Mültecilik bir tercih değildir

Mülteciler turist değil veya keyfi olarak bir yerleri dolaşmak için yollara düşmemişler. Başka ülkelerin vatandaşlarını rahatsız etmek için o ülkelere gitmemişler ya da gittikleri yerlerde yerleşik insanların ekmeğine mani olmak için değil, zorunlu olarak ve ölümden kaçarak sığınmışlar. Mültecilik onların tercihi değildi!

Google Haberlere Abone ol

Ahmed Jundi*

2011 yılında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği 20 Haziran'ı Dünya Mülteciler Günü ilan etti. Utangaç bir özür diler gibi çeşitli sebeplerden ötürü din, dil, renk ve ırk ayrımından dolayı ülkelerini terk etmek zorunda kalan mülteciler için bugünü ilan etti. BM ve bağlı kuruluşlar bu felaketi ve krizi önleyemedikleri için böyle bir yola başvurmuşlar. Bu kanın dökülmesine insanlar sebep oluyorlar. Farklıklara tahammül edemeyen insanlar bir de elinde gücü bulunca bu korkunç olayların yaşanmasına yol açıyorlar.

Burada belirtmemiz gerek; Mülteciler Yüksek Komiserliği 1951 yılında Milletler Cemiyeti bünyesinde kurulmuştur. 2'nci Dünya Savaşı'ndan itibaren farklı bir boyuta ulaşan bu sorun, bu kurumun oluşmasına yol açmasına rağmen, 2018'in son istatistiklerine göre şimdiye kadar felakete köklü bir çözüm bulunmuş değil. Dünyadaki mültecilerin sayısı 68,5 milyona ulaşmıştır. Yani dünyada her yüz kişiden biri mülteci durumuna düşmüştür. Bu istatistikler gösteriyor ki kriz durmadan büyüyor, biz bu sayıyı dünya haritası üzerine dağıtsak her bir köyden bir kişi mülteci oluyor.

İnsanın insana tahammülsüzlüğü öyle bir dereceye varmış ki yüzümüz belirsiz bir geleceğe dönmüş durumda. Birçok defa düşünüyorum acaba öldüğümüzde bu ayrı-gayrı bitecek mi yoksa bu çatışma halimiz orada da devam mı edecek? Yine de düşündüğümde bu sorunla baş edecek gücümüz, tecrübemiz ve imkanlarımız olacak diye umut ediyorum.

Tekrardan istatistiklere dönersek; 2017 yılında mülteci sayısı 2016 yılına göre yüzde 4.6 yükseldi, bu da korkunç bir sinyal. Eğer böyle devam ederse gelecek zaman diliminde dünyanın altından kalkamayacağı dalgalar gelebilir. Eğer her yıl ortalama yüzde 4.6 olarak büyürse on yıl içinde mülteci sayısı 100 milyona ulaşacak. Bu gidişle başka kara parçalarını hatta uzayda başka dünyaları aramamız gerekecek!

İstatistiklere göre en ilginç olan Suriyeli mültecilerin ulaştığı sayıdır. Son sayılara göre 6 milyon 300 bin kişi bütün dünyaya dağılmış durumda. Yani dünya mültecilerinin yüzde 10’unu oluşturuyorlar. Bunu söylerken Suriye’nin iç göçünü bu sayıdan hariç tutuyoruz, Suriye’de iç göç sayısı 7 milyondan fazla bir sayıya ulaştı. Bu insanların hepsi savaşın getirdiği zorunlu koşullardan dolayı göç etmişler. Bunlar turist değil veya keyfi olarak bir yerleri dolaşmak için yollara düşmemişler. Başka ülkelerin vatandaşlarını rahatsız etmek için o ülkelere gitmemişler ya da gittikleri yerlerde yerleşik insanların ekmeğine mani olmak için değil, zorunlu olarak ve ölümden kaçarak sığınmışlar. Mültecilik onların tercihi değildi! Aksine onlar ülkelerine, topraklarına ve geçmişlerine bir gün döneceklerine çok umutlular.

Son olarak isteğim şudur ki; Bir an önce ülkemize dönelim ve bu dönüş çok yakın olsun!

ÖZLEM

Deniz burada da deniz

Orada da

Ama o denizin balığını

Tutmayı özledim

Buradaki balıklar çok inat ediyor

Gözlerim o gökyüzünü özledi

Keşke olsaydı

Yurtsuzluk tak etti canıma

Mültecilik artık bitirdi beni

*Suriyeli şair