeri, her dönemin siyasi ruhuna uygun olarak devlet kurumları ve devlet bankaları eliyle bolca teşvik dağıtılmasıdır.

Harcamaları parlamento denetiminin dışına çıkarmak ve keyfi harcama yapmanın en önemli yolu olan bütçe dışı fonlar, bu özelliği nedeniyle hükümetler tarafından sıkça kullanılan başka bir yöntemdir.

Harcama alanları yasa gereği gizli tutulan ve hesabı verilmeyen örtülü ödenek, bütçede “gizli hizmet gideri” olarak geçmektedir ve giderek büyüyen devasa bir meblağa ulaşmıştır. Cumhurbaşkanı’nın örtülü ödenekten yaptığı harcamalar, 2019 Nisan ayında 403 milyon TL ile tüm zamanların rekorunu kırmıştır.

Son yıllarda hızla gelişen medya seçim zamanlarında olduğu kadar normal zamanda da siyasi partileri desteklemek suretiyle siyasi iktidar ve bürokrasi üzerinde etkili olmaya çalışmakta, bu yolla sağladığı kayırmacılık ve rantlarla siyasi yozlaşmanın en önemli kanallarından biri olmaktadır.

SEKTÖR DESTEKLERİNE KILIF

Yeniden seçilebilmeyi güvence altına almak üzere ilk başvurulan yöntem mevcut transfer ödemelerini arttırmak ve yeni transfer ödemeleri icat etmektir. Transfer ödemeleri niteliği itibariyle karşılıksız harcamalardır. Bu yaşlılara ya da emeklilere yapılan ödemeler olabilir veya Kılıçdaroğlu’nun işaret etmeye çalıştığı gibi piyasadaki bir sektöre indirimler ya da teşvikler yapmak olabilir. Eskiden ihracat sektörüne sıkça yapılan teşvikler bilinirdi şimdi buna inşaat veya otomotiv gibi sektörlere yönelik büyük destekler eklendi.

İmar planı değişiklikleri siyasetin finansmanı konusunda en çok başvurulan ve belediye başkanlarının öncelikli hedeflerinden birisidir. Şehirlerin doğal gelişimi, ihtiyaçlar ve uzun vadeli planlamalar yok sayılarak her iktidar döneminde sil baştan yenilenen uygulamalardır. En basit tarifi ile; tarla vasıflı ucuz araziler yandaşlar tarafından satın aldırılır, buralardan yollar geçirilerek, altyapı planlamaları yapılarak, kat sayısı onlarca kat artırılarak imar planları yapılır. Yandaşların 1’e aldıkları tarlalar birkaç yıl içinde yüze, bine satılır hale getirilir. Bu konuda söylenecek daha çok şey var, bu artık diğer yazının konusu olsun.

Sonuç olarak, siyasal mücadelenin giderek daha pahalı hale geldiği günümüzde artık bütün unsurların anayasal bir düzenlemeyi şart koştuğu ortadadır. TBMM'nin uzun zaman gündeminde kalan ve partilerin üzerinde belli bir uzlaşmayı sağladıkları konu Ahmet Davutoğlu döneminde gündemden son anda çekilmişti. Meclisin bu konuyu ivedilikle düzenlenmesi şarttır. Paranın siyasetle illegal ilişkisinin önüne geçmek ve siyaseti şeffaflaştırmak, hem siyasetin hem anayasanın ruhunu belirleyeceği gibi Türkiye’nin geleceği için önemli bir göstergedir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasetin finansmanı konusundaki vurgusu pek çok açıdan çok değerli. Bunları yukarıda sıralamaya çalıştım. Fakat asıl yerel yönetim seçimlerindeki çıkışını sürdürebilmek ve genel seçim başarısıyla taçlandırabilmek için çok önemli. Önümüzde önemli bir CHP kurultayı var. Kurultaya giderken partinin programında ve tüzüğünde de önemli değişiklikler yapmak için genel merkez düzeyinde sıkı bir çalışma var.

Bu nedenle tartışmanın parti programına yansıyacak düzeyde ve hak ettiği derinlikte sürdürülmesini, bu konuda denge ve denetlemenin unsurlarını öne çıkaran çözümlerle parti tabanına anlatılmasını umuyoruz.

*POLAR / Politik Araştırmalar Merkezi Direktörü