ODTÜ’de bir güzel direniş: Kavaklık

'Bugüne kadar toplumda endüstriyel ağaç olarak görülen ve katli vacip olan kavak ağacının onurunu, ODTÜ’nün onurunu koruyanlara bir kez daha yürekten teşekkürler.'

Google Haberlere Abone ol

Tezcan Karakuş Candan *

Ankara’da hepimizin onur kaynağı, ülkenin gurur kaynağı ODTÜ’de emekle, sevgiyle ve kararlıkla bir mücadele büyütülüyor. 2018 yılında Kredi Yurtlar Kurumu’nun ODTÜ’nün kendi habitatını kurmuş, son kavaklık alanında KYK yurdu yapılması için Rektör Verşan Kök’ün ODTÜ arazisini 49 yıllığına KYK’ya vermesiyle başlayan mücadele kavaklığa sığmaz hale geliyor.

Şimdi diyeceksiniz ki ne var bunda, “devlet” öğrencilere yurt yapıyor. Öncelikle karşımızda Cumhuriyet rejimi ile hesaplaşan ve onun tüm değerlerini yok etmek isteyen, herkesi ayrıştıran, sevgiyi değil öfkeyi, adaleti değil hukuksuzluğu, liyakatı değil biatı önceleyen bir parti devleti yapılanması var. Özgürlükleri askıya alan, herkese parmak sallayan, devletin bugüne kadar biriktirdiği tüm sistematiği alt üst ederek devletin ana strüktürünü yok eden bir zorba sistem var. FETÖ yurtlarının yerine devşirilmeye çalışılan bir başka yurt modeliyle ortaya çıkan bu aşırı yurtlaşma yaklaşımının ideolojik bir arka planı var, yani bizim bildiğimiz masumane bir barınma sorununa çözüm değil. Bunu daha iyi anlamak için KYK yurtları web sayfasına bakmak yeterli olacak.

“KYK Yurtları Osmanlıca Yarışıyor, İslam Tarihi Sohbetleri, Asırlardır Sönemeyen Kandiller, İslam Tarihi Sohbetleri, Benim Tarihim Mukaddes Emanetler, Kültürden İrfana, Yerli Zihin Milli Sanayi, Mesnevi Okumaları, Türk ve İslam Bilginleri …vb.” KYK yurtlarında geleceğimiz olan gençlere reva görülen bunlar ve dahası…

Öte yandan ODTÜ bugüne kadar ihtiyacı olan yurt inşaatlarını mezunlarının desteğiyle gerçekleştirdi, özenle projeler yaptı ve yer seçimini de doğaya zarar vermeyecek alanlarda seçti ve yurdun yönetimi de ODTÜ tarafından işletildi. Kredi Yurtlar Kurumu’na 49 yıllığına verilen ODTÜ arazisi içerisinde yapılan KYK yurdunun yönetimi ise ODTÜ’de olmayacak. “Sadece ODTÜ’lü öğrenciler kalacak, boş yer olsa da öğrenci alınmayacak denilse” de, yaşanmışlıkla sabittir ki bu protokollerin hiçbir geçerliliği yok. ODTÜ’de Hasan Tan dönemini yaşayanlar, okuyanlar bilir, ODTÜ’nün ilerici yapısını kırmak isteyen bir anlayışın attığı adımlar ile bugün aynı şekilde KYK yurdunun yapılması adımları bir paralellik taşıyor ve biz geleceğimiz olan çocuklarımızın ve gençlerimizin başına geleceğini bilenler olarak, koruyucu sağlık önlemi almaya çalışıyoruz. KYK yurdu ODTÜ’de bir “Truva Atı” olacak bunu herkes biliyor.

Bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirdiğimizde, atılan her adımın, yapılan her yapının ideolojik bir örgütlenmenin aracı olduğu çok açık. Şu gerçek ki öğrencilerin ihtiyacı olan barınma sorununu, iktidarın ideolojik örgütlenmesinin aracı haline getiren bir anlayışın ürünü olarak son yıllarda KYK yurtları yaygınlaştırıldı. Tıpkı insanların masumane konut ihtiyaçlarını istismar eden TOKİ konutları gibi… Kuş uçmaz kervan geçmez, ulaşımları problemli, çevresel yapılaşmalardan yalıtılmış birçok alanda KYK yurtları yapıldı. Son dönemde ise artık 40’ar 40’ar ihale edilen ve aynı zamanda bir rant kapısına dönüşen projelendirme, inşaat ve ihale sistemiyle, KYK’lar öğrenim alanında TOKİ’leşme örneği olarak da karşımızda…

