Yargı Reformu Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda açıklanmaz

Savunmaya geniş yetki tanınacakmış. Yaşadıklarımıza bakıyoruz, her soruşturmada gizlilik kararı alınıyor. Bir kısmı medyaya servis edilen dosya, savunmaya yasaklanıyor. Çoğu yargılamada müdafinin sözü kesiliyor.

Google Haberlere Abone ol

Turgut Kazan*

Bu yargı reformu belgesi; sözler demetinden ibarettir. AB'nin beklentileriyle, halkımızın adalet talebini karşılıyormuş izlenimi verebilmek için hazırlanmıştır. Bizim hukuk devleti, demokrasi ve adalet arayışımıza cevap olacak, korkusuz yaşama hakkımızı sağlayacak bir yanı yoktur.

Çünkü, bağımsız/tarafsız ve kaliteli yargı yaratılmadan, demokrasimiz çağdaş demokrasi, hatta seçimlerimiz dürüst seçim olamaz. Ve ifade özgürlüğü kullanılamaz. Görüş açıklayanlar, eleştiri yapanlar, gazeteciler hapsedilir, onlara saldıranlar serbest bırakılır.

Doğru reformun yolu, muhalefetle uzlaşarak, barolar/yargıçlar ve hukuk fakültelerinden oluşturulacak bir kurul eliyle, anayasanın 146'ncı ve 159'uncu maddelerini değiştirmekten geçer.

Eğer AYM ile HSK egemen güç tarafından belirleniyorsa, bırakınız temel haklarla/özgürlüğü, malımızın mülkümüzün bile güvencesi kalmaz.

Örneğin, yargıçlara coğrafi güvence sağlanacakmış. Ama Kılıçdaroğlu aleyhine açılan üç tazminat davasında, hemen üç yargıç aynı ilde başka mahkemelere gönderildi. Yerlerine mutemed yargıçlar getirildi. Ve böylece coğrafi güvenceye dokunulmadan, yargılanan yurttaşın güvencesi çiğnendi.

Savunmaya geniş yetki tanınacakmış. Yaşadıklarımıza bakıyoruz, her soruşturmada gizlilik kararı alınıyor. Bir kısmı medyaya servis edilen dosya, savunmaya yasaklanıyor. Çoğu yargılamada müdafinin sözü kesiliyor. Ve Cumhuriyet davasında olduğu gibi, söz kesen başkan Yargıtay'a seçilerek ödüllendiriliyor.

Üstelik avukatlık bağımsız meslek olmaktan çıkarılıyor, idareye çok keyfi müdahale imkanı getiriliyor.

Son bir not daha ekleyelim, bir yargı reformu çalışması, asla Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda hazırlanmaz ve açıklanmaz.

*Avukat