Lâl olma hali ve Kürtler

Lâl olma hali sadece dil söz konusu olduğunda kendini göstermiyor. Zulmün ve ölümün şekli ve rengi bazen (aslında sık sık) öyle bir hal alıyor ki bunu yaşayan birisi buna bir ad, bir isim, bir anlam veremediğinden, yani bütün anlam katmanlarının dışına çıkıldığından, hayat izleği olan lâl haline bürünüyor ancak.

Google Haberlere Abone ol

Abdullah İncekan*

Bir asırdan beri Skyes-Picot zalimlerinin elleriyle varlıkları paramparça olmuş Kürtlerin sanırım en çok yaşadıkları duygu, lâl olma halidir. Coğrafyalarının değişik kısımlarında sürekli olarak tekrar edegelen zalimliklerden dolayı bu lâl olma hali varlıklarının bir izleğini oluşturuyor. Kendisi olamadığı için varlığını sürekli olarak başka bir şeyde arayan bu halk böylece kendisini hiçbir şekilde ifade edemeyen bir varlık haline bürünüyor. Adeta var olma halinden feragat ediyor. Allah’ın insana bahşettiği ‘isimlendirmeyi’ (Bakara 31) unuttuğundan/unutturulduğundan kendi ile eşya arasındaki ilişkiyi betimlemez hale geliyor sürekli olarak. Adeta varlığından vazgeçerek varolabilmeye çalışıyor.

Bu ruh halinin cisimlenmiş şeklini yaşlılığında kendisine kavuştuğum Lütfiye hala can yakıcı bir şekilde gösteriyordu. Konuştuğu tek dil olan anadili sistematik bir şekilde kriminalize edildiğinden o da şehre torunlarının yanına indiğinde lâl olma haline bürünüyordu. Tanrının kendisine bahşettiği nesneleri adlandırma ve anlamlandırmadan vazgeçer, günlerce bu halet-î ruhiye içinde –buna yaşamak denirse artık- yaşardı.

Allah’ın insana bahşettiği ve İslami teolojiye göre ancak onunla insan mertebesine çıkılan dil denen bu aygıtın adı Kürtçe olunca Allah’a inandıklarını söyleyen birileri adeta O’na muhaliflik edercesine bu kevni ayeti ortadan kaldırmak istediklerinde de lâl olma halini reddedenler dayak ve ölümle yüz yüze kalıyorlar. İkilem çok açık: Ya varlığından ya da var oluşundan vazgeçeceksin.

Doğrusu lâl olma hali sadece dil söz konusu olduğunda kendini göstermiyor. Zulmün ve ölümün şekli ve rengi bazen (aslında sık sık) öyle bir hal alıyor ki bunu yaşayan birisi buna bir ad, bir isim, bir anlam veremediğinden, yani bütün anlam katmanlarının dışına çıkıldığından, hayat izleği olan lâl haline bürünüyor ancak.

Bu durum kendisini o kadar sık tekrar ettiriyor ki bir kısım Kürdün dünya ile olan bağlantısı gerçeklikten kopuyor. Ondan dolayı da varlığını veya var oluşunu ortak vatanda, demokrasi havariliğinde ya da kendi tecavüzcüsünün mücahitliğinde görüyor.

Dr.

Etiketler Kürtçe dil Bakara