ODTÜ’de KYK yapılması süreçleri de önceleri bu masumane barınma sorunu olarak algılayan teknokratlar ile geçmiş değerlendiricileri, gelecek kurgulayıcıları arasında tartışmalarla başladı. Bu yüzdendir ki ODTÜ Üniversite Yönetim Kurulu’nda bu konu tartışılırken 9 kişilik kurulda bir şerh oyu koyuldu. İşte altın değerindeki bu bir oy ODTÜ’ydü. O bir oy gelenekti, sevgiydi, mücadele azmimizin sebebi iftiharıydı, ODTÜ’nün geleceğiydi…

KYK yurdu yer seçimi yapılırken, en uygun yerin bu kavaklık alan olduğunu belirleyen teknik elemanlar, hocalar bugün çok büyük bir vebal atındadırlar. Sulak alanda kendi habitatını oluşturmuş, binlerce ağaç ve yüzlerce canlı çeşitliliği ile ekolojisini sağlayan bu alanı seçmek buna oy vermek, danışmanlık yapmak, ses çıkartmamak mesafeli durmak, kendi konumunu korumak v.b davranış kalıplarına karşı tarih gerçekleri ve direnenleri yazacak. Yol yakınken dönmek, kavaklığa katılmalarını, kamusal mücadeleyi ve kamu malını korumayı öğrettikleri öğrencilerinin yanlarında olmasını, öğrencilerini ve dahi nefes aldıkları ODTÜ’yü polisin şiddetinden korumalarını, geleceklerine dokunulmamasını istemek bir kez daha sorumluluğumuz. Kavaklık ve direnenlerin gönlü geniştir, kucaklayıcıdır. Hocalarımızın yeri artık yanımızdır.

“ODTÜ savunulmalıdır” grubundan bir mesaj aldık, ODTÜ’nün atanmış rektörü Verşan Kök öğrencilere 4 saat vermiş kavaklığı boşaltın yoksa polis müdahale edecek diye…Mesajı aldık…O saatten sonra ODTÜ’deydik, Mimarlar Odası Ankara Şube yöneticileri, Ankara Tabip Odası yöneticileri, Elektrik Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası ,dernek temsilcileri, milletvekilleri, aileler, hocalar, ODTÜ Mezunlar Derneği, ODTÜ’lüler …. Hepimiz ordaydık .

Geceydi, kavaklık zifiri karanlıktı, ışıklar mumlar yoktu. Kavaklığı çevreleyen yolun etrafındaki aydınlatma direkleri ortalığı bir nebze aydınlatıyordu. Ancak bu karanlığın ortasında, geleceğe ışık olan öğrenciler kavaklık direnişçileri şarkılarıyla türküleriyle dirençleriyle geceleyin bile kavaklıktaki karanlığı yarıp geçiyordu, içimizi aydınlatıyordu. ODTÜ direniyor, Kavaklık direniyor ve ODTÜ’de onca mücadeleye ek olarak yeni bir buluşma, sosyalleşme ve kesintisiz bir şekilde devam edecek bir kavaklık şenliğinin mekânsallığı yeşeriyordu.

Bugüne kadar toplumda endüstriyel ağaç olarak görülen ve katli vacip olan kavak ağacının onurunu, ODTÜ’nün onurunu koruyanlara bir kez daha yürekten teşekkürler.

Yazın sıcağında ODTÜ kavaklık nefesiniz olsun, bir kez geldiğinizde bir daha bırakamayacağınız bu biricik alan öğrencileri ile birlikte, meslek odaları, sürece destek veren milletvekilleri, sanatçılar ve onurlu hocaları ile kendi habitatını korumaya çalışıyor. Kavaklık direnişine destek olmak geleceğe karşı sorumluluğumuzdur. Kavaklıkta 50 günü aşkındır çadır kurarak direnen yaşam savunucusu gençler, Rektör Verşan Kök tarafından, her gece polis saldırısı ile tehdit edilerek, bir psikolojik saldırı süreci ile karşı karşıya bırakılmışlardır. Öğrenciler nöbette… Nerede olursanız olun , mutlaka günlük yaşam gailenizin bir bölümünde ODTÜ kavaklıkta olun. Olun ki Verşan Kök gibi kendi köklerine ihanet edenler bu ülkede bir daha hak etmedikleri yerlerde hak etmedikleri unvanlarla oturamasınlar… 31 Martta ve 23 Haziran’da bunu başardık, istersek yine başarırız. Kavaklık sizi bekliyor.

* Ankara Mimarlar Odası Başkanı