Kaz Dağları: Kârı şirketlere zararı halka

Bizler çok iyi biliyoruz ki, altın madenciliğinde hiçbir kamu yararı yoktur. Kârı, çoğu çok uluslu şirketlere, riski ve zararı da halkadır. Altın madeni çıkartılan hiçbir ülke zenginleşmemektedir. Yoksul ülkelerin yeraltı kaynakları egemen sınıflar ve işbirlikçisi şirketler tarafından sömürülmekte ve yerel halka da bozulmuş, mahvolmuş bir doğa ve tarım alanları bırakılmaktadır.

Google Haberlere Abone ol

Süheyla Doğan*

Önce güzel bir haberi paylaşalım: Havran-Büyükşapçı'daki Demirtepe Altın Madeni projesi tepkilerimiz sonucunda daha ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) süreci tamamlanmadan, Ankara’daki İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı öncesi durduruldu ve toplantı iptal edildi. Verdiğimiz mücadele sonuç verdi. Darısı diğer altın madeni projelerinin başına diyoruz.

Sıra şimdi Kirazlı’da. Çanakkale halkı, Kirazlı-Balaban’da yaşamını savunmak için nöbet tutuyor! Türkiye’nin her yanından destek yağıyor. Komitenin, 5 Ağustos’da "büyük buluşma" çağrısı vardı. Bizler de büyük buluşmaya katıldık. Körfezden geniş bir katılımı örgütleyerek, Türkiye'nin dört bir yanından doğaseverlerle birlikte alana gittik. Nöbet alanında yapılan basın açıklamasından sonra on binlerle birlikte akın akın maden alanına yürüdük ve maden alanına girdik. Maden alanında gördüğümüz manzara içler acısı, yürek burkucu idi. 200 bin ağaç kesilmiş, her taraf dümdüz edilmişti. Tüm doğaseverler maden alanının her yanına dağıldı! Görülen manzara akıllardan silinmeyecek boyuttaydı. Alanda yaşam kalmamıştı. Milletvekillerinin de yoğun katılımı ile maden alanında basın açıklaması yapıldı ve Kirazlı Altın Madeni'nin acilen durdurulması ve Kanadalı firmanın alanı terk etmesi istendi.

“Su ve Vicdan” Nöbeti, Kanadalı Alamos Gold firması Kirazlı’yı terk edene kadar sürecek!

Kaz Dağları ve çevresinde ikisi işletmede olmak üzere farklı uygulama süreçlerinde 40’dan fazla başta altın ve gümüş olmak üzere metalik maden projesi bulunuyor. Bu projeler kadar en az yüzden fazla arama ruhsatının olduğunu biliyoruz. Tüm projeler hayata geçtiğinde Kaz Dağları'nın varlığından söz etmek mümkün olmayacaktır. Daha arama aşamasında doğaya ciddi zarar veren projelerin, ne yazık ki, işletme aşamasına geçtiğinde vahim bir şekilde, tam bir doğa yıkımı ve talanına dönüştüğünü Kirazlı'da gördük.

Alamos Gold’un sahibi olduğu Kirazlı Altın Madeni Projesi de bu projelerden biridir ve entegre projeler silsilesinin bir parçasıdır. Kirazlı ile birlikte 25 km’lik bir havzada iki projesi daha var. Projenin daha ilk adımını oluşturan doğal örtünün yok edilmesi aşamasında ÇED raporuna aykırı bir şekilde, uydu görüntüleri üzerinden yapılan incelemeler ile 195 bin ağacın kesildiğine tanık olduk. Oysa ÇED raporunda 45 bin ağacın kesileceği öngörülmüştü. Hukuki süreç tamamlanmadan gayri sıhhi müessese izni ve işletme izni alan, ÇED raporunun güvenilirliliğini ve geçerliliğini yitirdiği, Çanakkale’nin tek su kaynağını, verimli tarım ovalarını ve Kaz Dağları doğasını yok edecek proje için Çevre ve Şehircilik Bakanı'nı acilen göreve çağırıyoruz.

Kirazlı Altın Projesi daha fazla doğa yıkımına yol açmadan acilen durdurulmalı ve bu projeden vazgeçilmelidir. Usulsüz ve hukuka aykırı bir şekilde bu belgeleri imzalayanlar hakkında işlem yapılmalıdır. Çanakkale halkı ve Türkiye’nin değişik bölgelerinden avukatlar görevini ihmal eden kamu yetkilileri için cuma günü suç duyurusunda bulundu.

Ayrıca, tüm dünyada "New Monster - Yeni Canavar" olarak tanınan Newmont da Teck Cominco ile birlikte arama faaliyetlerini tamamlamış ve bölgeye yerleşmek için Atikhisar Barajı'na yakın Terziler Köyü’nde iki adet ve Yeniköy’de bir adet proje başvurusu yapmıştır. Orta Truva adıyla ortaya çıkan işbirliği, üstelik gerçekte altın madeni olan projeyi “kuvars” diye yutturmaya ve kamuoyunu yanıltmaya ve büyük ruhsat alanlarına rağmen 25 hektarın altında alanlar için “ÇED gerekli değildir” kararı almaya çalışarak bölgeye bir an önce yerleşme derdindedir. Yeni canavar Newmont ve ortaklarının da Kaz Dağları’na girememesi için tüm kurumların ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte mücadele etmesi gereklidir.

Kaz Dağları'nda bir buçuk yıldır faaliyete başlamış olan TÜMAD’ın Lapseki Altın Madeni Projesi’nin de yarattığı tahribat dikkatle izlenmelidir. Bu firmalar dışında, Kaz Dağları’nın kuzey ve güneyinde, Yenice’de, Havran’da, Kalkım’da, İvrindi’de, Bahar Madencilik, Eczacıbaşı, Koza, Chesser, 3S , Cengiz Holding gibi firmaların işletmeye başlamak istediği altın madenciliği projeleri de dikkatle izlenmeli ve engellenmelidir.

Sayısı 10’un üstündeki termik santral projesinin yanında Kaz Dağları'na bu projeleri yapılmasına fırsat verenlerin hiç mi insan, ülke, doğa sevgisi yoktur?

Bizler çok iyi biliyoruz ki, altın madenciliğinde hiçbir kamu yararı yoktur. Kârı, çoğu çok uluslu şirketlere, riski ve zararı da halkadır. Altın madeni çıkartılan hiçbir ülke zenginleşmemektedir. Yoksul ülkelerin yeraltı kaynakları egemen sınıflar ve işbirlikçisi şirketler tarafından sömürülmekte ve yerel halka da bozulmuş, mahvolmuş bir doğa ve tarım alanları bırakılmaktadır.

Türkiye’nin diğer bölgelerinde, Bergama’da, Uşak-Eşme’de, Erzincan’da, Fatsa’da, Artvin’de, Gümüşhane’de, Erzincan’da, Eskişehir’de altın madenciliğinin yarattığı yıkımları hep birlikte yaşayıp gördük.

Artık yeter! Kirazlı Altın Madeni Projesi, Demirtepe gibi acilen durdurulsun. Kaz Dağları, Şapdağı, Madra Dağı ve diğer bölgeler için verilen tüm altın madeni ruhsatları iptal edilsin!

Demirtepe Altın Madeni Projesi ile ilgili bakanlıktan yazılı bir açıklama talep edeceğiz. Türkiye’nin her yanından doğaseverleri Kirazlı’da devam eden “Su ve Vicdan” Nöbeti'ne destek olmaya çağırıyoruz.

Kaz Dağı’nın üstü altından değerlidir!

*Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı